PARTİLERDE KALMAK MI ZOR, GİTMEK Mİ !?
Geçtiğimiz günlerde CHP'den önce 3 milletvekili istifa ederek, yeni kurulan Muharrem İnce'nin partisine gitmişler, daha sonra bir Denezli milletvekili istifa edip, hiç bir partiye geçmeden, 'Bağımsız' kalacağını açıklamıştı... İYİ Parti'de de, atıldığı partisine yargı yoluyla geri dönen Prof. Dr. Ümit Özdağ da, "partisinin kuruluş amaçları dışına çıktığı" suçlamasında bulunup, bir süre sonra istifa ettiğini açıkladı...
Bense her milletvekili istifasını duyduğumda düşünürüm: "En az 50 Bin seçmenin oyuyla seçilen bu milletvekilleri, partilerinden ayrılırken kime danışıyorlar? Bir öfkeyle 50 Bin seçmenin iradesini ellerinin tersiyle itip de, nelerine güvenip de başka yerlerde siyasete devam edebiliyorlar?" derim... Atalarımız böyle durumlarda; "Yuvarlanan taş yosun tutmaz!" derlerdi... Zati bir kere yer değiştirenlerin büyük çoğunluğu siyaset sahnesinden silinip gidiyor, güvenilirliklerini kendi elleriyle yok ediyorlar ya, neyse?..
Partilerde de zaman zaman problemler çıkabilir, tüzük ve programlarına ters işler yapılabilir, sizin de bunları kafanız almayıp, karşı çıkabilirsiniz?.. Ama illâ size milletvekilliği sağlayan partilerinizden-seçmenlerinizden ayrılmanız gerekmiyor ki!? Partide kalıp da yapılabilecek mücadele yöntemleri yok mu!? Tabii ki var!.. Öyleyse, niye kolaycılığa kaçılıyor ve neden illâ oradan istifa ediliyor ki!?
Bakınız, 05 Mart 2021 günkü gazetelerde belki haberini okumuşsunuzdur? CHP içinde pek itibar görmeyen bazı ünlü isimler var, siz de bunları biliyorsunuz: Bedri Baykam, Ercan Karakaş, Fikri Sağlar, Tolga Yarman, Mustafa Gazalcı, Ömer Faruk Eminağaoğlu ve Tevfik Kızgınkaya... gibi... Yaşanan bazı olaylar yüzünden şimdiye kadar partiden 10 kere istifa etmeleri gerekirdi, değil mi? Ama onlar ne yapıyor? Partide kalarak mücadelelerine devam ediyorlar!.. Zati olması ve yapılması gereken de bu olmalı değil mi?
Sayın Bedri Baykam açıkladı; "CHP'de bir gurup arkadaşımızla bir çalışma yapıyoruz, adına da; "CHP İçin Demokratik Dijital Devrim (3 D) Tüzük Taslağı" diyoruz... Çalışmalarımızı bitirdik, Cuma günü açıklıyoruz" dedi, duydunuz mu? Peki, bu çalışmada neler istiyorlardı:
--Cumhurbaşkanı adayının tüm üyelerin katılımıyla seçilmesi... -Genel Başkan, Parti Meclisi, Milletvekili ve Belediye Başkan adaylarının % 3'lük Genel Merkez kontenjanı dışında, tüm üyelerin seçimiyle belirlenmesi... (Bu oran Milletvekillerinde % 6 filân olabilir? Çünkü iktidar veya iktidar ortağı olunduğunda; Ekonomist, Eğitimci, Hukukçu, Planlamacı, Tıp ve Teknokrat kişilere ihtiyaç duyulabilir?..) -İki kere üst üste seçim kaybeden Genel Başkan'ın koltuğunu kaybetmesi ve Olağanüstü Kurultaya gidilmesi... -Tüm üyelere verilecek 'Akıllı Kartlar' ile partinin dijital çağa uyum sağlaması... -Güçlü Genel Sekreterlik ve üç yardımcısına aktif görev ve sorumluluklar verilmesi... -Cinsiyet ve gençlik kotasına girenlerin, seçilebilir sıralara getirilmesi...
Bu tespitler ve isteklerin neresi kötü!? Parti içinde kalarak bu aktif çalışmalara imza atanlar da gerçek partili değiller mi? Umarız bu öneriler Genel Merkez tarafından da kabul görür, herkesin istediği 'Gerçek Demokratikleşme' bu sayede hayata geçebilir?
Partiden koparak yeni parti kuranlar bunları okuyorlar mı acaba? İlk günlerde saman alevi gibi bütün haber kanalları bu yeni partiyi ve istifa edip gidenleri göklere çıkardılar, birkaç gün manşetlerine taşıdılar, şimdilerde hepsi de sus-pus oluverdiler!.. Eski partinize verdiğiniz zararın ayartına varabildiniz mi acaba? Yoksa yine 'Abes Yere Yelerek' eski partinize zarar vermeye devam mı edeceksiniz, bekleyip göreceğiz baylar!? Sakin KOŞAR...