KÖYCEĞİZ YABAN HAYATI GELİŞTİRME SAHASI ve BÜYÜKKARAAĞAÇ

KÖYCEĞİZ YABAN HAYATI GELİŞTİRME SAHASI ve BÜYÜKKARAAĞAÇ

                Değerli okuyucular,  bu hafta da ören yerlerini es geçerek yine sizleri yeşil ve ormanın, suyun, denizin bol olduğu bir yere götürelim istedik. Köyceğiz'e geldik geleli Büyükkaraağaç' a hiç yolumuz düşmemişti. Mahalledeki Antalya' lı komşularımızla oraya gidelim diye düşündük. Her zaman olduğu gibi Köyceğiz Gölü' nün kıyısında zevkli bir yolculuktan sonra Sultaniye sapağını solda bırakarak yemyeşil çam ormanları içinde bir boğaza doğru tırmanmaya başladık. Sonra da Ekincik' e "HOŞGELDİNİZ"  kapısına varmadan sol yanda bir çeşme ve incir ve dut ağaçlarının olduğu bir dinlenme alanı vardır. Orada beklemek üzere biz önceden yola çıkmıştık. Oraya yettiğimizde 06, 34, 26, 35 plakalı araçlarla doluydu çeşmenin başı. Biz de bir yer bulup aracımızı bir köşeye park ettik. Baktık ki oraya bir "SEYİR TERASI" yapılmış. Üzerine çıktığınızda çevredeki ormanın güzelliği, yeşilliği insanı büyülüyor. Yıllardan beri burasının orman manzarası beni derecesiz mutlu kılar. Buradaki ormanlar, tepelerin zirvesine kadar yemyeşildir ve örtülüdür. Bizim bu bölge yazları kurak olduğu için hiçbir yerde dağların, tepelerin üzeri bu kadar yeşil ile örtülü değildir. Bu özellik olsa olsa Karadeniz' de ve Marmara'  da görülebilir. Köyceğiz Gölü' nün bir kısmı da taa karşı tepelere kadar çok mükemmel bir manzara arz ediyor. TERAS ın hemen yanına bir de levha kondurmuşlar ki çok isabetli olmuş.  Levhadaki bilgileri yöremiz için çok önemli. " T.C. TARIM ve ORMAN BAKANLIĞI DOĞA KORUMA Ve MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KÖYCEĞİZ .Buraya almazsam olmaz. Bilen/bilmeyen için "YABAN HAYATI GELİŞTİRME SAHASI." Köyceğiz Yaban Hayatı Geliştirme Sahası (YHGS), ilk defa 1992 yılında "Yaban Hayatı Koruma Sahası" olarak ilan edilmiş ve koruma statüsü kazanmıştır. 2005 yılında da "Yaban Hayatı Geliştirme Sahası" olarak tescil edilmiştir. Yönetim ve Geliştirme Planı kapsamında yönetilen alanın hedef türleri: Yaban Keçisi, Bozayı ve Karakulak'tır.  Köyceğiz Gölü, Dalyan Boğazı, Akiye Burnu, Karaağaç Koyu Kızılyaka ve Namnam Çayı arasında kalan YHGS 31.483 hektar olup bunun %97' si orman arazisidir. Sahanın bir kısmı 1988 yılında ilan edilen Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi' nde, bir kısmı da 1966' da ilan edilen MARMARİS MİLLİ PARKI içinde kalmaktadır.  ZENGİN FAUNA ve FLORA: Köyceğiz YGHS barındırdığı memeli faunası bakımından Akdeniz Bölgesinin nadir alanlarından biridir. Karakulak, Vaşak ve çok zamana kadar alanda bulunan Anadolu Parsı gibi kedigilleri, Çizgili Sırtlan ve Bozayı gibi diğer büyük etçilleri ve halen Yaban Keçisinin populasyonunu barındırması nedeniyle çok önemli bir doğa alanı niteliğindedir.  