İKİ ŞARKILIK ZAMANLAR

TURGAY   MUTLU                                                                                                               MUTLU  KÖŞE

                                              İKİ   ŞARKILIK   ZAMANLAR

                Milas- Kazıklı doğumlu yardımsever hemşerimiz, emekli  öğretmen Nejla Özşahin Demirci, gecikmeli de olsa yıllar sonra ilk şiir kitabını ''İki Şarkılık Zamanlar'' adıyla edebiyat dünyasına sundu. Adıma imzalayıp göndermiş, sağ olsun. Şiirleri harika. Okudukça büyük bir keyif aldım. Tüm şiirleri çok güzel ama aralarından sizler için üç güzel şiirini anlamlı olduğu için özellikle seçtim. Şu an oturduğu Kazıklı Köyünün tanıtımı için de uğraş veren Şair Nejla Özşahin, şiirlerinde güzel köyü Kazıklı'dan etkilenerek üç lirik şiirde yazmış.  Beğeneceğinizi umuyorum. Kaleminize sağlık öğretmenim.

                               İKİ  ŞARKILIK

Şöyle geniş, süslü zamanlara,

Denk getirebilirsen gelişlerini.

Zorlansak seninle ağırdan

Hayallerimizin yüksek duvarlarına

 

Oysa sen; hep iki şarkılık,

Zamanlar seçiyorsun bize.

Düşüncesizsin, hangisine sıkışır ki,

Pahalı acılarımız, asil sevişmelerimiz.

 

Hiç mi merhametin yok.

Yıldız kaymalı, uçarı gülüşlerin,

Memleket çiçekli, hasretli gözlerin

Hiçbiri söylenmedi iki şarkıda.

 

                           KAZIKLI

Dar yokuş yollarında,

Eğrilir karanfil belleri.

Kireç duvarlı evlerine

Zeytin ninnili gölgeler düşer,

Avunur sokakları.

Sen neresinden bakarsan bak,

Yüzün her defasında

Güneye denize aşıktır.

Arşipel'in kaçak kıyıları,

Saklanır Bodrum'dan

Sanma ki deniz sere serpe

Heyecandır, sergüzeşttir hep

Ormandan da vazgeçmez,

Yaşları bilinmez soylu

Zeytin ağaçlarından da.

Bir Muğla Türküsünde,

Alınca barutunu saçmasını,

Konuşur zeybek kızanlarının,

Ezelinden özgür kolları.

Olur ya sılaya düşersen sen.

Hiç heveslenme .

Kıskançtır mavisi, yeşili.

İzin vermez gidişlerine

 

                               KARİA PRENSESİ

Yüklü kara bulutlar,

Beklemekteyken tetikte,

Şimşek haberinde yağmur,

Gelir deli cesaretiyle.

Doluyu da takıp peşine,

Doyunca öpüşür toprakla.

Lakin zemheri  vaktinde,

Yağmuru kıskanıverir güneş.

Pılısını pırtısını toplayıp,

Şaşkın kaçar bulutlar.

Güneşin şen kahkahalarından

Çıplak ağaç dallarında

Asılı kalır karatlık elmaslar.

Gelmiş geçmiş zamanların

Büyüsüne kapılır Arşipel.

Çıkar orta yere Karia Prensesi.

Salınır nazlı nazlı,

Denizin yüzünde kendisine bakar.

Ebemkuşağı tanıktır gökyüzünde.

Yollar yedi rengini prensese.

Bir giyinir, bir efsane olur,

Tüm Karya kalkar ayağa.

Kalbimse güzellikten sarhoş.

 

 

 


YAZARIN DİĞER YAZILARI