MUTLU OLABİLMENİN BİNBİR YOLU !?

             MUTLU OLABİLMENİN BİNBİR YOLU !?

Bugün sizden hiçbir ücret talep etmeden, hepsini beleş tarafından aktaracağım bilgilerle; bu beş parasız, bu zam yağmurundaki sıcak Yaz günlerinde bile, muhalefetin hiçbir söylediğine aldırmadan; ne iktidara, ne de başımızdaki devlet büyüklerine kızmadan, rahat ve huzur içinde mutlu yaşamanıza imkân sağlayacağım!.. Yeter ki dediklerimi harfiyen yapınız!..

Örneğin; diyelim ki siz de benim gibi yetersiz maaşlı, emekli birisiniz!.. Her gün kabaran elektrik, doğalgaz, telefon faturalarını ödemekten daraldınız, ocakta tencerelerinizi küçültmekten, yemeklerinizi artık 'cezveler' içinde pişirir hale geldiniz. Pahalı tereyağı yerine margarin, Zeytinyağı yerine Ayçiçek yağı kullanıyorsunuz!.. Odalardaki doğalgazları kapata kapata, sadece yatak odanızda doğalgaz yakar hale düştünüz!.. Bundan ötürü hiç üzülmenize, dövünmenize, sürekli muhalefeti dinleyip de iktidara kızmanıza gerek yok!..

Efendim, bu işin kolayı var: 1- Akşamları artık evdeki her şeyi kapatıp, kendiniz en yakın kahvehaneye kapağı atıp, sevgili eşinizi de bir komşuya gönderiniz. 2- Telefonla bir yeri aramanız gerektiğinde, bir arkadaşınıza gidip, telefonunuzu tamire verdiğinizi söyleyip, o konuşmayı onun telefonuyla yapınız, mahcubiyetle teşekkür ediniz. 3- Zati hava çok soğuk olduğu için buzdolabınızı; sıcak olduğunda da aspilatörünüzü tedavülden kaldırınız. 4- Ütülenecek giysilerinizi, yatak ve minder altına bastırarak ütüleyiniz. 5- Yıkanacak giysi ve tencerelerinizi biriktirmeden, hemen elde yıkayınız. 6- Arabanız varsa hemen satınız, beleş Belediye araçlarını tercih ediniz. 7- Yöreniz pazarına, tıpkı Suriyeliler gibi öğleden sonraları gidiniz, sebzeleri ucuza getiriniz. 8- Sık sık verilen 'hayır yemekleri ve lokma döktürenleri' takip ediniz, bir öğün yemeği bedavaya getiriniz. Bir ayın sonunda göreceksiniz ki, en az % 50 tasarruf etmişsiniz!..

Meselâ; iki oğlunuz var, ikisi de evli ve kira evlerinde oturuyorlar, onlar da sizin gibi geçim sıkıntıları çekiyorlar. Efendim onun da kolayı var: Hemen bu çocukları kendi evinize taşıyıp, birer odaya yerleştiriniz, onlarla birlikte aldığınız bütün maaşlarınızı birleştiriniz!.. Bu toplu yaşamda bazı gelin-kaynana-çocuk kavgaları, banyo-tuvalet-televizyon filân kullanımında bazı sıkıntılar olsa da; Afrika ve Hindistan'da bir oda evde 17 kişinin yaşayabildiklerini konuşarak ve düşünerek, bu bunalımlı günler geçiştirilebilir!? Aynı evi, aynı elektriği, aynı suyu, aynı doğalgazı, aynı tencere ve ateşi kullanmanızdan, tüm maaşları tek elde toplamanızdan dolayı, bu yaşam tarzından da en az % 50 tasarruf sağlar, ay sonunda hayatınızda ilk kez olarak elde kalan parayı sevinçle paylaşabilir, yaşanan sıkıntıları bu şekilde unutabilirsiniz. Bu ara siyasetten ve özellikle de muhalefetin dediklerinden uzak kalınca sağlığınız da düzelir, iktidar büyüklerimize sinirlenmekten imtina edebilirsiniz.

Görüyorsunuz işte, istedikten sonra bu hayatta mutlu ve huzurlu olmanız da mümkündür dostlar!.. İşte size bir örnek daha: Karadeniz'de nesi varsa satıp, yüklüce bir parayla İstanbul'a gelen bizim Temel'e, uyanık bir emlakçı büyükçe bir evi çok pahalıya satıp, Temel'i kazıklamış. Parayı alıp, tapuyu verdikten sonra gerçeği anlatmış; "Bu evin bir tek kusuru var Temel kardeş; önünde tren yolu, arkasında şehir garajı var, her dakika çok gürültü olur ama, sen buna birkaç haftada alışırsın nasılsa" deyip, tüyer. Temel onun arkasından gayet iyimser şekilde bağırır; "Ha pu heeç sorun değul, ilk birkaç haftayu öteki mahallede oturan teyzemun evünde geçirur, heeç rahatsuz olmadan bu gürültüye aluşurum daa!" der. Yani görüyorsunuz işte, insan biraz olumlu düşününce, bu kavanoz dipli dünyada da bir şekilde mutlu ve huzurlu olabiliyormuş, değil mi?

Ulan, heyy, neler diyorum yahu ben!? Bu yukarıda okuduklarınızı ben mi yazdım yoksa!? Aha, daha dün Denizli'de bir hastaneye izinsiz giren parfüm satıcısı adam, hastasını muayene eden doktora zorla parfüm satmak ister, o da almayınca hem doktoru, hem de hastasını darp eden adam yakalanır, ama her ne hikmettense adam yine 'serbest' bırakılır, iyi mi? Bu ülkede artık sözün bittiği yerdeyiz!.. Ben emekli dallama da kalkmış, hâlâ huzur ve mutluluktan bahsediyorum!.. Beni bağışlayabilecek misiniz bilemiyorum ama; ben bu sözlerimden ötürü kendimi asla affetmiyorum dostlar, asla!..                              Sakin KOŞAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI