FRİGYA TARİHİ KONUSUNDA THOMAS DREW BEAR'IN GÖRÜŞLERİ
MEHMET BİLDİRİCİ
Frigya Uygarlığı Orta ve Batı Anadolu için çok çok önemlidir. Tarih kitapları ve internet ortamında bu konuda pek çok bilgi ve bulgular yer almaktadır. Frigya Uygarlığının en yoğun olduğu ve kalıntılarının bulunduğu bölge Eskişehir Afyon arasındadır.
Frigya Uygarlığı konusunda henüz araştırma yapılması gerektiğine inanıyorum. Özellikle alfabeleri ve dilleri çözümlenememiş bulunuyor.
Prof. Dr. Thomas Drew Bear Grekçe ve Latince bir dil uzmanı ve Anadolu'da pek çok yazıtı (inscription) okumuş gün yüzüne çıkarmıştır. Konya'da 1995-1996 yıllarındaki çalışmaları sırasında tanışma ve arkadaş olma onuruna sahip olmuş bir kişiyim. Onu yakından tanımayı hayatımın en önemli olaylarından biri saymaktayım.
Prof. Dr. Thomas Drew Bear son yıllarda Frigya yazıtlarını çözmek ve bu Anadolu dilini de ortaya çıkarmak için çalışmaktadır. Kendisinin ön açıcı görüşleri ispat edilmese de fevkalade önemlidir diye düşünürüm.
Eskişehir'de yayınlanmış Frigya Uygarlığı konusunda bir haber ropörtajda ilginç görüşleri yer almaktadır. Bunları sizlerle paylaşmak istedim.
Frigya sınırları tam bilinmemekte çeşitli haritalar yer almaktadır. Ama Drew Bear tarafından çizilen harita çok daha geniş bir coğrafyayı kapsamaktadır. Şimdiye kadar Konya'nın Frigya'nın en güneyi olarak bilinir. Harita da is Antalya'ya kadar uzanmaktadır. Uzman görüşü böyledir. Diğer görüşleri şöyledir.
Frig yerlileri bir dağ tanrıçası olan KİBELE'YE tapıyorlardı. Bunun etkileri Roma'da dahi görülür. Frig alfabesinin Fenikelilerden geldiği anlaşılıyor. Ancak bu alfabeyi kendi özgün dillerine uygun olarak geliştirdikleri anlaşılıyor. En eski yazıtlar M.Ö 8 ve 7 yüzyıla ait kayalara yazılmış yazıtlardır. Eskişehir civarı Midas anıtında yazıtlı anıtlar ve kabartmalar mevcuttur.
Ancak M.Ö 2. Yüzyıldan itibaren tekrar yazıtlara rastlanmaktadır. Ancak Bunlar kayalara değil mermerler üzerine yazılmıştır. Dolayısıyla Frig halkı kendi dillerini konuşmaya başladı. "Frigler, sunakların ve mezarların üzerine yazılar yazıyordu. Mezar başlarına ölenlerin isimlerini, yaşlarını, neden öldüklerini, akrabalarının isimlerini ve ölenlerin mesleklerini yazıyorlardı. Ölenler için şiirler de yazıyorlardı. Bu şiirler Frig halkının ne kadar kültürlü olduğunun kanıtıdır.
Genç ölen bir kızın mezarında 'Yazık, evlenmeden öldü. Çiçek açılmadan soldu' yazıyor. Genç bir erkeğin mezarında da 'Kendi annesine ve babasına bakamadı' yazıyor. Mezarlarda lanetlemeler de var. Mezarlarda 'bir kişi mezara zarar verirse tanrılar onu cezalandırsın', 'kendi çocuklarının ölümlerini görsün', 'evi yansın', 'evlenemesin', 'ne toprak, ne de deniz onu taşısın' gibi korkunç lanetlemeler var."
Frig yazıları kısa kısa olduğu için çözülemediğini ifade eden Drew Bear uzun yazı bulunursa Frig dilinin çözüleceğin ifade eder.
Roma döneminde Frigçe'nin kutsal bir dil olduğuna kabul edilir. Zeus ile Kibele'nin Frigçe konuştuğuna inanılıyordu. İbadet dili Frigçe idi. Erkeklerin bunun yanında Grekçe konuşuyor. Kadınlar sadece Frigçe biliyordu.
Dostum Prof. Dr. Thomas Drew Bear bu yazısı Frig uygarlığının batısı ile bağlantılı olduğu doğusunda olan Hitit uygarlığı ile din, dil ve alfabe yönünden bağlantılı olmadığı konusunda ki düşüncem daha da kuvvetlendi.
Prof. Dr. Drew-Bear, Friglerin kerpiç evlerde oturduğunu, bazı Friglerin altın işçiliğiyle uğraştığını kaydetti.
Frig halkının genellikle tarım ve hayvancılıkla uğraştığını belirten Drew-Bear, şunları söyledi:
"Frigler tarımla uğraşıyordu. Gelişmiş bir tarım kültürü bulunuyordu. Atları, öküzleri ve katırları vardı. Kağnı kullanıyorlardı. Kadınların başları örtülüydü. Türkiye'de Frig esintileri var. Frig Vadisi'nde yetişen Türkler, Friglerin torunları. Yani Frigler hala Frigya'da yaşıyor. Frig Vadisi'ne Doğu'dan, Kuzey'den ve Afrika'dan göçler olsa da Friglerin torunları hala bu vadide.
Thomas Drew Bear ile pek çok yazım daha önce Devrim Gazetesinde yayınlanmıştı.