MALİ MİZAH
Bir gün bir çiftliğe eli çantalı, memur görünümlü biri gelir ve çiftçiyi bulup sorar: -Affedersiniz, geçen yıl '' en verimli inek'' ödülünü alan hayvanın sahibi siz misiniz? Köylü kuşkulu ve ihtiyatlı, soruya başka bir soru ile karşılık verir: -Önce siz söyleyin bakalım; vergi memuru musunuz, yoksa ineğe tren mi çarptı?
Yukarıda okuduğunuz fıkranın yazarı yazlık komşum, değerli üstadımız Ertuğrul Kumcuoğlu, Mali Mizah adlı kitabını adıma sağ olsun imzalayıp hediye edince çok sevindim, mutlu oldum. Güldürü türü mizah kitaplarını çok severim. Uzun zamandır bu tür kitapları okumadım, okuyamamıştım. Ülkemizin zor dönemden geçtiği bu günlerde doğrusu bu kitap bana ilaç gibi geldi. Meğerse gülmeye ve gülümsemeye ne kadar da çok ihtiyacımız varmış! Elinize, yüreğinize sağlık üstadım. Okurun bol olsun. Maliye Postası Yayınlarından çıkan bu kitabı mutlaka alın okuyun ve bol bol gülün. Öneriyorum. İki dönem mecliste milletvekilliği görevinde bulunan Ertuğrul Kumcuoğlu Aydın- Sultanhisar doğumludur. AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun olduktan sonra, Maliye Bakanlığı'ndaki kariyerine ''4üncü Er Eğitim Tugayı Veznedarı'' kadrosunda başlamış; sırasıyla Maliye Müfettiş Yardımcısı, Maliye Müfettişi, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdür Yardımcısı ve Başyardımcısı, BM Cenevre Ofisi Nezdinde Maliye ve Ekonomi Müşaviri görevlerinde bulunmuş, dönüşte Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğüne atanmıştır. Yazar, bu bakanlıktaki hizmet süresinin son altı yılında da Maliye Müsteşarı ve Maliye ve Gümrük Müsteşarı olarak hizmet vermiştir. Yazarın mizah yazını ile ilgisi çok erken yaşlarda, daha ortaokul sıralarında Akbaba Dergisini keşfetmesiyle başlamış, bu aşinalık zamanla alışkanlığa dönüşmüşmüş ve kesilmeksizin bugüne kadar devam etmiştir. Kumcuoğlu, bunca farklı birikime rağmen neden bir mizah kitabı diye merak ve sual edenlere merhum mizah dehası Aziz Nesin'den bir alıntıyla karşılık vermektedir: Çünkü ''İZAHIN BİTTİĞİ YERDE MİZAH BAŞLAR''. Ancak gülümsediğinizde insana benzersiniz. (Albert Einstein)
İnsanları güldürmek kolay değildir; çünkü dünyaya ağlayarak geliyorlar. (Burhan Felek)
HANGİSİ DAHA KÖTÜ?
''Konfüçyüs insanlık tarihinin en büyük kişiliklerinden biri, ünlü bir eğitimci, toplumsal eleştirmen ve siyaset bilimcidir.Yirmi üç yaşında öğretmenliğe başladı. Otuzuna geldiğinde, aynı zamanda silo müdürü ve Kamu Toprakları Müfettişi olarak 'Lu' hükümetine hizmet veriyordu.
Konfüçyüs'ün yolu bir gün küçük, ücra bir köye düşer. Köyün girişindeki mezarlıkta, gözüne dua eden orta yaşlı bir kadın ilişir. Yaklaşır, kadına kimin için dua ettiğini sorar. Kadın, ''Merhum kocam için,'' der.
-Nasıl öldü?
-Kaplanlar parçaladı!
Bu arada diğer bazı mezarların üzerinde de aynı çiçeklerden gören filozof konuşmayı sürdürür.
-Peki, burada yatan kim, nasıl öldü?
-Kayınbiraderim. Kaplanlar parçaladı.
-Ya şurada yatan, ona ne oldu?
-Kardeşim, Kaplanlar parçaladı.
Filozof artık dayanamaz ve kadına sorar:
-Demek burası bu kadar tehlikeli; peki niye hala burada yaşamakta ısrar ediyorsunuz?
Kadın, '' Bunda şaşılacak ne var?'' der gibi muhatabının yüzüne bakar ve yanıtlar:
-Ama burada vergi yok!
Bir kere bile gülmeden geçirilen bir gün kaybedilmiş günlerin en kötüsüdür. (Chamfort)
Gülmeniz ve gülümsemeniz eksik olmasın efendim. Keyifli okumalar diliyorum.