MARMARİS'TEN MUĞLA YOLCULUK, DJOVA'DAN (GÖKOVA) GEÇİŞ
MEHMET BİLDİRİCİ
Geçen yazımda Charles Newton tarafından Marmaris'ten Muğla'ya o günkü şartlarda 1855 yılında yaptığı geziyi anlatmaya çalışmıştım. Kısaca Marmaris'i, antik kent Pyhskos'u tanıtmıştım.
Daha sonra Newton Marmaris'ten kuzeye doğru Muğla'ya doğru yola çıkmış, Akçapınar Azmağı'na kadar gelmiş buradan Gökova Ovasına girmişlerdir. Buradan devam edeceğim.
Saat 3.30 (Öğleden sonra, Marmaris'ten 9.30 da çıkılmıştı. 6 saat geçmiş.
Admiralty Chart da (İngiliz Donanması için özel harita) Alüvyon Ovada bir döşeme yol yoldan söz edilmektedir.
(O tarihlerde Akçapınar köyü ve ağaçlık yol mevcut değil, ama Ova üzerinde Araplar Mezarlığı yanından geçen bir döşeme yol mevcut, bugün de hala mevcut, ovada hiç taş yok, dışarıdan getirilmiş, yaklaşık 30 cm derinliğinde ve 2 m genişliğindedir. Bu antik döşeme yol bugün ki Akyaka-Gökova (Kozlukuyu) yoluna Mezarlık yanında çıkar. Akyaka henüz yok, buradan İnişdibi kalesinin altından Eski İskele'ye gider. Burayı ve Körfezi Djova olarak anıyor MB)
Yolun ilk bölümü çalılıklarla kaplı bataklık bir alandan geçiyor. Bu bataklıktan geçerken, içinde bir kapı menteşesi gibi çalışan bir büyük taş blok fark ettim. Bu antik bir işçilikti. Saat 17: 30'da Djova'ya vardık. Kıyıda biri konut karantina memuru olmak üzere iki veya üç ev var.
Djova Limanında ki demirleme iyi, ancak yazın sıtmadan dolayı çok sağlıksız ve çok az sakininin zayıf, hasta bir görünümü var. Burada Limanı saran tepenin kenarında kesilmiş kare bir niş dışında hiçbir antik kalıntı göremedim. Scala'dan (İskele) yarım saat yürüyüş mesafesinde Muğla yolu üzerinde, bataklık ovaya bakan bir Orta Çağ Kalesi (İniş dibi Kalesi) bulunmaktadır. Üzerinde Scala-İskele'ye bakan tarafta muhtemelen bir Akropolü'nün bulunduğu çıkıntı poligonal bir taş örgü görülmektedir. Aşağıdaki yolda vadi boyunca Helenistik dönem duvarlarının izleri görülmektedir.
Djova'dan ayrılırken, güneye muhteşem bir manzaranın açıldığı zirveden Kale'ye bakan yüksek bir sırtı geçtik. Ufku Likya dağlarının karla kaplı zirveleri ile sınırlanmıştı. (Görülen Likya dağları değil MB) ve orta mesafe, en cesur ve en güzel biçime sahip diğer dağlar görülür. Dolamon'un (Dalaman) kuzeyinde sekiz saat uzaklıkta bir tuzlu su gölü Kugjis (Köyceğiz) görülebiliyordu.
Bu İnişdibi Kalesini geçtikten sonra yol, ard arda gelen vadiler boyunca kademeli olarak Muğla ovasına iniyor. Bu yerden üç saat uzaklıkta, sağ elimde kayalık bir tepe fark ettim, yüksek tepede bir antik duvar vardı. Yerinde bir Türk köylüsünü sorguladığımda, bana Assar denildiği ve orada duvarlar olduğu söylendi. Sağında bu tepeyi fark ettiğim vadinin adı Kızıl Ağaç (Kızılağaç) Cova ile Muğla arasındaki ülke ancak çok az ekili; Çalılıklarla kaplı yolların ortasında, yolda tek bir köy görünmüyor. Ve bölge çok az nüfusludur.
(Newton Eski İskele'den İnişdibi Ortaçağ kalesine, buradan Sakar'ı çıkarak Kızıl Ağaç mevkiine geliyor. Burada Büyük Asar kalesinden söz ediyor. Kızılağaç'a çıkına kadar fazla ayrıntıya girmiyor ve sonra ovadan Muğla'ya iniyor. Kızılağaç gelince sağda 1 km uzaklıkta eski kalıntıların bulunduğu bir ören yeri mevcut.)
Newton Marmaris- Muğla yolu üzerinde hiç köy olmadığından söz etmektedir.
MUĞLA
Mughla, dik bir kayanın eteğindeki bir düzlükte kurulu, üzerinde antik bir Akropol olduğu anlaşılan büyük bir Türk kasabasıdır. Bu kaya, kasabanın kuzeydoğusundan yaklaşık yirmi dakika uzakta. Üst kısım neredeyse düzdür, bu nedenle kayanın altından bakıldığında kesik koni görünümü sunar. Muğla hakkında fazla bir ayrıntıdan söz etmemektedir.
Yazım ekinde Gökova'da bulunan antik yol, Eski İskelede eski bir gümrük Binası, Akçapınar Azmağı üzerindeki yıkık köprü resmi eklenmiştir.
3 Ek