İSKANDİNAVYA VE BALTIK ÜLKELERİ TURU
Sekiz ülke, birçok şehir ve başkent gezdiğimiz on iki günlük İskandinavya ve Baltık Ülkeleri turumuz geçen hafta içinde sona erdi. 5 Temmuz'da Vertigotur ile başlayan gezi turumuz, 17 Temmuz'da bitti. Her şey bir rüya gibiydi. Danimarka'nın ünlü masal yazarı Andersen ile birlikte sanki bizler masal diyarlarını beraberce dolaştık. Andersen'in yarattığı masal kahramanı küçük deniz kızını, Kopenhag'da denizin kenarında Deniz Kızı heykeli olarak gördük ve anısına bol bol fotoğraflar çekildik.
Gezimiz ilk olarak Polonya'nın başkenti Varşova'dan başladı. Avrupa'nın en güze, en yeşil parklarından biri olan Lazienki Parkını gezdik. Polonya'da uzun süre yaşamış olan ünlü besteci piyanist Frederic Chopin heykeli önünde hatıra fotoğrafı çekildik. Parkın tam ortasında muhteşem bir heykeli var. Daha sonra rehberlerimiz Ertuğ Şenkaya ve Altay Üzüm ile birlikte şehir turunda Kral yolunu takiple Parlamento Binası, Üniversite Binası, Eski Kraliyet Sarayı, Astronomi bilgini Kopernik anıtı, bir süre İstanbul'da da yaşamış olan ünlü vatansever Adam Mickiewicz Heykeli ve St Anny Kilisesi'ni gezip gördük. İkinci gün, Varşova'dan otobüsle ayrılarak Litvanya'nın başkenti olan Vilnius'a doğru hareket ettik. Litvanya'ya girince ilk olarak yol üstünde bulunan Karay Türkleri'nin de yaşadığı, Kıbın yemeği ile ünlü Trakai kentini ziyaret ettik. Litvanya'nın en çok ziyaret edilen yeriymiş. Göl kenarında ve aynı zamanda UNESCO Dünya Kültür Mirası korumasında olan bu şirin kente bayıldık. Kaleye doğru ve Gave gölü kenarında uzun yürüyüşler yaptık. Amber taşlarından yapılma hediyelik takı ve eşyalar satın alarak Vertigotur'un ikramı olan bizim çi böreğe benzer kıbın'ın tadına baktık. Tam bir Türk yemeği. Tadı harika. Beğendik. Teşekkür ederiz Ertuğ Bey.
Ertesi gün, Vilnus'u gezerken şehrin kurucusu ve simgesi olan Gediminas'ın anıtını ilk olarak gördük. Aşağı şehirde Çan Kulesi, Vilnus Kadetrali, Doğu Avrupa'nın en iyi Üniversitesi Vilnus Üniversitesi, St. Pareskava Kilisesi, St. Jonh Kilisesi ve Belediye Binasını gezdik gördük. Bu gezide asıl sürpriz bize şu oldu; Vilnus'un içerisinde yer alan, dünyanın en küçük ve en yeni Cumhuriyeti olan Uzipis Cumhuriyetini gezip görmemiz oldu. Dünyada sadece bir tek Çin'in tanıdığı Uzipis'in kendi Anayasası bile var. İlginç bir yer. Mutlaka görmelisiniz. Serbest zamanda Pilies Caddesi'nde gezerek alışveriş yaptık. Daha sonra Letonya'nın başkenti Riga'ya doğru otobüsümüze binerek yola koyulduk.
Riga'da otelimize yerleştikten bir saat sonra şehir turuna başladık. Özgürlük Anıtı, Lamia Saati, St. Peter Kilisesi, Dome Katedrali ve Daugava Nehri ve köprüsünü gezdik. 4. Gün sabah kahvaltı sonrası Riga'dan ayrılarak Baltık Denizi kıyısındaki en güzel Baltık Kumsallarını takip ederek Parnu yolu ile Avrupa'nın en iyi ortaçağ kentlerinden biri olan Estonya'nın başkenti Tallin'e geldik. Gerçekten de bu gezide hiç unutulmayacak bu muhteşem ortaçağ kentine ilk olarak şehrin ana giriş kapısı olan Viru'dan içeri giriyoruz. 500 yıllık tarihi olan bu ortaçağ kentinin şehir surları 3 metre kalınlığında savunma amacıyla yapılmış. Daha sonra sırasıyla Belediye Binası, Rusların hediyesi Alexandr Nevsky Kilisesi, Toompea Kalesi ve Parlamento Binasını gördükten sonra tekrar Belediye Meydanına geri döndük. Burada Avrupa'nın ilk eczanesini görmek için içeriye girdik. Raflardaki ilaçları incelerken bir Türk Kızı yanındaki iki çocuğunu ''sakın sağa sola fazla dokunmayın, kırılır bak sonra'' diyerekten uyarı yapıyordu. Sordum; '' Siz burada mı oturuyorsunuz, nerelisiniz? '' dedim. Adı Mesude olan bu tatlı kızımız meğer Silifkeli olup damadım Tayfun'un okul arkadaşıymış. Dünya küçükmüş derler ya! Gerçekten de küçük. Ayaküstü hoşbeş sonrası hüzünlü bir vedalaşma yaşadık. Eşiyle birlikte buraya çalışmak için gelmişler. Ne diyelim, hayat yolları açık olsun. Sevgili okurlarım, gezimizin devamını gelecek hafta yazacağım. Görüşmek dileğiyle esen kalınız.