MUTLU KÖŞE TURGAY MUTLU
Muğla Kitap Günlerinden tanıştığımız yazar İrfan Akalp tarafından yazılan ''Kuyulu Kahvenin Yankısı'' adlı öykü kitabını geçen hafta içinde keyifle okudum. Ankara Masalları adı altında birbirinden güzel birçok öykü var eserinde. Çok beğendim. Kalemi akıcı ve yöresel yazdığı için de okunması zevkli. Bu güzel öykü kitabını okurken sanki yazarın kendi başından geçen dokunaklı ve bir o kadarda eğlenceli hayat izlerini de görebiliyorsunuz. Okuyorsunuz.
Atalarımız 1414 tarihinde Ankara civarından bu kadim topraklara yerleşmişlerdir. 1402 Ankara Savaşı sonrası Ahiler Anadolu'nun çeşitli bölgelerine göç ederek varlıklarını sürdürmüşlerdir. 11 yıllık fetret devri sonrası dedelerimiz Ahi Sinan ve Ahi Ebubekir obasını toplayarak Menteşe Beyi İlyas Beye sığınarak bugünkü Yatağan Dağının eteklerine yerleşmişlerdir. Ezelden Ankaralı olduğumuz için de bu güzel Ankara Masallarını ilgiyle okudum. Elinizden bırakamayacağınız bu hayat hikayeleri sizi son elli yılda Ankara'nın zengin coğrafyasında yaşananları ve olup biten birçok olayı da gözler önüne seriyor. Ayrıca yazarımız gelenek ve göreneklerimizden de kesitler sunmuş. Okudukça etkileniyorsunuz. Kitap fuarlarında edindiğim gözlemlerim ve izlenimlerim sonucu kısa öykü kitapları daha çok okunuyor. İzan Yayınları tarafından basımı yapılan bu güzel öykü kitabını mutlaka okuyunuz. Öneriyorum.
İrfan Akalp, doğma büyüme Hamamönülü olup Cebeci Ortaokulu'nda 1971/1972/1973 yıllarında okumuştur. Yazarın kitaptaki 42 öyküsü 1960 ve 1970'li yıllarda, Hacettepe, Hamamönü, Cebeci, Samanpazarı gibi yerlerde geçen kimi yaşanmış öykülerden oluşuyor. Kitapta az da olsa kurgu var.
Kitabın tanıtımına arka kapak yazısıyla devam edelim:
Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de ortak hafızayı oluşturan mekanlar hızla yok oluyor. Kentler yıkılıp yeniden yapılırken tarihte unutuluyor. Kentte yaşayanların hatırlayabildikleriyse 60-70 yıldan önceye gidemiyor. Tarih denilince akıllara hemen devlet, ulus, kahramanlar, savaşlar ve bozgunlar geliyor. Okullarda ezberletilen tarihin içinde küçük insanların hayatına dair hiçbir bilgi verilmiyor.
Ankara'da doğup büyüyen yazar, yaşanmışlıklardan yola çıkan kısa öyküler eşliğinde okuru hem yaşadığı yerlere, sokağına, doğduğu eve hem de Başkent'in öteki Ankara'sına götürüyor. Bizi kentin harabeleriyle mahzenleri ve esrarlı zindanlarında gezdiriyor. Türkiye'nin en önemli dönüm noktaları olan 60'lı 70'li yıllardan başlayarak 90'lı yıllara kadar ulaşan bir yolculuğa çıkarıyor, kentin gizli geçitleri ve sur kapılarından geçirip, esrarlı sokaklarında dolaşıyoruz. Kitap, bizleri dayatılan politik kent algısının dışına çıkmaya davet ediyor.
Kitap okumak iyidir, okuyunuz, okutunuz.