Gazeteciyim ben. Haber veren. Bilgilendiren. Dünyadaki ve ülkedeki gelişmeleri, olup bitenleri, yenilikleri, buluşları, bilimsel verileri, kısacası her türlü bilgiyi aktaran kişiyim. Bir anlamda aracıyım. Ülkeyi yönetenler, iş dünyasını belirleyenler, toplumu eğitenler, konularında uzman olanların ve sanatçıların görüşlerini aktarmakla yükümlüyüm. Yaklaşık 36 yıldır bunu yapıyorum. Bu kitaptaki yazıların çoğu da 14 yıl boyunca aralıksız yazdığım Yeni Asır Gazetesi'ndeki yazılarımdan oluşan bir seçkidir. Bu seçki, okuduklarım, gördüklerim, gözlemlerim, deneyimlerim ve görüşlerine başvurduğum uzmanların söylediklerinden oluşuyor. Yazarken hep bir şeylerin değişmesini umut ediyor insan. Bir işe yaramak, birilerinin ufkunu açmak, haksızlıkların, aksaklıkların ve yanlışların giderilmesine katkıda bulunmak vb. İşimi hep severek yaptım. Bazen aynı konulardan söz etmekten sıkıldım. Özellikle de toplumsal cinsiyet eşitsizliğini dile getirmekten; kadın ve erkeğin farklı oluşundan ama bu farklılıkların aynı haklara sahip olmalarını engelleyemediğinden ve bu iki cinsin her konuda eşit olduğunu yazmaktan. Fakat yine de her şeye karşın yazmaya devam! Eşitsizlik ortadan kalkıncaya kadar yazmaya, anlatmaya devam!
Bayan Değil Kadın adlı kitabın yazarı gazeteci Seda Kaya Güler, kitabın arka kapağında yukarıda okuduğunuz tanıtım yazısını bu şekilde yazmış. Çok beğendim. Kendini çok iyi anlatmış.
Bir ay önce Bodrum Oasis İmge Kitabevindeki imza gününde Seda Hanımla tanıştık ve son yazdığı iki güzel kitabını eşim İnci Hanım adına imzalattım. Sevgili yazar arkadaşım Şerife Didem Keremoğlu ile beraber yazar Seda hanımefendi ile günün anısına hatıra fotoğrafı çekildik. İmza sonrası edebiyat ve sanat dünyasından söz ederek hoş sohbet ettik. Güzel bir gündü. Yeni Asır Gazetesi'nde yazdığı yıllarda birkaç güzel köşe yazısını okumuştum ama kitaplarını adlarını duysam da hiç okumamıştım. Eve döner dönmez ilk önce '' Hayallerim Tutkum ve Ben,'' ve daha sonra '' Bayan Değil Kadın'' adlı kitabını severek bir çırpıda okudum. Sizlerde alıp okuyunuz. Özellikle kadınların okumasını tavsiye ediyorum. Eminim bir yerde kadın olarak kendinizi bulacaksınız.
''Kadın, kendi varlığına yaslanmasına izin verilmediği için olanca ağırlığıyla erkeğin sırtına binmektedir. Erkek, kadını zincirlerinden kurtardığı, yani ona yeryüzünden yapacağı bir iş verdiği an kendini kurtaracaktır.'' Simone de Beauvoir.
Kadın, söylenmesi zor bir kelime mi? Değilse neden söylemiyorsunuz? Neden kadın değil de bayan diyorsunuz? Evet, son zamanlarda bir bayan modasıdır gidiyor. Diziler, tartışma programları, hatta kadın programlarında, toplantılarda ve sokaktaki gündelik yaşamda her yerde kadın değil, bayan deniyor. Oysa bu iki sözcüğün kullanım yerleri farklıdır. Bu iki sözcüğün anlamı çok farklıdır. Kadın, Türk Dil Kurumu'nun sözlüğünde de tanımlandığı gibi, ''erişkin dişi insan'' anlamı taşır, yani bir cinsiyeti belirtir. Bayan ise yalnızca bir hitap şeklidir. Cinsiyet yerine kullanılamaz. Unutmayın! Kadınlara kadın demek, aynı zamanda kadınların eşitlik ve özgürlük taleplerine kulak kabartmanın ve hatta ses vermenin ilk adımıdır. Kısaca söylemek gerekirse, kadınlara kadın deyin. Gördüğünüz gibi, bunu böyle söylemek hiç de zor değil: Kadın.
İki cinsiyet vardır: Kadın ve erkek!
Bayan diye bir üçüncü cinsiyet yoktur!