AYDIN/KARPUZLU'DA "ALİNDA" ANTİK KENTİ.
Değerli okurlar, kış gireli beri bir yerlere çıkıp gezi yazıları yazamaz olduk. Şöyle bir araştırıp bakınca gitmediğimiz, yazmadığımız yerlerden en yakında Alinda ve Labranda antik kentleri kalmış. Biz de Pazar günü sabahı hazırlanarak atımızı o yöne doğru sürdük. Araştırdık ki Alinda, Köyceğiz'den 152 km. dir. Her zaman olduğu gibi Çine köftecilerinden birine uğradıktan sonra Aydın yoluna doğru devam ettik. Ancak birkaç km. sonra solu gösteren levha bizi Karpuzlu yönüne dönmemizi sağladı. Bir 20-25 km. daha giderek yemyeşil bir ovada, sarı şeritli bir yolla bizi Karpuzlu ilçesine ulaştırdı. Kasabaya girdiğimizde sadece bir yerde ALiNDA levhasını gördük. Bir daha da görmedik. Sora sora kasabayı çıkıp zeytin dolu yamaçlarda kıvrıla kıvrıla kasabanın arkalarında bir tepeye tırmandık. Karşımızdaki küçük bir boğazda uzanan su kemerlerini görünce antik alana geldiğimizi anladık. Aynı zamanda hemen yolun sağında bir taş yapı vardı ve tellerin arkasından bizi gözetleyen birinin olduğunu görünce aracımızı park edip ona doğru yürüdük. Yüksel adındaki kişi, oranın bekçisiymiş. Sorduk: Neden yollarda bir levha yok? Diye. "Burada henüz bir kazı araştırması yapılmadı, giriş de ücretsizdir. Su kemerlerini geçtikten sonra sağdaki patikayı izleyin ve ileride tüm Karpuzlu ilçesini ve ovasını gören bir manzaraya ulaşacaksınız. Sağınızda, solunuzda kuleler, tarihi yapılar göreceksiniz. Biraz daha ilerleyip hafif bir meyille aşağıya doğru inerseniz orada da harap haldeki ANTİK TİYATROYU göreceksiniz. Aşağılarda da AGORA ve PAZAR YERİ kalıntıları bulunuyor. Aynı yoldan geriye döneceksiniz." Dedi. Peki, burada hiç kazı yapılmadı mı? Diye sorduk. "Hayır, henüz burada kazı yapılmadı, onun için de hiçbir yerde levha ve açıklama yazıları yok. Önümüzdeki yıllarda Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Arkeoloji Bölümü burada kazılara başlayacak!" dedi. Ağırlıklarımızı aracımızda bırakıp fotoğraf makinelerimizi alarak su kemerlerinden itibaren antik alanı gezmeye başladık. Saat 12 sularıydı ve gökyüzünde parça parça beyaz bulutlar çevremizi gölgeliyordu. Gördüğümüz bütün yamaçlar, dereler, tepeler asırlık zeytin ağaçlarıyla doluydu. Gökbel, Çine, Labranda ve Heraklia' daki kocaman kocaman yemyeşil yosunlarla kaplanmış devasa kayalar uzaklarda, yakınlarda boy gösteriyor, ilginç manzaralar oluşturuyorlardı. Bulunduğumuz antik kentin yamaçlarındaki alanlar erimeye başlayan karlı alanlar gibi bembeyaz papatya tarlalarıyla süslenmişti. Ne soğuk, ne sıcak, ılık bir bahar güneşinin altında bir cennet içerisinde kendimizden geçmiş; fotoğraf makinemizle her antik kalıntıya, her papatya manzarasına saldırıyorduk. Yemyeşil çimenlerle kaplı alanlardaki bembeyaz papatya tarlaları içerisinde sanki kar üzerine kan damlamış hissini veren kıpkırmızı laleler boy gösteriyordu. Her papatya tarlasına/bahçesine vardığımızda Hanım, "Oooovvvv, vaovvvv" diyerek sevinç ve mutluluk nidaları atıp hemen selfi çubuğuna davranarak bu eşsiz güzellikleri cep kamerasına kaydediyordu. Ortam, çevre ve önümüzdeki manzara mükemmeldi. Gördüğümüz antik kalıntılara dair tek bir açıklama levhası, tek bir kazı izi görülmüyordu. Yürüyerek antik tiyatro kalıntısına kadar indik. Tiyatronun oturma yerleri çoğunlukla kaymış, devrilmiş, kırılmış basamaklar halindeydi ve sanki burası bir zeytin bahçesi halindeydi. Yine her yer gibi burası da bembeyaz bir papatya bahçesiydi. Karpuzlu ilçesinin genel manzarasını ve ovasını da fotoğrafladıktan sonra dönüşe geçtik.
Bu kenti tarih sahnesine çıkaran Karia Kraliçesi ADA olmuştur. Kent yapılarında genellikle mermer yerine granit taşlar kullanılmıştır. Mezar taşlarında süse pek rastlanmaz, ama antik alan gezginler için bulunmaz bir güzelliktedir. Araştırmalara göre bu kentin tarih alanına çıkışı M.Ö. 14. Yıla kadar gittiği söyleniyor. 2. Mursilis döneminde Alinda kentinin adının İALANTİ olduğu biliniyor. İ.Ö. 340 yıllarında merkezi Halikarnassos' ta olan Karia yönetimi iç kargaşalar yaşamaya başlıyor. Bilindiği üzere anaerkil aile yapısına sahip olan Kanalılar aile içi evlilik yapıyorlardı. Dünyanın yedi harikasından biri olan MOUSELAUM' un sahibi MOUSOLOS, karısı ARTEMİSİA, oğlu PİSODARUS, kızı ADA ve İDRİASUS kardeştiler. MOUSOLOS, ölümünden sonra tahta karısı ARTEMİSİA çıkmıştı. Artemisia' nın ölümünden sonra tahta yaş sırasına göre ADA/ALİNDA' nın çıkması gerekirken yönetimi PİKSODAROS ele geçiriyor. Piksodaros, bununla da yetinmeyerek zamanla tehlike oluşturacağı düşüncesiyle kardeşi ADA' yı ALİNDA kentine sürgüne gönderiyor. İşte ALİNDA kentinin tarih sahnesine çıkışı böyle oluyor. Büyük İskender, Perslere savaş açıp Anadolu' ya girdiğinde ADA, Alinda'da sürgündü. Büyük İskender, ALİNDA kentini kuşattı. Bir süre uğraştı ise de alamadı. Tam pes etmeye karar vermişken alınması olanaksız surlarla çevrili ALİNDA kentinin kapılarını Büyük İskender'e açtı. Makedonyalıları içeriye alıp pazarlığa oturdu. Denilir ki Kraliçe ADA, Büyük İskender' i oğlu gibi karşıladı ve O'nu manevi evlat edindi. İskender de alamadığı bu kentin kapılarını kendisine açan bu kadını ana gibi gördü. ADA, İskender' e şu teklifte bulundu; "Alinda kentinin kapılarını askerlerine açayım. Bunun karşılığında KARİA' yı bana bırak." İskender, bu teklifi kabul etti. O'nun için önemli değildi, çünkü zaten O, buralarda durmayacaktı. Güney yolculuğuna devam ederek Halikarnassos' a vardı. Kenti alması hiç de zor olmadı. Ardından da tüm KARİA yönetimini ADA' ya bıraktı. Bu kenti ilk ziyaret eden Avrupalı gezginlerden biri Richard Chandler, Alinda kentini Bafa Gölü kıyısındaki Latmos' tan yürüyerek gelmiş. Alinda kentinin harabelerinin listesini şu şekilde yapmış: "Su kemeri, çarşı binası, tiyatro, kule, sarnıç, nekropol ve kent surları." İngiliz gezgin, Charles Fellows ise burada madeni bir para bulmuş ve kesin olarak kentin yeri o dönemde tespit edilmiştir. Değerli okurlar, tarih çok derin, çok uzun ve çok karmaşık. Daha bu kentin sağında ve solunda LABRANDA ve ALABANDA ANTİK kentleri de var. Önümüzdeki yazılarda inşallah onlara da sıra gelecek. Eğer zamanınız olursa ve biraz da bu konulara merakınız varsa tam sırasıdır gidip bir görün. Çünkü" gezmediğiniz/görmediğiniz yer, sizin değildir." Eğer giderseniz 17 km. ileride LABRANDA var. Gitmişken bir de oraya uzanıverin. SAĞLIKLI ve ESEN KALINIZ. GELECEK GEZİLERDE ve YAZILARDA BULUŞMAK UMUDUYLA.