İMKANSIZI BAŞARMAK ve DEVRİM ARABASI
Esat Ersöz
27 Mayıs 1960 askeri darbesinin ardından askeri yönetim halkın huzur ve
güvenliğini sağlayacak önlemleri alma çalışmalarına girdi. Kurucu meclis oluşturarak (bilim insanlarından ve illerden gelen yetkin kişilerden ) yeni bir anayasa çalışmalarını başlattı. 27 Mayıs 1961 günü hazırlanan yeni anayasa kurucu mecliste kabul edildi.
9 Temmuz 1961 günü yapılan HALK OYLAMASI ile %61,7 oy oranı ile yasalaştı.
1956 yılından bu yana yerli otomobil yapılıp yapılamayacağı tartışılmaya
başlandı. Genç bilim adamı Prof. Necmettin Erbakan otomobil yapılabileceğini
savunanlardan idi.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşundan 2 yıl sonra her türlü
imkansızlıklar ve güçlüklere karşın Kayseri'de bir atölyede uçak yapımına başlamış, kendi olanakları ile %100 yerli 300 kadar uçak yapıp, bir kısmını Avrupa ülkelerine savaş ve yolcu uçağı olarak satan bu ülke insanları, neden yerli araba yapmasın düşüncesi çeşitli toplantılarda dile getirilir ve tartışılır oldu.
1961 yılı Haziran ayında bazı askeri yetkililer yerli araba yapımı konusunda bir toplantı yapılmasını istedi ve 16 Haziran 1961 günü Devlet Demir Yolları fabrikaları ve CER dairelerinin yönetici ve mühendislerinden oluşan 20 kişiyi toplantıya çağırdı. Toplantıda konuşmalar sırasında dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel söz alıp, tartışmaları sonlandırmak için sinirli biçimde "biz yaparız. Yerli bir otomobil üretebiliriz" dedi. Bu konuşmadan sonra yerli otomobili üretecek bir ekip kuruldu. Ve otomobilin 130 gün içinde 29 Ekim 1961 Cumhuriyet Bayramından bir gün önce bitirilmesi ve 29 Ekim 1961 günü arabanın Ankara'da olması istendi.
Ekip ertesi günü Eskişehir'de kendilerine tahsis edilen bir atölyede işe başlandı. İş 129 günde bitecekti. Yapılacak otomobilin adı "DEVRİM " arabası olacaktı. Ekibin imkanları çok kısıtlı idi. Elde basit bir vinç ve basit el aletleri dışında otomobil yapmak için gereken özel makinalar, tesisat, araç ve gereçleri yoktu.
Kamuoyunda yerli araba yapımını destekleyenler olduğu gibi, yapılamayacağına ilişkin yorumlar yapılmakta ve bu olumsuz söylentiler giderek halk arasında yayılmakta, basında ve medyada bu propagandalar sürdürüldü.
Yerli kamuoyu ve basınımız bir yana, kalkınmamızı ve gelişmemizi istemeyen, emperyalist dış ülkelerden bir kısmı başta ABD ve İngiltere olmak üzere baskılarını giderek arttırarak otomobil yapmamızı vazgeçirmeye çalıştılar. Bu konuda üst düzey bürokratlarımıza gizli ya da açıktan baskılarını sürdürdüler.
Ekip karşılaştıkları teknik sorunları ve sıkıntıları şartları da zorlayıp, pratik çözümlerle aştılar. Ekip üyeleri, uzmanlık ya da ustalık yetenekleri dikkate alınarak gruplara ayrıldı ve farklı sorunları (arabanın tasarımı, motoru, şanzımanı, freni, süspansiyonu, elektrik donanımı, döküm işleri, maliyet hesaplama ve satın alma işleri gibi) gündüz - gece çoğu günler uykusuz bir şekilde atölyelerde çözmeye çalıştılar. Bu yoğun çalışma temposu ile zaman zaman yemeklerini bile yiyemediler. Ya da ayakta atıştırdılar.
129 günlük verilen sürenin bitimine doğru her gün atölyenin kapısına bitime
kaç gün kaldığı ( . 10, 9, 8,. ) yazıldı.
Yapım ekibi tüm olumsuzluklara, olanaksızlıklara ve gizli ya da açık engellemelere karşın, tüm test ve kontrollerden sonra, 28 Ekim 1961 sabahı DEVRİM arabasını bitirerek imkansızı başardı. Yerli yapım motor ile çalışan, yerli yapım tekerlekler üzerinde giden, tüm parçaları el işçiliği ile üretilen %100 yerli olan 4 silindirli otomobili yaparak, bir imkansızı gerçekleştirdiler.
DEVRİM ARABASI aynı gün Eskişehir'den tren ile Ankara'ya gönderildi. Bu göndermede ya hiç ya da çok az bir benzin bulunması protokol ve güvenlik gereğidir diyerek depodaki benzini boşalttırdılar.
29 Ekim 1961 sabahı DEVRİM meclis binasının önünde bulunan tören alanına getirildi. Milletvekillerine, gazetecilere ve halka tanıtılacaktı. Tören başladığında
Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel arabaya bindi. Araba çalıştırılarak harekete geçti. Bir süre sonra araba tekleyerek durdu. Benzini bitmişti. Çünkü Ankara'ya getirilince benzin konulması unutulmuş olmalıydı. (Bir iddiaya göre arabanın yapımında görevli bir teknik eleman araba Ankara'ya getirilince deposuna benzin katıldığını söylemiş ve bu da depodaki benzini boşaltan karanlık eller olasılığını akla getirmiştir)
Arabanın durması ile Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel sinirlenerek arabadan indi ve "batı kafası ile otomobil yaparız. Ama doğu kafası ile yakıtını unuturuz" dedi. Bu fiyaskodan sonra Cumhurbaşkanı Gürsel dahil, projeye destek veren kim varsa "DEVRİM " arabasından desteğini çekti.
Böylece bir grup uzman teknik elemanın 129 gün geceli gündüzlü süren, çoğu zaman uykularını terk ederek ve doğru dürüst beslenmeye dahi zaman ayıramadan
geçirdikleri yoğun çalışma dönemleri boşa gitti.
Ertesi günü yerli araba yapımına karşı çıkanlar gazetelerde flaş haberle başarısız girişimi duyurarak ihanete ortak oldular.
Emperyalistler ve karanlık güçler Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sanayileşme ve kalkınma hamlesini engelleyerek amaçlarına bir ölçüde ulaşmış oldular.
Aslında bu ülke insanlarına görev verildiği zaman ulaşılmazları bile başaracaklarını kanıtlamış oldular. Yakın gelecekte halktan yana bir yönetim iş başına geldiğinde, dış ülkelere giden bilim insanları ve teknik elemanlarla birlikte ülke insanlarımızın iş yapma potansiyelinden ve enerjilerinden yararlanarak tekrar hızla Ulusal kalkınmayı kısa sürede gerçekleştireceğimize olan güvenimizi koruyoruz.