Tam '40 Yıl Hapis' cezasıyla yargılanırlarken, birden 9 ay sonra serbest bırakılan "Dilan-Engin Polat" çifti için, Cumhuriyet Gazetesi yazarı sayın Murat Ağırel, 07 Eylül 2024 tarihli köşe yazısında aynen şunları yazıyordu:
"... Çünkü ön MASAK raporunda yer alan tespitlerin ana raporda yer almadığı, ana MASAK raporunda çıkacak sonucun aylar öncesinde avukatlar tarafından satır satır beyan edildiği, sosyal medya yayınların da altının çizildiği bir süreçti bu yaşadığımız... Gerçekten özür dilerim...
Cennet vatanımda adalet kavramı yok, ahlâk kavramı yok!.. Suçlunun, hırsızın arsız olduğu, arsızların hükümdar olduğu bir düzen var artık burada!.. Bir önceki yazımda "adalet borsası" demiştim. Nasıl da oturuyor yap-bozun parçaları... İki iktidar Vekili ile poz verdiğinizde, Yargı camiasındaki yapılarla yakın olan Avukatlarla çalıştığınızda hırsız da olsanız, suçlu da olsanız kazanırsınız..."
Hani bu Dilan ve Engin Polat 'kara para' aklıyorlardı !? Hani bunlar yasal olmayan 'sanal bahisler' oynatıyor, vergi vermeden milyonlarca lirayı ceplerine atıyorlardı!? Hani bunlar rakiplerinin iş yerlerine silahlı adamlarını gönderip, iş yerlerini kurşunlatıyorlardı!? Hani bunların hepsi "Ön MASAK Raporunda" yazılıydı !? Böyle suçları işleyen ve kazandıkları haram paralarla şımarıkça yaşayan ve çevresindeki fakir-fukara halk, özellikle de emekliler, fırınlar önünden 'Askıda Ekmek' ile karınlarını doyururken, bu yasal olmayan yollarla para kazanan zanlılar nasıl serbest bırakılabildiler!? Böyle bir aile, herkesin gözünün içine baka baka nasıl cezasız kalır da, niye serbest bırakılabilirdi!?
İktidar Partili ve iktidarın eski Milletvekillerinden sayın Şamil Tayyar da, 'Polat Ailesi' serbest bırakılınca ve içeride bunlardan hiç tutuklu kalmayınca, sosyal medya hesabından şunları paylaşmış: "Dilan Polat'tan sonra kocası Engin Polat'ın tahliyesi, toplum vicdanını çok rahatsız etti !.. Zaten Yargıya güven azalmış idi, şimdi bir kez daha bu güven kökünden sarsıldı !.. 40 yıl ile yargılanırken, 9 ay sonra serbest bırakıldılar; karar vericiler bunu kamuoyuna mutlaka izah etmelidirler !.. Suçlu değil iselerdi, 9 ay niye hapiste yatırdınız!? Eğer suçluysalar da, bunları salıveren mahkemenin mübaşirinden yargıcına kadar, herkesin yedi sülâlesinin hesap hareketleri ve mal varlıklarındaki artışlar var ise tespit edilip, burunlarından fitil fitil getirilmeliydi ki, herkese ibret olsundu!.."
Bunları ben söylemiyorum, 22 yıldır tek başına iktidar olmuş, bu iktidar içinde çeşitli kademelerde görev almış AKP'li eski bir Milletvekilleri söylüyordu!..
Basından öğrendiğimize göre; 40 yıl hapisle yargılanan kocası Engin Polat'ın da serbest bırakıldığını öğrenen Dilan Polat, hemen çok lüks arabasına atlayıp, hapishaneden kocasını almaya giderken, yine herkesin bildiği o meşhur 'ENEERCİİİ' şarkısını söyleyerek, yine o eski bildik klip görüntüsündeki gibi oynayarak gitmiş!.. İyi de, hapisten ilk çıktığı günlerde kendi ağzıyla ve de ağlayarak ne demişti: "Artık ben akıllandım... Çok büyük hatalar yaptım, eski şımarık görüntülerimi bir daha göremeyeceksiniz!" dememiş miydi ? Eee, bu görüntüler neyin nesiydi o zaman; hani akıllanmıştınız, hani bir daha bunları yapmayacaktınız !?
Atalarımızın dediği gibi; "Hiç huylu huyundan vazgeçer mi ? Domuz kısmı hiç yer deşmekten, Akrep kısmı önüne geleni sokmaktan hiç imtina eder mi!?" Halkımız bu gibiler için; "Alışmış, kudurmuştan beterdir!" demezler mi?
Evet, ben emekli kulunuz da bu kara para aklayıcısı şımarıkların haberlerini; 'Askıdan' değil ama, bizim Efe Market'ten, maaşımın son 10 TL'si ile aldığım ekmekle, komşularımın kendi bahçelerinden getiriverdikleri domates eşliğinde bulgur aşını kaşıklarken izledim: Habere göre, bu şımarıkların tahliye edilmesine sayın Dava Savcısı karşı çıkmış, ama sayın Yargıç buna rağmen serbest bırakmış!.. Benim anlayamadığım ise şu: Dava dosyasında bunlar aynı suçlama bilgilerini, aynı kanıtları okuyorlar, aynı şahitleri dinliyorlar ve bu zanlıları aynı 'Ceza Yasaları' ile yargılıyorlar değil mi? Eee, sayın Savcı hapiste kalmalarını söylerken, neden sayın Yargıç bunları serbest bırakabiliyordu acaba, neden !? Sakin KOŞAR...