ÜÇ LİDERİN ESAS DERTLERİ BAŞKAYMIŞ !?
2025-Eylül ayı başında toplanan ünlü liderlerden üçü; Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Kuzey Kore Diktatörü Kim Jong-un, toplantı için beraberce bir salona giderlerken, yolda bazı uyanık gazetecilerin marifetiyle, aralarında hararetle konuştukları bir konu dikkat çekti ve bir anda bu konuşma konusu dünya gündeminin birinci mevzusu oluverdi!.. Peki, neydi bu hararetli konuşma?
"Dünyadaki yeni 'Teknolojik ve Tıbbî Gelişmeler' Sayesinde, İnsan Ömrü 150 Yıla Kadar Yükselebilir mi !?" Toplantı sonrası gazetecilerin bu konudaki sorularına açıkça ve samimice cevap veren üç lider de; yeni teknoloji ve araştırmalar için bilim insanlarına tam destek verdiklerini, bunun sonucunda da, yakında her insanın 150 yıla kadar yaşama şansının artabileceğini düşündüklerini söylemişler...
Burada da görüldüğü gibi, iktidarlarının devamı için bugüne kadar hiçbir kıyımdan ve şiddetten kaçınmayan bu acımasız liderlerin bile, 'ÖLÜM' denilen mutlak sonumuzdan çok korktukları orada da ortaya çıkmış bulunuyor dostlar!.. Ölümü ensesinde hisseden her insanın; "Ah ulan, her şeye rağmen dünya güzel, can tatlı; şu 'ölümsüzlük iksirini' hâlâ niye bulmuyorlar!?" diye hayıflanmaları boşuna değilmiş yani ? Görüyoruz ki; sadece ölüme çare bulamayan, dünyadaki her şey emirlerinde olan şu liderler bile 'ölümsüzlük iksiri' peşindelermiş, kendi aralarındaki konuşmalardan anlıyoruz, görüyorsunuz işte!..
Düşündüm de, keşke onların yanında ABD Başkanı Donald Trump da olaydı!.. Kendinden önceki Başkan Joe Biden ile yaşlılığı ve hastalığı ile az mı alay etmişti? Şimdi duyduklarımıza göre, kendisi de bu yaşlılık ve hastalığa bağlı dertlerle uğraşıyormuş? Herhalde atalarımızın; "Gülme komşuna, gelir başına" dedikleri, tam da bu olsa gerektir!?
Son yıllarda bazı zenginlerin, büyük paralar karşılığında "sağlıklı çocuk ve genç kanı" ile kendi ihtiyar kanlarını değiştirerek, yeniden gençleştiklerini duymuştuk!.. Bu işin genellikle ABD'de yapıldığını, bizim zenginlerden de gidenler olduğu yazılıp-çizilmişti, hatırladınız mı? Bir de, ihtiyaç sahibi insanların organlarını büyük paralarla bu hasta zenginlere sattıkları bilinen bir gerçek olup, duayen gazetecimiz Uğur Dündar, bu işi yapan bazı 'Yahudi Doktorları' suçüstü yakalamış, hepsini dünyaya rezil etmişti, ya bunu da hatırladınız mı? İyi...
Peki, tam burada çoğunuzun bilmediği bir gerçeği de ben size anlatayım: Osmanlı döneminde bizde eğitimli pek insanımız olmadığından; Yahudi, Rum ve Ermeni doktorların çoğu, insanlarımızın sağlıklı olmaları için değil, hastalıklı olmaları için çalışmışlardı!.. Neler yaptılar bunlar biliyor musunuz; "Tereyağı zararlıdır, et zararlıdır, zeytinyağından uzak durun, buğday ve mısır ekmeği neyinize yetmiyor..." diye kandırdılar!.. Yaygın olan 'Verem Hastalığına' yakalanan paralı insanları kandırıp; "3 - 4 yaşında olan Erkek Çocuk ciğeri yersen iyileşirsin" diyerek, birçok çocuğumuzu kaçırtıp, katlettirdiler!.. Hatırlar mısınız bilmem; o yıllarda sıkça bir 'Kızan Alıcı' modası vardı, işte çocuklarımız, vicdansız bazı insanlar tarafından sırf bunun için kaçırılıp, geleceğimizi karartmaya çalışıyorlardı!.. Hani şimdi nereye gitti o gizemli 'Kızan Alıcıları' hani o karanlık yıllarda sıkça görülen 'Şeytan Hikâyeleri' şimdilerde niye yok !? Çünkü her taraf aydınlandı artık, hayalet görenler yok!..
Bizim Osmanlı Bizans'ı işgal edip, İstanbul'u alınca, oradaki gerçek bilim insanları hemen Avrupa ülkelerine kaçtılar, çünkü burada rahat çalışamayacaklarını biliyorlardı!.. Onların çalışmasıyla Avrupa'da "Reform ve Rönesans Hareketleri" Okyanus ötelerinde keşifler başlayıp, çağdaş dünyaya adım atarken; bizim Osmanlıda liyakatsiz yöneticiler yüzünden, hep gerici Yobazların çıkardıkları cehalet isyanlarıyla uğraşıyorduk, işte geri kalışımızın asıl nedenleri bunlardır!.. Peki, şimdilerde akıllandık mı? Ne halde olduğumuz, 'Eğitim ve Sağlık Sistemimizden' belli değil mi!? Sakin KOŞAR...