BABAMIN GÖMLEĞİ

BABAMIN GÖMLEĞİ  

Bu sabah yine çok erken bağdaydım. Koruk olmaya yüz tutan salkımları okşarken aklımda babam vardı. Bugün aramızdan ayrılışının 14. yılı. Sırtımda onun gömleği.

Çorağı bitek, kıracı sulak yapmanın ustasıydı babam. Ağalardan satın aldığı toprakları, bir kuyumcu titizliğiyle işler, birkaç sene içinde, yılda iki ürün alınan topraklara çevirirdi.

Babam, zeytin tutkunuydu. Dağlardaki deliceleri kış ortasında söker, tarlalarımıza diker, aşılardı.

Bir kök ağaçta iki üç çeşit meyve yetiştirmeyi çok iyi bilirdi. Bir dalda bir cins armut biter, öteki daldaki olgunlaşırdı.

Paylaşmayı severdi. Birisi, gel benim ağaçları da aşılayıver dese asla ikiletmezdi.

Hasat zamanı bizlere; daldaki meyvenin, bağdaki üzümün tamamını asla toplatmazdı.

Daha birkaç gün önce kuş kovalayan ben şaşardım.

- Biz hakkımızı aldık. Kuşun kurdun da hakkı var, derdi.

Birkaç gün bir zorunluluktan tarlalara, bahçelere gidemese söylenirdi:

- Dibine varmadığın ağaç, toprağına el sürmediğin tarla hal hatır sormadığın dost gibidir.

Toprak ve ağaç babamın bizlerden sonra en değer verdiği yoldaşlarıydı.

***

Bir yaz başında tanımadığımız adamlar geldi. Tarlalarımızın, bahçelerimizin içinde ölçümler yapmaya başladılar.

- Siz kimsiniz? dedik.

- Biz devlet memuruyuz, dediler.

Öğrendik ki tarlalarımızın, bağlarımızın, bahçelerimizin üstüne termik santral kurulacakmış.

Çok geçmedi devlet, babamın eline üç beş kuruş para tutuşturup istimlâk etti varımızı yoğumuzu.

Babam, sanki bir ömür yaşlanıvermişti.

Aradan birkaç ay geçmişti. Babamı, bir akşam adeta yıkılmış gördüm. Bir şey soramadım.

Annem kulağıma fısıldadı.

Baban zeytinliğine gitmiş. Bir bekçi gelmiş:

- Amca ne arıyorsun burada, diye sormuş.

Baban da;

- Zeytinlerime bir bakayım, nasıllar göreyim, istedim, demiş.

Bekçi babana:

- Bu zeytinler senin değil artık. Bir daha buraya gelme; yasak, diye bağırmış. Ağrına gitmiş. Ağlaya ağlaya dönmüş eve.

O zeytinler şimdi Bereket Enerji'nin.

Sanmam ki birileri gelip onların halini hatırını sorsun. Çünkü onlar siyasal iktidarın termik santralin yanında hazır lopçu yandaşlarına   eşantiyonu.

Babamı ağlattıkları gün adını vereceğim bir bağ yapacağıma söz vermiştim. Çok şükür, eşim ve çocuklarım el ele verdik sözümü gerçekleştirdik.

Artık onu, 6 yıl önce boş bir tarla olarak alıp ailece çalışarak bir cennete dönüştürdüğümüz bahçemizde, onun adını taşıyan bağda  anıyoruz.

Üç gün sonra bayram, üstelik babalar günü. Sırtımda onun gömleği... Bayram soframızı adını taşıyan bağda kendi ürettiğimiz ürünlerle kurup onu anacak, ailemizin genç babalarını kutlayacağız.

Ruhun şad olsun babam. Bize çizdiğin yol torunlarının da yolu.

YAZARIN DİĞER YAZILARI