Biliyorsunuz, geçtiğimiz 14 Mayıs 2023 tarihinde bir Genel Seçim vardı... Başımızdaki iktidar yine her yerde mitingler düzenleyip, halktan biraz sabır isteyip; enflasyonu hemen düşüreceklerini, özellikle emekli maaşları arttırıp, enflasyon ve pahalılığa ezdirmeyeceklerini, fırlayan fiyatları hemen düşüreceklerini söylüyor, oraya toplananlar da umutla bunları alkışlıyorlardı!.. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı sayın Erdoğan çıkıp; "Bu kardeşinize yetkiyi verin, göreceksiniz bu fiyatları nasıl düşürecek ve sizleri enflasyon canavarına ezdirmediğimizi göreceksiniz!.." diyordu...
Evet, bu aziz millet yine ona inandı, yine mitinglerde alkışladı, yetkiyi verdi ve şimdi 2023 Mayıs ayından bugüne, yani 2024 Şubat ayına kadar geçen, tam '9 Aylık Sürede' fiyatlar ne kadar artmış, işte kendi gözlerinizle görünüz:
Mazot = Litresi 18,6 TL'den, 42 TL'ye çıktı...
Dolar = 18 TL'den, 31,39 TL'ye fırladı...
Gram Altın = 1.275 TL'den, 2.032 TL'ye yükseldi...
LPG = Litresi 10,5 TL'den, 21,13 TL'ye çıktı...
Bunların yanında artık satın almayı unuttuğumuz gıdalardan eti, sütü, peyniri, tereyağını, balığı, meyve fiyatlarını saymıyorum bile!.. Peki, ya maaşlarımız ne oldu? Gerçek enflasyonun sadece üçte/biri kadar arttı, yani emekli maaşları 7 Bin TL'den, 10 Bin TL'ye yükseldi, hepsi o kadar!.. Neymiş efendim; bütçede para yokmuş!.. İyi de efendiler, madem bütçede para yoktu da, siz İliç'teki maden kazasına sebep olan Anagold Madencilik Şirketi'nin 7 Milyar TL'lik vergi borcunu ne diye affettiniz!? Daha önce birçok yandaş şirket vergi borçlarını ne hakla ve ne diye defterden sildiniz!?
Şimdi Yerel Yönetim Seçimleri mitinglerinde de hep; "Yerel yönetimleri bize teslim ettiğinizde, ülkeyi nasıl uçurmaya devam ettiğimizi göreceksiniz!" diyor, oraya toplanan kalabalıklar da elleri kızarıncaya kadar alkışlıyorlardı... Hani "Uçacağız" da, havaya doğru mu, yoksa bizim meşhur 'Sakar Yokuşu'ndan aşağı, Gökova'ya doğru mu uçacağız acaba?
Herhalde haberlerde görmüşsünüzdür; 03 Mart 2024 Pazar günü sayın Erdoğan yine Muğla'da seçim mitingi yaptı, mitingin adı da; "Muğla İçin Gerçek Belediyecilik" idi... İyi de kardeşim, zaten Muğla CHP Belediyesi; "Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu 'Fitch Ratings'ten 'Sekizinci Defa' En Yüksek 'AAA' Notunu Alan" Büyükşehir Belediyesi değil mi? Siz bu Belediyeye mi 'Gerçek Belediyeciliği' öğretmeye geldiniz kardeşim!? Halka 'Yerel Tohum' dağıtmada, ülkede adeta marka olan şehir, bizim Muğla değil mi? Biz şimdi CHP'liler olarak buna gülelim mi, yoksa oturup balkona da hüngür hüngür ağlayalım mı?
Geçenlerde bir TV programında Muğla AKP adayı sayın Aydın Ayaydın; Muğla'nın kıyı İlçelerinde denizin çamurla dolduğunu, hemen bunun temizlenmesi için çalışmalara başlandığını söyleyerek, yapacağı hizmet projelerini övüyordu... Herhalde bu projeden en çok bizim Yatağan ile Kavaklıdere İlçe insanlarımız sevinmişlerdir (?) Gerçi bunların deniz kıyısına sınırları yok ama, olsundu, hizmet hizmettir kardeşim!.. Millet karnını doyuramıyor, iş bulamıyor, çocuklarının okul çantalarına beslenme maddeleri koyamıyor, bu AKP'li Başkan Adayımız nelerden bahsediyor!? Ne diyordu CHP Muğla B.B. adayı sayın Ahmet Aras, Yatağan'daki konuşmasında; "Bodrum'daki yazlığının balkonundan alıp getirdiler, Muğla gibi bir yere aday gösterdiler, buranın sorunlarını o ne bilir ki!? Biz onu, sahildeki balkonunda istirahatine devam etsin diye, oraya geri göndereceğiz!" diyordu...
Bir zamanlar 12 Eylül 1980 darbesini yapan Kenan Evren de, 07 Kasım 1982 yılındaki Anayasa ve Cumhurbaşkanı seçimleri öncesindeki Muğla mitingine gelmiş, söylenecek başka lâf bulamamış gibi, bizim yüzümüze karşı; "Ev yaparsan tuğladan, kız alırsan Muğla'dan" deyip gitmiş, o seçimde de bu aziz halktan '% 91,37' oy alarak seçilmişti ya? Halimize güler misiniz, ağlar mısınız!? Sakin KOŞAR...