TARİHİ SU YAPILARINDA SU TERAZİLERİ
Antik Çağda kentlere getirilen içme sulama suyu Sümerler ve Hititler döneminden beri cazibe (yer çekimi) ile içinde su akan künklerle (pişmiş toprak) getirilmiştir. Burada boru içinde basınç yoktur. Su hatları boyunca vadiye gelindiğinde vadi içine sukemerleri inşa edilmiş suyun kotu düşürülmemiştir. Bir dağa rastlanıldığında ise tünel kazılarak suyun kotu korunmuştur. Zira ilk çağlarda pompalama yöntemi henüz bilinmemektedir. Bu künk borular boru et kalınlığı 1-2 cm, çapları 10-12 cm, boru boyları birbirine geçmeli 80 cm civarındadır
Ancak sonraki Helenistik ve Roma dönemle basınç altında çalışan borular kullanılmıştır. Bunlar et kalığı artırılmış künk borular (et kalınlığı 4-5 cm), taş blokların içi oyularak birbirine geçmeli yapılmış taş borular, kurşun borulardır. Bu borular basınç altında çalışmaktadır.
Hidrolik prensibi bir U borusu uygulamasıdır. Naylon bir boruya su doldurulursa su aynı seviyededir. Bir tarafı az düşürülürse su oradan akar prensibi budur.
Teknolojinin gelişmesi ile demir, çelik ve plastik borular kullanılmakta, pompalama imkânları çok gelişmiş vadiler rahatlıkla aşılmakta, yükseklere yapılan depolarına su pompalanabilmektedir.
Su tezazisi basınç altında çalışan borularda bir çeşit hava bacasıdır. Boruya gelen basıncı dengeler. Suterazi terimi diğer dillerde de aynıdır. Farklı bir başka terim yoktur..
İlk defa Helenistik dönemde Bergama (Pergamon) su hatlarında dünyada ilk defa basınçlı borular uygulanmıştır. M.Ö 2 yüzyılda 18 cm kurşun borularla 200 m derinlikten Bergama Akropole su iletilmiştir. Ama sonraları borular sökülerek askeri amaçlarla kullanılmıştır. Bu su getirme projesi 18 yüzyıla kadar yapılabilen dev bir proje, bir mühendislik harikasıdır.
Roma döneminde yapılan bu tesisler zamanla kaybolmuş, dünyada su terazileri sadece Osmanlı döneminde İstanbul'da bolca uygulanmıştır. Osmanlıya Bizans kanalı ile geçtiği sanılmaktadır.
Suterazileri çeşmelere su dağıtımında uygulanmış kuleye benzer bir taş yapının üstüne bir su dağıtım havuzcuğu yapılmış bir koldan havuza gelen su iki veya üçe bölünmüş ayrı ayrı çeşmelere verilmiştir.
Suterazi konusu Osmanlıda bolca uygulanmasına karşı hakkında bilinenler ve yayınlar yok denecek kadar azdır.
Benim Suterazi ile tanışmam 2003 yıllarındadır. İsrail'de tanıştığım Yehuda Peleg büyük bir su tarihçisi idi. Bilmediğim çeşitli konularda sorular yönelttim, mailleşmemiz devam etti. Beni sevmişti bana çok değerli bilgiler aktardı. Bu arada Londra'da yaşayan Alan Edmonds suterazi konusunda görüş alış verişi yapmak için Peleg'den bir isim sormuş. O da beni önermiş adresimi vermişti.
Onunla bu konuda 10-20 defa mektuplaştık. Ben den İstanbul'daki su terazileri hakkında kapsamlı bilgi istiyordu. Benim ise bilgim yok gibiydi. Bu fırsat bu konuyu öğrenmek istedim. İstanbul'da onun önerdiği yerleri ve onun bana İngilizce yazdığı mailleri dikkatli inceleyerek bir şeyler öğrendim.
Onunla İngilizce yazışmaları Web sitemin İngilizce bölümüne yerleştirdim. Bu dokümanlara Web Sitem den ulaşılabilir.
www.mehmetbildirici.com Web 2024 English 20.1. Su Trazi
İstanbul da 30 civarında Suterazisi kalmıştı, onlara zaman zaman ulaşmaya çalıştım.
Bu çalışmalar ses getirmişti. Bu defa "İlim Yayma Cemiyeti-www.ilimfaziletvakfi.org.tr
"İSTANBUL'DA ROMA VE OSMANLI DÖNEMİNE AİT SU TERAZİLERİNİN LOKASYONLARININ BELİRLENMESİ VE GENEL ÖZELLİKLERİNİN ANALİZİ ÜZERİNE BİR ENVANTER DENEMESİ ÇALIŞMASI ADLI BİR PROJE başlatmıştı.
Şöyle deniliyordu
Prof.Dr. Kazım Çeçen'in "İstanbul'da Osmanlı Dönemi Su Yolları" adlı eseri de başvurduğumuz ana kaynaklardan biri olmuştur. Bu konuyla ilgili Sayın Mehmet Bildirici'nin "Tarihi Su Yapıları Derlemesi" ve Mesut Göksu'nun " Su Terazileri" adlı çalışması da bulunmaktadır. Bu projemizde, yukarıda bahsedilen çalışmalar baş kaynak olarak kullanılmış, ayrıca birçok tarihi belge taranarak günümüzde harap olan su terazilerinin varlıkları teyit edilmiştir. Ayrıca konuyla ilgili uzman Mehmet Bildirici ve Alan Edmonds, Mr.Yehuda Peleg, Martin Scwartz ve Mesut Göksu arasındaki su terazileri ile ilgili yazışmalar incelenmiş, Alman Tarihçi Moltke'nin tarihli haritası esas alınarak oluşturulan buradaki bilgiler derlenmiş, su terazilerinin lokasyonu çalışmalarına başlanmıştır
Bu çalışmamız, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün "İstanbul Kültür Mirası ve Kültür Ekonomisi Envanteri"nde yer alan su terazileri ile Alan Edmond, Mehmet Bildirici, Mesut Göksu ve Forcheimer'a göre tespit edilen fakat İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün "İstanbul Kültür Mirası ve Kültür Ekonomisi Envanteri" kayıtlarında bulunmayan su terazilerinin tespit edilerek karşılaştırılması ve derlenmesi ve toplu envanterinin oluşturulması açısından farklılık göstermektedir.
Farklı kaynaklara göre tespit edilen ve kendi içinde farklılık gösteren Alan Edmond, Mehmet Bildirici, Mesut Göksu ve Forcheimer'a göre tespit edilen fakat İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün "İstanbul Kültür Mirası ve Kültür Ekonomisi Envanteri" kayıtlarında bulunmayan su terazileri ayrı bir önem kazanmaktadır.
Çalışmalarımın ses getirmesi beni ziyadesiyle mutlu etmiştir.
Yazıma İstanbul Kilyos Su Terazi ve Yerebatan Sarnıcı yanındaki Roma dönemi Su Terazi eklenmiştir.
2 Ek