Köyceğiz Gölü Dereler ve Drenaj kanallarında Susamuru populasyonu barındırması, İribaş Deniz Kaplumbağasının(Caretta Caretta) Ekincik ve İztuzu kumsallarını yumurta alanı olarak kullanması açısından da saha çok değerlidir. Sahada, Kuş türlerinden; Puhu, Alaca Baykuş, Kukumav ve Akkuyruklu Kartal, sürüngenlerden;  Çizgili ve Benekli Kaplumbağalar ile Tosbağa, Amfibilerden; Siğilli Kurbağa, Gece Kurbağası ve Uludağ Kurbağası, Balık Faunasından; Tatlısu Kefali, Tatlısu Yılanbalığı türlerinin bulunması alana ayrı bir önem kazandırır.  Bitki örtüsü açısından da zengin olan YGHS' de 15 familyaya ait 32 endemik bitki türü tespit edilmiştir. Alanın asli ağaç türü Kızılçam olmakla birlikte Anadolu Sığla Ağacı, maki ve frigana bitki toplulukları da bulunmaktadır. Thlaspi Cariense Cariström nesli tehlike altında olan alana özgü endemik bir bitki türüdür. YGHS içerisinde özellikle dere içerisinde, küçük topluluklar şeklinde saf ya da karışık olarak bulunan Anadolu Sığla Ağacı, kısıtlı alanda yayılışı gösteren endemik bir tür olması nedeniyle alanın korunan önemli bir türüdür. ALANIN YÖNETİMİ ve KORUNMASI: Köyceğiz YGHS, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğünce 4. Bölge Müdürlüğüne bağlı Muğla Şube Müdürlüğü tarafından yönetilmektedir. Alanın en büyük yönetim gayesi, alandaki bu özel türlerin korunmasıdır. KARAKULAK: Türkiye' deki dağılımı sınırlı olan Karakulak, çeşitli habitatlarda yaşamakla beraber en sağlıklı populasyonları Köyceğiz YGHS' nın içinde bulunduğu Güney/Batı Anadolu' da görülmektedir. Yaşama süreleri ortalama 20 yıldır. ALAGEYİK: Dünyada en saf ve kırılmaya uğramış türü Antalya Düzlerçamı Bölgesinde bulunur. 2013 yılında DKMP Genel Müdürlüğünce başlatılan çalışma ile geçmişte doğal yaşam alanı olan Köyceğiz YGHS' na 18 adet Alageyik yerleştirilmiştir. Uydu tasma ve fotokapanlarla yapılan gözlemler, türün alana uyum sağlayarak çoğalmaya başladığını göstermektedir. Boyları 140-160 cm, ağırlıkları ise 60-100 kg. civarındadır. Yaşama süreleri ortalama 12 yıldır. Haziran ayında tek yavru yaparlar. BOZAYI: İç Anadolu, Akdeniz ve Ege Bölgesinin bazı illeri, Trakya Bölgesi ve Suriye sınırına yakın alanların bir kısmı hariç birçok ilimizde bulunur. Renkleri genellikle boz, koyu kahverengidir. Boyları 110-250 cm. ağırlıkları ise 100-250 kg. arasında değişir. Yaşama süreleri ortalama 20-30 yıldır. Hem etçil hem otçul hayvanlardır.  Haziran-Temmuz aylarında genellikle iki yavru doğururlar.  EKOLOJİ ROTALARI: The Eco Trails: Köyceğiz, Ortaca, Dalaman ilçelerinde ekoturizm odaklı uzun mesafe işaretli yürüyüş ve bisiklet rotalarından oluşmaktadır.  Doğa ve onun korunarak gelecek nesillere aktarılması, tüm rotalarda öne çıkmaktadır. Güzergâh, yaşamın kaynağı olarak "SU" yu izler; İzlerken ondan hayat bulan oldukça zengin, bir kısmı endemik ve tehlike altındaki türler hakkında farkındalık yaratır.  