TURGAY MUTLU MUTLU KÖŞE
İÇ GÖNEK
Eskiden erkekler, geceleri yatmazdan önce pijama yerine, normal dış gömlekten biraz daha uzun pamuklu iç gömlek giyerlerdi. Bizim Yatağan şivesiyle adı, iç gönek. Annemin babası Bekiroğlu Mehmet Alsan dedem de geceleri iç gömlek giyer ve başına da takkesini takarak öyle uyurdu. Kadınlar da iç gömlek benzeri bürümcek gecelik ile yatar uyurlardı. Bu gelenek Ahiköy zamanından bu yana süregelse de günümüzde artık, kadın-erkek pijama türü ve buna benzer giysilerle uykuya dalıyorlar.
Az sonra okuyacağınız traji- komik olay gerçektir ve güzel bir anıdır:
İstiklal Harbinde Yörük Ali'in yanında düşmanla savaşan Ahiköy Kuva-yı Milliye Milis Başkanı Şeyh Mehmet Efe, 1970 yılında hastalanır ve yatağa düşer. Artık son günlerini yaşamaktadır. Bütün yakın akrabaları başında nöbet tutarak beklemektedirler. Ölümüne yakın saatlerde ağzına zemzem suyu verilmekte ve başında dua edilmektedir. Sabah ezanına bir saat kala kızı Kadriye oğlu Ali'ye ''Oğlum Ali deden iyice kötüleşti, ölecek, git Bekiroğlu Memed amcana haber ver de, başında Yasin okusun'' der. Ali Abi, evleri yakın olduğu için koşa koşa gider, kuzulu avlu kapıyı tak tak diye vurur ve dışarıdan içeriye seslenir: ''Mehmet Amca aç kapıyı ben geldim, dedem kötüleşti, çabuk yetiş ölmeden, başında Yasin okuyacakmışsın'' der ve gerisin geriye gider. Dedem uyku sersemliği içinde neneme seslenir: ''Hanım kalk kalk, çabuk ol Şeyh Memed ölüyormuş, benim gitmem gerek, benim iç gönek nerde diye sorar''? Bakiye Nenem de bir gün önce bısat teknesinde çamaşır yıkamış, yorulmuş ve yorgunluktan kalkamamış. Yıkadığı çamaşırların arasında dedemin iç gömleği de varmış. Yaz günü olduğu için o gece don atletle, iç gömleksiz uyumuşlar. Nenem, gece karanlığında eline geçirdiği kendi geceliğini dedeme uzatmış vermiş. Dedemde farkına varmamış ve nenemin uzattığı bürümcek uzun kadın geceliğini apar topar giymiş ve üstüne de ince pardesüsünü giymiş ve koltuğunun altına Kuran Kitabını alarak evden çıkmış, şeyh Memed'in evine doğru gitmiş.
Yolda sabah namazından dönenler dedeme selam verip gülmeye başlamışlar. Tan yeri ağarmış ve dedemin giydiği gecelik pardesünün altından görünüyormuş. Dedem bu gülümsemelere bir anlam verememiş ve Şeyh Memed'in avlusundan içeriye girerek başında Yasin okumuş. Şeyh Memed'in başında ağlaşanlar, üzülenler bir anda sırıtmaya ve birbirlerine işaret ederek bir yandan da dedemi süzüyorlarmış. Mavi gecelik artık iyice belli olmuş, ortaya çıkmış ama dedem halen daha işin farkına varamamış. Bu arada Şeyh Memed, 86 yaşında vefat etmiş. Yasin okuma bitince kalkmış ve başsağlığı taziyesinden sonra eve gelmiş. Gelir gelmez avludaki çamaşır ipinde kendi iç gömleğinin asılı olduğunu görünce işin farkına varmış. Dedem eve gelmezden önce de nenem uyanır uyanmaz geceliğini arar ama bir türlü bulamaz. Sandıkları ve yüklüğü alt üst eder yine de bulamaz. Kan ter içinde kalır. Nenem çok saf ve iyi biriydi. O sırada dedem üstünde nenemin geceliğiyle odaya girer, Nenem dedemi o halde görünce ''benim geceliği neden giydin iki saattir onu arıyorum, bulamadım'' der. Dedem de çıkışır '' Ah! Kadın Ah! yaktın beni , el aleme güldürdün,' iç gönek ' yerine senin geceliğini giymişim, evvelde ölü evindekiler ve yolda herkes bana güldü, şimdi daha yeni anladım durumu, başıma buda mı gelecekti'' der.
Not: Burada adları geçenlerin tümünü tanırdım. Şeyh Mehmet vefat ettiğinde 14 yaşındaydım. Ruhları şad olsun. Işıklarda uyusunlar.