MERHUM 'NAİL ÇAKIRHAN' VE HAMDİ YÜCEL GÜRSOY !?
Hafta sonlarında Halk -TV'nin ilgiyle izlenen ve sunumunu Serhan Asker'in yaptığı "GÖRKEMLİ HATIRALAR" programı, 10 Ağustos 2024 Cumartesi sabahı, Muğla'mızın eşsiz doğa harikası Akyaka'nın 'Azmak' kıyısından yayımlandı... Güneş enerjisiyle çalışan, benzin ve mazot yakıtlarıyla çevreyi kirletmeyen, gezgin yolcu motorlarının Azmak üzerinde biri gelip biri giderken, onları serin suları olan Azmak'ta ördek ve kazların da yüzerek eşlik ettiği görüntülerle, bu güzel program da oradan yayın yapıyordu...
Gökova-Akyaka kıyıları, 'Uluslararası Ağa Han Mimarlık Ödülü (1983)' sahibi ve şair olan Nail Çakırhan ile ufku geniş iş adamı Hamdi Yücel Gürsoy'un tanışmaları sonucu, plan ve projesini Nail Çakırhan'ın hazırladığı, inşaatı boyunca başından ayrılmadığı ve1986 yılında hizmete giren "Yücelen Oteli" sayesinde değer kazanmaya, turizmcilerin dikkatini çekmeye başladı!.. Buradaki programa katılan Ula Belediye Başkanı sayın Mehmet Caner; "Keşke burada Hamdi Bey de olsaydı, Akyaka'yı 'Nail Çakırhan' ile nasıl bugünlere getirdiklerini kendi ağzından dinleseydik; ama rahatsızlığı nedeniyle programa katılamadı" dedi...
İlk günlerde çoğu insan Hamdi ağabeyin devasa miktarda para dökerek satın aldığı bu yerler için; "Yahu, satın alacak başka çalılık-çırpılık, içinden buz gibi sular akan bataklıktan başka yer bulamamış mı? Her yeri yılan-çıyan-sivrisinek dolu bu yerdeki turistik otele ve o tesislere kim gelir, Hamdi Bey çok büyük hata yaptı, kısa sürede iflâs bayrağını çeker gider" diyorlardı... Ancak, unuttukları bir şey vardı: Nail Çakırhan'ın dahice öngörülerini ve mimari özelliklerini kimse bilmiyordu? Yöresel ve geleneksel mimariye sadık kalarak, susuz beton kararak yaptığı binalar, kısa sürede herkesin dikkatini çekti, oraya giden herkes, bir daha geri dönmek istemiyordu... Kısa sürede tüm yurttan ve dünyadan, her daldan ünlü müşterileri akın akın gelmeye ve otelde yer bulamamaya başladılar...
Bu başarıdan sonra Akyaka'daki Nail Çakırhan-Hamdi Yücel Gürsoy inşaatları devam etti; "18 Evler-Altı Evler-14 Evler" siteleri yapıldı, kısa sürede kapış kapış satıldı... Uzun yıllar Muğlaspor Başkanlığı yaptı... Bu başarılar ve kazançlardan sonra, Hamdi Yücel Gürsoy, Muğla'da bir özel hastane eksikliğini hissedip, Nail Çakırhan'a da önceden danışarak, 12 Nisan 1996 tarihinde "Muğla Özel Yücelen Hastanesi" ni hizmete açtı... Çevrede halkın inandığı ve güvendiği tüm doktorları davet ederek, masrafı hiç düşünmeden, son teknoloji Tıp Cihazları eşliğinde halkımıza hizmete sundu... Kısa sürede bu hastane de üne kavuştu, İl ve Yurt dışından bile birçok hasta gelip, burada şifa bularak döndüler!.. Bu başarı sonunda; 2006'da Bodrum'da, 2009'da Ortaca'da, 2013 yılında Marmaris'te "Özel Yücelen Hastaneleri" açıldı... Hamdi ağabey eğitime de çok önem verdi, bunun için; Anadolu Lisesi, Teknoloji ve Kültür Koleji, Teknopark ve Sağlık Meslek Lisesi'nin kurucu önderi oldu... Bu başarıları sonrası da, 'Teknoloji ve Kültür Koleji Mütevelli Heyeti Başkanı' seçildi... Böylece "Yücelen" yatırımları, binlerce Muğla insanımıza iş imkânı sağladı, ekmek kapısı oldu!..
Bir iş adamının bunca öngörüsü ve başarısı için, tam 11 yıl süren kendi çalışmaları, Hamdi ağabeyle yaptığı sohbetleri, başardığı işleri not eden Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Öğretim Üyesi merhum 'Dr. Ali Abbas Çınar' ; Hamdi ağabeyi sonunda ikna ederek, "Hamdi Yücel Gürsoy ve Muğla'da Yücelen'in Hikâyesi" adlı kitabı, 2022 yılında yayınladı... Kitap öyle ilgi gördü ki; kısa sürede yeni basımları yapıldı... Özellikle genç nesil, bir iş insanının nasıl olması, nelere dikkat etmesi ve kimlerle düşündüğü işleri başarması gerektiğinin 'sırlarını' bu kitapta buldular, orada anlatılanları örnek aldılar!..
Yücelen Oteli apartlarına eşimle tatile gittiğimiz zamanlarda, her gün Hamdi ağabeyle tavla oynar, her seferinde de bir yolunu bulur, mutlaka beni yenerdi!.. Akşam yemekleri sonrası 'Yücelen Otel'in girişindeki sarmaşıkların yanındaki masada Nail Çakırhan, (bazen) eşi Halet Çambel, Hamdi ağabey ve ben biraz rakı içer, sohbet ederdik... Nail Çakırhan her akşam 'bir tek' rakısını sadece çam fıstığı (künar) ile içer, hep dağınık saçları ve pek gülmeyen yüzüyle genelde bizi dinler; "Rusya'ya firarını; kendisini kaçıran bir 'İnşaat Mafyasının' elinden Hamdi ağabeyin onu nasıl kurtardığı; aile-kadın-şiirin yaşamımızdaki önemi" gibi, kendi özel anılarını da bazen bize açardı!.. Yaşarken bu insanları tanıma, sohbet etme imkânı bulduğum için bendeniz çok şanslıyım, her iki büyüğüme de yürekten şükranlarımı sunuyorum!..
"Görkemli Hatıralar" programını izlerken, benim aklıma hep bunlar geldi: Keşke Hamdi ağabey programa katılabilseydi, özellikle genç nesle başarısının sırrı ve yolunu kendi ağzından anlatabilseydi!.. Kitabını okumayanlar mutlaka bulsunlar ve o kitabı okusunlar, güzel geleceklerini o bilgi ve tecrübeler ışığında sağlayacaklarından adım gibi eminim!.. Sakin KOŞAR...