AKYAKA NEREDEN NEREYE GELDİ, ÖNÜMÜZDEKİ 2050 YILINDA NEREDE OLMALI
Beni kilometrelerce uzaktan, dostlarımı, aydınları, emekli yazar ve profesörleri buraya bağlayan nedir. Dillere destan doğası, denizi, azmağı ormanlarıdır. İlk çağda yaşandığı halde yedince yüzyıldan 1950’li yıllara kadar sıtma hastalığından ötürü bu güzelliğin farkına varamamışlar İdyma kenti terkedilmiş çok az insanın yaşadığı bir ıssız yer haline gelmiştir.
1950 yıllarından önce İskele Mahallesinde birkaç gümrük memurunun görev yaptığı birkaç deponun bulunduğu bir yerdir. Muğla Marmaris ve Fethiye yolu bugünkü Köy meydanından geçer, buradan ağaçlı (âşıklar yolu) yoldan devam ederdi. Sıtkı Koçman’a ait maden kamyonları da İskeleye maden taşırlardı.
Akyaka’ya yerleşim bu noktada başladı, Mustafa Akkaya’ya ilk görmez gözleri ile bakkal dükkânı ve fırın açtı…
Gökova köyüne bağlı Akyaka’nın tahmini nüfusu 50-60 kişi
Yıl 1966-1968 Sakar yolu genişletildi. İlk araç 1920’lerde İtalyan işgalinde Gökova’ya indi. Yeni yolun açılması her şeyi değiştirdi. Yol kazılarından çıkan topraklar batak şeklinde olan sahile döküldü ilk yapılan sahildeki 4 katlı Kermetur siteleri kuruldu ve sahilde yaşamın başlangıcı oldu.
Ben bildiğimde elektrik vardı, su şebekesi yoktu, telefon için yıllarca beklemek gerekiyordu.
1950 öncesi Akyaka sahil yerlerde, parselasyon yapılmaya başladı, Belediye yok, devlet yok, buralarda yaşanması beklenmiyor. Benim evimin olduğu civarlarda parselasyon işine girişen bir kişi de Milli Birlik Komitesi üyesi Cemal Madanoğlu, satılmaz endişesi ile parseller çok küçük tutulmuş, (150-250 m2 iki parsel satın al bir parsel hediye mantığıyla parselasyon yapılmış. Nail Çakırhan evinin civarı köyün ileri gelenlerinden Sarıoğlu’nun doğal bir ileri görüşle parselleri büyük tutmuş (500-600 m2, buraya daha seçkinler yerleşmiş, güzel evler yapılmış.
1970’li yıllarda Ula’lı Nail Çakırhan sağlık sebeplerinden Akyaka’ya yerleşiyor. Kendine eski Muğla-Ula evlerini örnek alarak bir ev yaptırıyor, yaptırdığı ev 1983 yılında “Ağa Han Mimarlık” ödülünü kazanıyor. Pek çok evin tasarımını yapıyor. Bunların sahipleri tamamen dışarıdan Akyaka’ya yerleşen kişiler. Nail Çakırhan doğal güzelliklerine Mimariyi ekliyor ve Akyaka bambaşka bir konuma geliyor.
1970’li yıllarda İmar planı yapılıyor, burada eski Ula Kaymakamı ve İller Bankası Müdürü Teoman Ünüsan’ın imar planı ve diğer sorunlarında çok yardımı oluyor.
Yavaş yavaş yerleşim hızlanıyor bu yıllarda Cumhurbaşkanı Turgut Özal Türkiye’de ilan edilen ilk Koruma bölgesi içinde Akyaka katılıyor.
Özal döneminde turizm bana göre 1980’li yıllarda turizm patlıyor…
Gene de belediye olabilmesi için yapılan sayımda 2000’ni aşıyor.
1992 yılında Akyaka Belediyelik oluyor, İsmail Akkaya ilk Belediye başkanı oluyor.
Daha sonraki yıllarda Akyaka Belediyesi 2010’lu yıllarda Sakin Kent oluyor….
Akyaka çok tanınıyor, Pek çok restoran, pansiyon yapılıyor…
Ama 2017- 2018 yıllarda bayram günleri söylentiye göre 1 milyon kişi Akyaka’ya geliyor, yer bulamıyor, yollarda ormanlarda kalıyor.
Ben burada kısa bir özet verdim, Akyaka’nın gelişmesi ciddi bir sosyolojik araştırma konusu, sanat etkinliklerine konu olması, bir roman yazılması gerekir. Ben elimden geldiği kadar tarihini ortaya çıkarmayı başardığımı sanıyorum.
Sonuç olarak incelenirse durum dehşet verici
1950’ler de 50-60 kişi
1992 belediye olurken sürekli nüfus 2.000 yazlıkçılarla 8.000 bilemedin 10.000 kişi
2017 de bayramda gelenler 1.000.000 kişi
Bu durumda ne yapmalı
Bana göre bir gelişme planı yada Master plan mutlaka gerekli
2020 değerli mevcut kapasitesi belirlenmeli
2050 yılı için neler yapılmalı ne olmalıdır belirlenmelidir.
Bu 30 yıl için, doğası, çevre değerleri, jeolojisi, denizleri göz önüne alınmalıdır.
Adına ne dersek diyelim bu plan mutlaka yurt içinde ve yurt dışından katılacak uzman ve tecrübeli firmalar arasından müsabaka ile belirlenmeli.
İçine girdiğimiz bu kaostan ancak böyle çıkabileceğimize dünyanın göz bebeği Akyaka’ya kavuşacağımıza inanıyorum