OYUNCU 'ASLI BEKİROĞLU'NDAN SAMİMİ SALVOLAR !?

 


Zaman zaman hepimizin çok beğendiği, bazı gençlerimizin örnek aldığı ünlü sanatçılar bizleri şaşırtmaya devam ediyorlar!.. Kafaları eksantrik çalışan insanlarımızdan bazıları bu açıklamaları beğenseler de, ununu elemiş, eleğini duvara asmış biz yaşlılar ise bazen ağzımız bir karış açık olarak bu açıklamalarını hayretle karşılıyoruz!..

Hani "Jet Sosyete" ve de "Benim Tatlı Yalanım" gibi dizilerde oynayan genç ve güzel kızımız sayın 'Aslı Bekiroğlu' da, 04 Haziran günü basında çıkan açıklamalarıyla hepimizi şaşırttı!.. Diyordu ki; "Ben başka kızlara benzemem, dağ ayısı olarak nitelenen kaba-saba adamlardan hoşlanırım!.. Adam dediğin Barzo olmalı, zaman zaman köpük gibi kabarıp; 'Höt, Zört, Hayytt' diyecek, 'Sus be kadın, otur!' diyecek, böyle erkekler çok seksi oluyorlar!" demiş, iyi mi?

Ba ba baaa... Bu devirde ünlenmiş, üniversite mezunu, eğitimli bir kız söylüyor bunları!.. Peki, biraz eksik konuşmamış mı? Meselâ; bağrı ve kolları kıllı olacak mı? Yürüyüşü Goril gibi, gücü-kuvveti Ayı gibi, kızdığında burnundan soluyan, ön ayaklarıyla toprağı kazan Boğa gibi böğürecek mi? Kızım sen kendine bir sevgili mi arıyorsun, yoksa her gün kemiklerini kıran, esaret altında tutan, yaban hayvanı gibi bir adam mı arıyorsun!?

Halbuki aynı günkü haberlerde merhum Erkan Yolaç (Hani şu meşhur Evet-Hayır yarışması sunucusu) ve merhum eşinin 48 yıllık mutlu beraberlikleri haberi de vardı... 1970 Türkiye Güzeli olan merhume Tuğberk Yolaç, çok sevdiği eşi Erkan Yolaç'ın ölümüne ancak iki hafta dayanabilmiş, ardından o da vefat etmiş, eşinin çok kibar, her şeyi ona sorarak yapan çok saygılı bir eş olduğunu söylüyordu... Ya buna ne diyeceksiniz!? Hangisi size daha akılcı, daha mantıklı ve daha insanca geliyor bakayım!?

Bunları yazarken, Kahramanmaraş'ta çeşitli sevgililerinden 8 tane çocuğu olan, hangi çocuklarının hangi babadan olduğunu karıştıran, en son sevgilisiyle bir olup, kocasını öldürüp, kıyma makinesinde kıydıktan sonra, etleri sulandırarak tuvalet lavabosundan kanalizasyona akıtan kadının haberi vardı!.. Karışık bir işti vesselâm ama, olay Müge Anlı programına taşındı, bakalım bu sefer Müge Hanım da bu işin içinden çıkabilecek mi? Yahu bir insan, bir başka insanın etlerini kıyma makinesinde nasıl çekebilir!? 2024 yılında olduğumuzu düşününce, yemin olsun Afrika'nın kabile Yamyamları bile bunların yanında masum kalıyorlar, gari bu ülkede yaşamaktan nefret eder hale geliyorum aziz dostlar!..

Endonezya'da 02 Haziran günü dört çocuklu bir kadın, mantar toplamaya gitmiş, 5 gündür haber alınamıyormuş... Avcılar, ormanda 5,5 metre uzunluğunda, şiş karınlı bir Piton yılanı görmüşler, köyün muhtarına haber vermişler... Birçok köylü ve kayıp kadının kocası gelip, yılanın karnını açmışlar, karısının elbiseleri ve elinde mantarlarla birlikte yılan tarafından yutulduğunu, cesedin hiç bozulmadığını fark etmişler!.. Şimdi bir daha soruyorum; bu Piton Yılanı mı daha vahşi, yoksa kocasını kıyma makinesinde doğrayan Maraşlı bizim dokuz kocalı kadın mı daha vahşi, haa !?

Ooofff, bu günümüz insanlarının barbarlıkları bir gün beni öldürecek dostlar, yazıyı burada kesiyorum, dayanamayacağım!.. Orhan Veli'nin Haziran-1944'te yazdığı 'Şoförün Karısı' şiiriyle veda edeyim bari:

"Şoförün karısı, kıyma bana/ El etme öyle pencereden/ Soyunup, dökünüp/ Senin, eniştende gözün var/ Benimse gençliğim var/ Mapuslarda çürüyemem/ Başımı belâya sokma benim/ Kıyma bana!.."                    Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI