İLK AŞK
Dünya klasikleri dizisinin en güzel eserlerinden biri olan Turgenyev'in ''İlk Aşk'' adlı kitabını yeni okuyup bitirdim. Yazarın daha önce ''Babalar ve Oğullar'' adlı eserini okumuştum. Baba oğul ilişkisini kuşaklar arası çatışmayla anlatan bu eseri, en ünlü yapıtıdır. Klasik eserleri okumayı çok seviyorum. Hele Rus yazarların eserlerini okudukça müthiş bir keyif alıyorum. Kendi kültürümüzden bir şeyler çıkartıyorum. Komşu olmamız buna bir ölçüde etken olmuş olabilir diye de düşünüyorum. İlk Aşk'ı okudukça hüzünlendim. Geleceği belli olmayan ve umarsız bir sevdaya tutulan Vladimir, kendinden yaşça büyük, tatlı güzel kız Zinaida'ya tutkusu roman boyunca devam eder ve aşk dramla son bulur. İlk aşklar nedense hiç unutulmaz. Herkesin yaşamı boyunca duygu yoğunluğu yaşadığı ilk aşkı mutlaka vardır. Saf, temiz , samimi ve kutsal duygulardır. Şarkılarda, türkülerde, edebiyatta sık sık dile dile getirilse de gönül telinde, kalpte yaşatılan sevda, ilk aşkın ateşidir ve hiçbir zaman unutulmaz. Çoğunlukla da hüsranla biter. İstisnadır evlilikle biten.
Rus yazar İvan Sergeyeviç Turgenyev, toprak sahibi bir ailenin oğludur. (1818- 1883) Turgenyev'in çocukluğu Rusya'da köleliğin doğurduğu sorunları yakından izleyerek geçti. Moskova, Petersburg ve Berlin'de öğrenim gördü. Üniversite yıllarında Hegelci (varlık yokluk- diyalektik) düşünceyi öğrendi. 1841'de Rusya'ya dönerek devlet memurluğu yaptı. Aynı zamanda edebiyatla yakından ilgilenmeye ve ilk şiirlerini yazmaya başladı. Yazdığı ilk öyküler, eleştirmen Bielinski tarafından beğenildi. Daha sonra devlet memurluğundan ayrıldı. Rus edebiyatının tanınması için çaba gösterdi. Avcının Notları adlı yapıtıyla çağının en büyük yazarları arasına girmeyi başardı. Güçlü üslubu ve düşünce alanındaki zenginlikle tanındı.
Kitabın özeti:
Üç orta yaşlı adam uzun bir akşam yemeğinden ardından huzurlu bir sohbetin ortasındayken ev sahibi her birinin ilk aşklarının hikayelerini anlatmasını teklif eder. İlk iki adamın hikayesi tutku ve derinlikten yoksun olarak üzerinde durulmayıp geride bırakılırken Vladimir Petrovich, dalgın ve düşünceli bir şekilde kendi hikayesini ifade etmekte zorlanır ve yazdıktan sonra paylaşmayı teklif eder.
Vladimir'in hikayesi bir yaz on altısında köyde tatminsiz bir anne ve kıvranan bir baba ile yaşarken 21 yaşında genç, oldukça çekici ve güzel bir kadın olan Zinaida ile tanışmasıyla başlar. Birçok meslek grubundan başarılı erkeğin hayallerini süsleyen ve onun sevgisini kazanmak için her şeyi yapmaya hazır oldukları Zinaida'ya tutulur. Cazibesine bu kadar tutulmasının nedenlerini hikaye boyunca sorgular. Her akşam taliplilerin kızı araması canını sıkar. Kendisinden yaşça büyük olmasının yanında zenginlik ve sosyal sınıf olarak öndedir.
Zinaida her seferinde taliplerini geri çevirir ve Vildamir ile fört eder gibi konuşur. Bu da Vildamir'e ilk aşkı olması nedeni ile inanılmaz duygular ve sonrasında karşılıksız çıkması nedeni ile büyük acılar yaşatır. Genç kızın tavırlarındaki değişikliği ancak Vildamir fark eder. Maskesinin atında onun gerçekten aşık olduğunu, ama bu kişinin kendisi olmadığını fark eder. Gizli aş-kının aslında çok yakınındaki biri olduğunu anlar. Bu kırılan kalbin hikayesi ilerleyen bölümlerde trajik bir hal alır.