Aralık ayının 22 ve 23'ü, bir Cuma-Cumartesi günü daha, o sık sık başımıza gelen korkunç haberle yine sarsıldık: Kuzey Irak'ta teröristlere karşı yapılan operasyon sırasında, Hakurk'ta 6 askerimiz ve Zap-Metina Bölgesinde 6 olmak üzere 12 askerimiz daha şehit oldular!..
PKK'lı teröristlerin Kış hazırlıkları yaptığı 58 mağara, içindeki erzak-giyecek-yakacak-ilâç ve mühimmatla birlikte imha edildiği, 16 teröristin de Pençe-Kilit Operasyonuyla etkisiz hale getirildiği açıklandı... Kötü hava koşulları nedeniyle hava desteği eksikliği ve görüntü-iletişim engelleri yüzünden iki günde 12 şehit verdiğimiz açıklandı!..
Tabii her zamanki gibi yine 'Hamaset Nutukları' ekranlardan peş peşe verilirken, kahraman şehitlerimizin köylerine-kasabalarına giden TV Haber ekipleri, bu fakir aile gençlerinin evlerinin görüntülerini de yayınlıyorlardı: Hepsi de sıvaları dökük, çatlak camları bantlarla tutturulmuş, 'üff desen' yıkılıverecekmiş gibi görünen gariban evleriydi!.. Yoksa, birer zengin çocukları olsalar, askerde tezkere bırakıp da bu koşullarda o dağlarda ne işleri olurdu ki!? Zengin babaları sayesinde "Paralı Asker" olur, veya rüşvet karşılığı birer "Çürük Raporu" alır, bu kutsal askerlik görevinden yırtar, şimdi bu Kara Kış günlerinde sıcacık ve lüks evlerinde oturuyor olurlar, böyle haberlerde isim-cisimleri bile geçmezdi değil mi!?
Sağolsunlar, Tokatlı şehidimiz Yasin Karaca'nın döküntü halindeki kerpiç evi, 'Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı' tarafından yaptırılacakmış? Bunu sağ iken yapsak ne olurdu sanki? Geride kalan diğer yoksul ailelerin evleri ne olacak peki!?
Gerçekten çok merak ediyorum; bizi yöneten büyüklerimizin kaç tane oğlu gerçekten askerlik yaptı, kaç tanesi paralı asker veya çürük raporla askerliğini bitirdi acaba!? Muhalefet şunu bir araştırsa da, biz de öğrensek diyorum!.. Ama Muhalefet bunu yapar mı? Onların birbirleriyle didişmek, önümüzdeki yerel seçimde hangi adamlarını nereye ve nasıl yine 'Aday' atayacakları gibi çok daha önemli (!) görevlerle uğraşıyorlar, bu önemsiz (!) işe vakit ayıramazlar ki!..
Olay sonrası bir TV kanalına konuşan Emekli Albay Orkun Özeller; "Bu askeri birliği oralara eski MSB Hulusi Akar soktu, çok yanlıştı, bugüne kadar hep sustum, ama bu şehitlerimizin tek sorumlusu odur, çok büyük vicdan azabı çekiyorum!" dedi, ya buna ne diyeceğiz!?
Şimdi iktidara sormak gerekiyor: Hani bu teröristlerin beli kırılmıştı, hani sayıları, ayakkabı ve gömlek numaralarına kadar her şeylerini biliyorlar, yakında tamamen bitirileceklerdi!? Hele bundan önceki pek sayın bir 'İçişleri Bakanımız' vardı, sayı sayı bunları bize söylemedi miydi!? Bu teröristlerin bitmiş halleri böyleyse, ya güçlü halleri nasıl olurdu acaba!? Şimdi bu olay üzerine de yine ekranlara çıkıp da bize bunu bir daha anlatsa olmaz mı!?
Artık bize şu olup-bitenlerden sonra hamaset nutukları söylemeyiniz!.. Hani şu 'Vizesiz Ülkemize Girebilirsiniz' diye son bir kıyak daha çektiğiniz ABD'liler var ya; bu teröristlere 'askerî araç-mühimmat-erzak ve ilâç olarak' tam destek verirken, kaç defa suçüstü yakalanmadı mı!? Ne diye hâlâ onlarla 'dostluk nutukları' atıyorsunuz, niye oralara gidip, onların gelmeleri için ucu çiçekli davetlerde bulunuyorsunuz!? Bizi taa 1984 yılından beri bu PKK hainleriyle uğraştıran bu Amerika ya dosttur, ya da düşman!.. Dost olmadığı ortaya çıkmışken, niye hâlâ bunlarla ilişkilerimizi sürdürüyoruz ki!? Artık kararınızı verin de, "Bağımsız" bir devlet olduğumuzun biz de 'ayartına' varalım bari, olmaz mı!?
Canımızı yakan, hepimizi derinden yaralayan 'şehit haberleri' her geldiğinde, "Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez!" diye bağıran Milliyetçi kardeşlerime de sesleniyorum; bir gün de çıkıp şu adaletsiz "Paralı Askerlik" yapan ve rüşvetle "Çürük Raporu" alanlar için de sloganlar atın, onlara deyin ki; "Para ve Raporla Askerden Kaçılmaz, Vatan Böyle Korunmaz!.."
Bizi yöneten büyüklerimize de Hz. Mevlâna'nın sözüyle bir kez daha seslenelim: Her şehit haberi sonrası hamaset nutukları atmayın, önce görevinizin gereğini yapın, sonra da; "Ya olduğunuz gibi görünün, ya da göründüğünüz gibi olun!.." Sakin KOŞAR...