İnsanın henüz doğaya zarar veremediği zamanlardan kalan eski "YOLLAR" ı kullanır.  Geçmişin izlerini gösterir. 470 km. lik yürüyüş rotaları, Sahil Rotası, Orta Rota ve Kuzey Rotası olmak üzere üç ana güzergâh ve bunları birbirine bağlayan ara güzergâhları izler. 700 km. lik BİSİKLET ROTALARI: Köyceğiz' de 5, Ortaca' da 4, Dalaman' da 5 olmak üzere 14 güzergâh ve bunları birbirine bağlayan ara güzergâhları izler. Her iki yönde seyire (temaşaya) imkân verecek şekilde kırmızı yön tabelalarıyla işaretli rotalar birbirine bağlıdır. Rotaların çoğu, Köyceğiz-Dalyan ve Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgelerinde yer alır. "Köyceğiz Gölü, "Sığla Rotası", ve "Trans Ölemez" Köyceğiz Yaban Hayatı Geliştirme Sahasından, Mutlak Koruma Bölgeleri dışında kalarak geçer." Beklediğimiz konuklar da gelince yolumuza devam ettik. Sırta çıktığımızda "EKİNCİK' e HOŞGELDİNİZ"  yazısı bizi karşıladı.  Devam ederken Ekincik: 13 km. tabelası dikkatimi çekti ve beni şaşırttı. Köyceğiz' den Ekincik' 43-45 km. olduğunu biliyordum.  Biraz sonra inişte sağa BÜYÜKKARAAĞAÇ yoluna sapıp da onca yoldan ve dönemeçten sonra indiğimiz deniz kıyısında aracımızın km. si 40 km. yi gösteriyordu.  O zaman Büyükkaraağaç, Ekincik' ten daha yakındı. Sol kıyıda ilerleyerek bir-iki koy geçip genişçe çok güzel bir koya gelip durduk. Biz ancak öğleye doğru geldiğimiz için kıyıdaki ve koyu gölgeler sahiplenilmişti. Ama yine de çok miktarda ağaç ve orman bulunduğundan herkese yetecek kadar gölge vardı.  Bir gölge bulup masalarımızı kurduk ve soyunup denize atladık. Epeyce kalabalık bir denizci aile vardı. Çok geniş ve sığ, ince kumlu bir plajda idik. Burasının dikeni, çalışı, ormanın dozerleri ile temizlenmiş, belli yerlere yığılmıştı. Kıyılarda çam ormanları ile sığla ormanları iç içe idi ve çok temiz ve yemyeşil alanlardı. Kıyıdaki çam ve sığla ağaçlarının kökleri neredeyse denize ulaşıyordu. O kadar yakındılar. Denizi de oldukça ince kumlu ve yumuşaktı. Özellikle çocuklar, kadınlar ve yüzme bilmeyenler için oldukça da sığdı.Çoluk/çocuk, kadın, kız kızan herkes mutluluk içinde koşup eğlenip yüzüyorlardı.  Biraz sonra bir araçla gelip denizin kıyısında konuşlanan grup hemen mangal/çangal işine girişince kıyıda beklemekte olan Orman görevlileri hemen koşturup müdahale ettiler. Ancak mangalın yanmaya devam ettiğini görünce biz sormak zorunda kaldık görevliye: "Ateşleri yanmaya devam ediyor ama?!!..." Deyince görevli, " Onların mangalı TÜPLÜYMÜŞ!?." Dedi.  Arkadaş, bizim bildiğimiz DUMAN ÇIKARMAK DEĞİL, "ATEŞ YAKMAK YASAKTIR" Ortam sıcaktan kavruluyor, yerlerde sap/saman/ot/çöp gırla. Bir de rüzgâr var ki. Allah korusun bir kıvılcım atarsa önünü alıncaya kadar arkamızdaki yeşil ormanlara yazık olur. Sayın yetkililer, bunun doğrusu nedir?  Tüplü mangaldan yangın çıkmaz mı?!!!... Gelecek gezilerde/yazılarda buluşmak umuduyla.

YAZARIN DİĞER YAZILARI