SOYTARİÇE

          SOYTARİÇE

Ruhu bedenine, bedeni kendine sığmayan coşkular prensesi, değerli tiyatro sanatçısı Dilek Türker’in yaşam öyküsünü yazar Ragıp Ertuğrul, ‘’Soytariçe’’ adıyla  anı-roman türünde yazmış. Tekin yayınevi tarafından basımı yapılan bu güzel kitabı zevkle okudum. Geçen ay Dilek Hanımla, 16 Temmuz günü  Gümbet Mavi otelde ‘’Türkiye’de İz Bırakanlar’’ adlı kitabım için söyleşi yapmıştım. Söyleşiden 10 gün sonra Dilek Türker ile, eşim İnci Hanımla birlikte gittiğimiz Torba’da yine bir araya geldik. Mutlu Ailesi adına Soytariçe’yi imzalayıp bize hediye etti. Bu güzel kitap, söyleşim için iyi bir kaynak olacaktır. Teşekkür ediyorum. Ülkemizde sanatçı olmak hele kadın sanatçı olmak hiçte kolay değildir. Bu kitabı okurken çok duygulandım. Dilek Hanım’ın verdiği yaşam mücadelesi  başlı başına bir tiyatro oyunu zaten. Zorlu ve çetin günlerde bile umudunu koruyan, sevgi, saygı dolu bu güzel kadın, her daim alkışı hak ediyor. Büyük Taarruzu 30 Ağustos Zafer Bayramını kutladığımız bu anlamlı günlerde Atatürk aşığı Dilek Türker’i yazmak, hayatını anlatmak, kitabını tanıtmak benim için ayrı bir anlam taşımaktadır. Söyleşide kendisine şunu sormuştum: ‘’Atamıza olan hayranlığınızı, sevginizi anlatır mısınız?’’ Dilek Hanım: ‘’ Sadece hayranlık yetmez, aşığıyım. Her aklı başında insan Atatürk hayranı ve aşığı olur. Atatürk, benim tarihteki en büyük kahramanımdır. Enerji kaynağımdır.  Onun devrimleriyle büyüdük. Ülkemi çok sevdiğim için Atatürk’e olan aşkım daha da yükseliyor.’’

Atamıza olan sevgisini sahnelere de taşıyan büyük oyuncu Dilek Türker, 50’ye yakın tiyatro oyununda oynamıştır. En ünlü oyunları; Latife Hanım, Türkan ve Vera’dır. 52 yıldır sahnelerde oyunlar oynayan Dilek Türker’in yaşam öyküsünün yazıldığı Soytariçe’yi mutlaka okuyunuz. Akıcı bir dille yazıldığı içinde okunmaya değer bir kitap. Şimdi siz okuyucularım için kitabın arka kapak yazılarından alıntılarla bu güzel kitabın tanıtımını yapacağım.

Ataol Behramoğlu: Benim için Dilek Türker güzellik, soyluluk ve direnç simgesidir. Yaşamım boyunca tanıdığım çok az sayıdaki, en kibar, en zarif, en aydın, en duygulu kişiler arasındadır. Aynı zamanda da zekası ve mizah duygusu en yükseklerde; sözünü kötüden, gözünü budaktan sakınmayan yalansız dolansız, saydam, açık, dürüst bir kişiliğin sahibidir…Onun hem kadın, hem insan, hem sanatçı kişiliğine hayranım…Birlikte her ortak çalışmamız benim için bir şölen, bir ruh zenginleşmesi olmuştur.

Aziz Nesin: ‘’Ruhu bedenine bedeni kendine sığmayan coşkular prensesi sevgili Dilek Türker’’

Orhan Alkaya: ‘’Dilek Türker, insan şiddetinde bir depremdir sahnede.’’

Av. Murat Haznedar: ‘’Savaş cephesinde değil ama demokrasi cephesinde 50 yıldır mücadele veren bir Cumhuriyet  Kadını.’’

Melisa Gürpınar: ‘’Dilek Türker, gözünü budaktan sakınmayan, atılganlığı, içinde taşıdığı tükenmeyen gençlik ateşi ve bozuk düzene başkaldıran, hep ayaklanma isteyen yüreğiyle, pek alışamadığımız bir tiyatrocu tipini sergiler. Türk Tiyatrosu’nun yapılanmasında, yerli oyunların yazılmasının ve sahnelenmesinin ne denli önemli olduğunu sözle değil, tutum ve davranışlarıyla anlatır. Bu yönüyle bile ona ‘’devrimci’’ diyebilmek mümkündür.’’

İyi ki sevgili Dilek Türker’i (Soytariçe’yi) tanıdım, hoş sohbet ettim,  söyleşi yaptım, çok şanslıyım. Ömrü ve sanatsal yaşamı uzun olsun…

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI