UNUTKAN AŞK

UNUTKAN  AŞK

Geçen hafta içerisinde gittiğim Bodrum Oasis Çarşısı-İmge Kitabevi sahibi arkadaşım Mehmet Göllü'ye; '' yeni çıkan romanlardan ne tavsiye edersin'' dedim. Raftan Nermin Bezmen'in yazdığı Unutkan Aşk adlı eserini alıp, ''al bu romanı oku seversin '' dedi. Kitabın arka kapak yazısını okuyunca kurgusu nedeniyle almaya karar verdim. Nermin Bezmen adını duymuştum ama daha önce hiçbir kitabını okumamıştım. Birazda ön yargılıyımdır yeni romancıların eserleri konusunda. Eserde İçerik, kurgu ve akıcılık ararım. Okumaya başlayınca kişi, satırlar ve sayfalar arasında sürüklenmelidir. Bağla Koyunda 5 gün boyunca bu romanı zevkle severek okudum. Doğan yayınlarından çıkan bu kitabı okumanızı öneririm. Alzheimer hastalığına yakalanan Maya'nın öyküsü sürükleyici.

Birbirini seven bir çiftin hikayesi üzerinden Alzaymır (Alzheimer) hastalığını anlatan roman, okuru başarılı yazar Maya ile sanatçı eşi Atlas'ın çocuklarıyla kurdukları güzel yaşamlarına davet ediyor. Bu mutlu tabloya çöken hastalığı ele alıyor. Maya'nın Alzaymır hastalığı teşhisiyle birlikte ilerleyen roman, bu süreçte okura unutma- hatırlama, anılar ve kimlikler üzerine pencere açıyor. Gerçek yaşamdan esinlenerek yazmış bu romanı yazar. Kendi ailesinde yaşanan hastalığı dile getirmiş. Nermin Bezmen bir yerde Maya kitapta, onun yerine geçmiş. Fakat gerçekte hastalığa yakalanan annesi. Aşk, sevgi, tutku ve sonuçta önlenemeyen hastalık, hepsi bu kitapta.

Sevdiği kadının kendisini bir gün hiç hatırlayamayacağını, bütün bu sevişmeleri, öpüşmeleri, kucaklaşmaları unutacağını düşünmek Atlas'ın içini acıtıyordu. Ona hasret kalacağı günlerin acısını çıkarmak ister gibi sarıldı karısının bedenine. Sonra gözlerinin içine aşkla baktı. Sonra hemen ekledi, ''Biliyor musun Antik Yunan'da aşıklar öpüşmenin ruhlarını birleştirdiğini düşünürmüş. Çünkü ruhun nefeste olduğuna inanılıyormuş.''

itaptan alıntı: Keyifli bir hüzündür, her sonbaharla başlayan. İnsanın kendisini, sebepli sebepsiz üzüntülü, melankolik hissetme ihtiyacını karşılar sanki sonbahar. Gerçekte, ne biten bir şey var, ne de giden. Hepsi yeniden hayata dönmek üzere, çarkın bir yanına geçiyor. Aslında coşkulara, topraktan fışkırmaya, çoğalmaya, sevmeye, sevilmeye başlangıçtır sonbahar ve bir kere daha hüzünlenmeye. Her sonbahar, gelecek ilkbaharın rahmi değil midir?

'' Lütfen bana kendini unutturma!''

                  

                        

YAZARIN DİĞER YAZILARI