Lozan Anlaşması, Turgut Özal, TBMM, 1924 Anayasası, 'Soykırım'... Terör örgütü PKK, 12. Kongresini toplamasının ardından, tam da -12 Mayıs 2025 günü- sabah yaptığı açıklama ile örgütün feshedildiği bildirildi... Ancak bildiride yer alan bazı ifadeler rahatsızlık yarattı: Açıklamada YPG ve KCK'nin feshinden bahsedilmezken, satır aralarında olan bazı detaylar gözlerden kaçmadı. Fesih bildirisindeki 'Lozan ve Sevr Anlaşmaları' için yazılan ifadeler tepki çekti...
Silahların ne zaman, nasıl ve nereye teslim edileceği, MASAK Raporu'nda yer alan ve bu örgütün sahip olduğu, miktarının da 100 Milyarlarca TL'yi bulan 'uyuşturucu-haraç-dış yardım' paralarının nereye, kime bırakılacağından da hiç bahsedilmemiş!.. Örgütün nerede, kimlerle toplandığı da belirsiz!.. Yani, birçok bilinmez ile yola çıkıldı, halktan gizlenen birçok anlaşma yapıldığı iddiaları ortalıkta dolaşıyor!.. İyi de, 47 yılda 50 Binden fazla şehit vermiş bu millet, bu 'dokuz bilinmeyenli denklem gibi' anlaşmayı nasıl içine sindirecek, nasıl bunları kabullenecek !? Böyle çok ciddi konularda "Biz yaptık, oldu!" demekle halledilmiyor!..
Yandaş medya haberlerine bakarsanız, her şey tamam, ortalık güllük gülistanlık gibi gösterilmeye çalışılıyor!.. Aklı başında ve yılların tecrübeli gazetecileri ise sürekli tereddütlerini belirtiyorlar!.. Örneğin Necati Doğru, 14 Mayıs 2025 tarihli köşe yazısında aynen şöyle diyordu: "...Yalanın heykeli yapılır mı? İşte yine yontuyorlar, iyi izleyin!.. Hani bu PKK terörü bitmişti? Hani devlet, sayıları çok azalmış olan teröristlerin ayakkabı ve gömlek numaralarına kadar her şeyini biliyordu? Bu hale gelmiş bir terör örgütü ile koca devlet nasıl pazarlık yaptı !?" diyordu... Yani, yine 'yalanın heykeli' yapılıyordu değil mi?
Yine aynı gün Emin Çölaşan ise köşesinde; "... Üç gündür ülkede olanı-biteni dehşet ve hayretle izliyoruz!.. Göreceksiniz, çok yakında DEM de Cumhur İttifakına katılıp, Anayasayı kendi çıkarlarına göre yeniden düzenlemeye çalışacaklar!.. Tıpkı geçmişteki gibi, bu anlaşmalarını da halktan ve muhalefetten yine gizliyorlar... Sabredin, ileride daha neler göreceğiz, neler !?" diyordu... Söyledikleri yalan mı, size de öyle görünmüyor mu?
Evet... PKK terör örgütünün diline doladığı "Lozan Anlaşması" 24 Temmuz 1923 tarihinde, 'II. Adam İsmet İnönü'nün çok büyük pazarlık başarıları sonrasında imzalanmış, bu anlaşma, "Yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti" nin adeta bir "Tapusu" gibidir!.. O tarihlerde bu ülkede Türkler, Kürtler, Çeçenler, Çerkezler, Çingeneler, Gürcüler, Aleviler, Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler de vardı!.. 1924 Anayasası, bunların hiç birini ayırmadan, hepsine birden "Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı" dedi, hepsine birden de "Türk Milleti" diyerek onurlandırdı!.. Şimdi aradan yıllar geçince, ne diye Kürt kardeşlerimiz kendilerini ayırıyorlar, neden 'Özerklik' istiyorlar ki !? Bugüne kadar her kesimden Muhtar, Belediye Başkanı, Kaymakam, Vali, Milletvekili, Bakan ve hatta Cumhurbaşkanı seçilmedi mi? Diğer azınlıklardan ne üstünlükleri ve özellikleri var da, bir ve beraber olunan bu devlette, ne diye sadece bazı Kürtler isyan edip de, bu ülkeyi bölüyorlar ki !? 1984 yılında APO önderliğinde kurdukları, başta ABD olmak üzere birçok dış ülkeden destek gören PKK, bu ülkenin 50 Binden fazla insanını şehit etti, Yüz Binlercesini yaraladı, sakat bıraktı ve evinden-yurdundan etti !..
Başımızdaki iktidarın ilk göreve geldiği 2002 yılı döneminde bu terör sindirilmişti!.. 2002'de sadece '6 Şehit' vermiştik... Bakın sonra ne oldu: 2004'te 75 şehit, 2005'te 105 şehit, 2007'de 146 şehit, 2008'de 171 şehit, 2012'de 225 şehit, 2016'da 723 şehit verdik!.. Yani bu terör örgütü yeniden bunlar döneminde yeniden azmaya başladı!.. Şimdi bunların hepsini unutup da, İmralı'daki Bebek Katilini, örgütteki birçok ödülle arananları affedip, "hadin güle güle" mi diyeceğiz yani? Ya onların şehit ettiği, sakat bıraktığı insanlarımızın aileleri ve çocukları ne olacak, nasıl unutacaklar bu olanları!? Sakin KOŞAR...