Çok uzun zamandır devam eden ve sevgili Ali Sunal'ın sunduğu "Güldür Güldür Show" dizisinin 'Eşofmanlı Şevket Hocasını' artık hepimiz biliyor ve seviyoruz değil mi? İyi, çok iyi... Geçenlerde yine dört öğrencisi karşısına geçmiş, 'Eşofmanlı Şevket Hocalarına' soruyorlardı:
İlk kız öğrenci cırtlak sesiyle soruyor: "Hocam, üniversite giriş sınavında barajı aşarsak, o barajda boğulur muyuz?" İkinci şişman öğrenci; "Hocam; soru bankasından kredi çekilir mi?" Üçüncü öğrencisi; "Hocam, üç yanlış bir doğruyu sizce nereye götürüyordur acaba?" Dördüncü saftirik öğrencisi de; "Hocam, dün 'Hortum' çıktı, hepimiz çok korktuk!.." deyince, Şevket Hoca hemen; "Geçmiş olsun yavrum, nerede çıktı? Yaralı ölü yoktur inşallah!?" deyince öğrenci; "Hortum bizim evdeki dolaptan çıktı Hocam!.. Dedemin eski hortumuymuş!.. Çocukken bizi bu hortumla çok dövmüştü!.. O hortum eski ama, hâlâ tehlikeli midir acaba?" deyince çok şaşıran ve kızan Eşofmanlı Şevket Hoca; "Onu ben bilemem ki evlâdım, gidip bunu NİNENE sormamız lâzım" deyip, konuyu kapatıyordu...
Şu kavanoz dipli dünyaya ağlayarak ve anadan üryan halde geldik, buraya kazık kakmadığımıza göre, hepimiz bir gün yine ağlayarak ve anadan üryan olarak geri gideceğiz değil mi? En iyisi ben size bir iyilik yapayım da, şu yaşadığınız kısacık hayatta bazı 'Özlü Sözlerle' daha iyi, daha dikkatli, daha makul ve mantıklı olarak yaşayıp da gidin bari :
---İncir ağacından Oklava olmaz, mısır unundan Baklava olmaz, söğüt dalından Kaval olmaz, her ananın doğurduğundan da 'ADAM' olmaz!..
---Erkeği toklukta, kadını yoklukta, evlâdı yaşlılıkta, kardeşi mirasta, arkadaşını yolculukta, dostunu da en zor anında tanırsın!..
---Yanlışı alkışlıyorsan fikrin yoktur, eğriyi-doğruyu ayıramıyorsan aklın yoktur, yalana sahip çıkıyorsan da ahlâkın yoktur!..
---Üzgünken karar verme, mutluyken söz verme, kızgınken de kimselere cevap verme!..
---Cahillerle asla şakalaşmayın; çünkü onların halleri ve dilleri aynı 'Akrep Kuyruğu' gibidir; tehlikeli ve zehirlidir!..
---Üç tür insandan uzak durunuz; 1-Yanlışı savunacak kadar cahil olandan, 2-Doğruyu göremeyecek kadar kör olandan, 3-İyiliği inkâr edecek kadar nankör olandan!..
---Nereye gidersen git, unutmak istediklerin de hep seninle beraber gelecektir!..
---Ödenmeyen borç, aynen gölge gibidir!.. Onu ödemediğiniz sürece, en aydınlık günlerinizde hep arkanızdan gelir...
---Ahmet Arif, 'Kadınlar' için şöyle derdi: "Deli kadınlar çok iyidir; çünkü ne kahkahaları tutsak, ne gözyaşları sınırlı, ne arzuları mahpus, ne de öfkeleri prangalıdır!.."
Ba ba baaa... Hâlâ merakla benden gelecek 'Özlü Sözleri' bekleyip duruyorsunuz!.. Bugünlük bu kadar yeter yahu!.. Ben alt tarafı bir Yerel Gazete köşe yazarıyım, siz beni tarihi filozoflardan "Aristo, Sokrates, Plüton, Eflâtun, Konfüçyüs..." gibi biri miyim, yoksa Makedonya Kralı Büyük İskender'e bile; "Gölge etme, başka ihsan istemez!" diyebilen eski Antik Yunan Filozofu Diyojen miyim!?
Evet, yukarıdaki 'Özlü Sözlerin' birkaçını da ben uydurdum, ama bunların hangileri olduğunu vallayi size söyleyemem, onu da bir zahmet kendiniz buluverin gari... Bizim deli Orhan Veli de 1940 yılında İstanbul için ne diyordu: "İmkânsız şey şiir yazmak;/ Âşıksan eğer/ Ve yazmamak, aylardan da Nisansa!..// Arzular başka şey/ Hatıralar başka/ Güneşi görmeyen şehirde/ Söyle, nasıl yaşanır !?// Düşünme/ Arzu et sadece/ Bak, böcekler de öyle yapıyor// Bekliyorum/ Öyle bir havada gel ki/ Vazgeçmek mümkün olmasın!.." Eee, nasıl beğendiniz mi bugünkü 'Gırgır' yazısını? İyi, çok iyi, hadi bana eyvallah öyleyse... Sakin KOŞAR...