ÜNAL TÜRKEŞ

               
            "Has bir Muğlalı. Varı yoğu Muğla. Tüm benliği Muğla'ya adanmış bir kişilik. Ne yana dönseniz, ne yana baksanız Ünal Türkeş'i görürsünüz, Ünal Türkeş'le karşılaşırsınız. Bir yerde bir anıt mı var, önemli bir kişilik mi anlatılıyor temelinde onun kaynakları, onun adı var. Hani ne derler; Ünal Türkeş demek Muğla demek. Ya da Muğla demek Ünal Türkeş demek. Böyle bir canlı kaynak o. Böyle bir tarih o, Muğla'nın tarihi. 

            Yakından tanımıyordum. Muğla'ya gittiğimde görüşmek istedim. Çıkardığı Muğla Devrim Gazetesi yönetim yerine gittim. Orada yoktu. Fotokopi için gittiği adrese yönlendirildim. Muğla'yı iyi bilmediğimden, sora sora o adresi buldum. Orada da harıl harıl çalışıyordu. Önünde bir yığın belgesel fotoğraflar var. Onların taraması ile uğraşıyor. Belli ki Muğla tarihinden yeni sayfalar açacak. Çok yoğundu, tanışma aşaması ve kısa bir söyleşiden sonra onu fazla engellememek için izin isteyip yanından ayrıldım. O işlerini sürdürdü.
              Bir anlık görüşmemde bile Ünal Türkeş'i anladım. O, tüm benliği ile Muğla için yaratılmıştı. O, Muğla'ydı.
               Kısaca dopdolu, kültür üreticisi bir insan o.
               Gücü bol ola..."

              18 Mart 2015 tarihinde bu notları düşmüşüm sayfama.

                Daha sonraları Muğla (şimdi Menteşe) Kültür Evi'ne sık sık uğrar oldum. Burası anlatılmaya değer bir ortam. Menteşe'nin tüm kültür insanlarının uğrak yeri. Buraya gelen bu dostlarla bir bir tanışmaya başladım. Çok güzel söyleşiler yapılıyor burada. Şiirler okunuyor, yeni şiirler yazılıyor bu masalarda, yeni karikatürler çiziliyor, yeni öyküler yazılıyor Muğla üstüne.

Muğla kokan, Menteşe kokan etkinlikler tüm bunlar.  Siz de bu akışa kapılıp doya doya dolduruyorsunuz dağarcığınızı.

                İşte bu grubun saygın katılımcılarından biri de Ünal Türkeş'ti. Muğla tarihi ve de Muğla'nın önemli kişiliklerini bıkmadan anlatıyor, soranlara kaynaklarıyla, yaşadığı sokak ve köyleri ile tanıtmayı bıkmadan sürdürüyordu. Böyle bir kültür adamıydı Ünal Türkeş. Muğla'yı iliklerine dek yaşayan bir kişilikti. Menteşe Kültür Evi'nin o güzel çaylarını yudumlarken masadaki konuklar onu dinler, yeni bilgiler edinirlerdi. Ben her katılımımda can kulağı dinlerdim onu. Her dinleyişimde bilmediğim Muğla'yı daha da iyi tanır ve öğrenirdim.

                Ayrıca Muğla'ya geldiğim 2013 yılında onun arşivinden derlenen bir büyük sergi izleme fırsatı bulmuştum. Ben olayın ayrımında değildim. Kendi kendime gezerken, güzel gördüğüm yapılara giriyor, sivil mimarinin, ahşap yapılarının tüm gizemini çözmeye, içime sindirmeye çalışırken bazen şaşkınlık geçitiyordum. İşte bunlardan biri de İskender Alper Konakaltı Kültür Merkezi idi. Buraya hiç ikilemeden girdim. Hemen sağda açık kapıdan baktığımda bir sergi düzenlemesi gördüm. Fotoğraflar, gazete kesikleri, Muğla büyüklerine ilişkin belgeler yer alıyordu panolarda. Burada tümden Ünal Türkeş adı geçiyordu, çünkü arşiv onun belgelerinden ve dosyalarından oluşuyordu.

Ünal Türkeş'i henüz tanımıyordum. Ne var ki, onun arşivi zaten Ünal Türkeş'i iyice tanıtıyordu. Tartışmasız gerçek buydu. Doyurucu kaynaklar, belgeler sizi izlerken bilgilendiriyordu da.

Bu arşiv, Muğla Sanatseverler Derneği tarafından düzenlenmiş ve sergilenmişti. Bu arşivi derleyerek sergileyen dostlara bin selam olsun. Sonradan öğrendim; bu ekibin başkanlığını Sadettin Özbek yapıyordu. Selahattin Sapmaz, rahmetli İhsan Özgen, Osman Coşkun gibi sanatı uygulayan ve seven dostlar yer alıyordu. Onlar sanat konuşur, onlar sanatı uygular, onlar sanata yönelenlere yol açarlardı. Ben böyle tanıdım, söyleşilerinde bunlara tanık oldum.

Ünal Türkeş'in arşivi de onların elinde Muğla'ya ışık tutan tarih sergisi ve belgeliği olmuştur. Ancak bu belgeliğin sergiden sonraki durumu pek açıklığa kavuşmamış durumda. Sergi sonrası Ünal Türkeş'e teslim edilen bu arşiv ne oldu, korunuyorsa nerede korunuyor bilen yok. İnşallah güvenilir bir yerde ve güvenilir ellerdedir. Ne olsun bunların bir an önce gün ışığına çıkarılıp, kitaplaştırılmalıdır.

Muğla için temel başvuru kaynağı olacağına inancım tamdır.

Kültür Evinde söyleşiler hiç kesilmeden sürüyordu. Bu söyleşilere kaçırmamaya büyük özen gösteriyordum.  Ankara'dan gelişlerimde Mahmut Makal'dan başta Ünal Türkeş olmak üzere selam getiriyor, verdiği kitaplar varsa onlara ulaştırıyordum.  Mahmut Makal ile Ünal Türkeş'in uzun yıllara dayanan tanışıklıkları ve dostlukları vardı. Tüm bunlar benim grupla iç içe olmamı sağladı.

Aradan yıllar geçti. Ben boş durmamış, Menteşe sokaklarını ve Menteşe Kültür değerlerini çizmiştim. Bunları Menteşe Kültür Sanat Etkinliği kapsamında açtığım sergiledim. Sergide bu çok değerli bu insanın bir portresini de çizmiştim. Sergi 30 Eylül 2017 günü açılacaktı. Biz tüm hazırlıkları yaptık açılış saatini bekliyorduk. Tam o anda Ünal Türkeş'in ölüm haberi ulaştı. Ne yapacağımızı bilemedik. Hemen portresini siyah çerçeve içine aldık. Sergimiz bu nedenle buruk bir açılışla gerçekleşti.

Ruhu şad olsun.

YAZARIN DİĞER YAZILARI