Her toplumun tarihinde aydınlatılmayı bekleyen karanlıklar vardı elbet. Demokrasi geliştikçe bu daha büyük bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bizim de geçmişimizde buna benzer olaylar bulunmaktadır. Örneğin 6-7 EYLÜL OLAYLARI.. Bu olaylar birkaç kentimizde yaşansa da İstanbul'da büyük bir iz bırakmıştı. Yaklaşık 30 insan yetirilmişti bu olaylarda.
Bu olayların nasıl cereyan ettiğini bizzat içinde yer almış bir emekli asker birkaç yıl önce ekranlarda açıklıyordu. Şöyle diyordu kendi sesiyle: 6-7 Eylül bir özel her işiydi. Çok başarılı ve mükemmel bir örgütlenmeydi" Bu olaylar sırasında bu açıklamaları yapan insan bir teğmen idi. Ama o bu tür alayların yaratılması için eğitilmiş oluşumlarda yer almış bir görevliydi. Geçmişte bununla ilgili birkaç kez yazmıştık ve bu köşede yer almıştı yazdıklarımız.
Bu olaylar iki-üç gün sürdü ve özellikle Rum ve Ermeni olarak bilinenlere saldırılar yaşanmıştı. Dükkanlara saldırılmış içerideki mallar sokaklara atılmış.
Bazı evlere de saldılar yapılmıştı, Dükkanlar yağmalanmıştı diyemiyoruz çünkü yağmadan çok zarar vermek düşüncesi egemen olmuştu. Bu olayların bugüne gelen görüntülerinden anlıyoruz ki saldırganlar yağma amaçlı değil zarar amaçlı davranıyordu Çün
ki özellikle Anadolu'dan getirtilen saldırganlar yerlere attıkları dolapların, çamaşır makinelerin ne olduğunu ne işe yaradığını bilmediği için sadece zarar vermek için getirildiklerini sanıyorlardı.
İşin ilginç yanı, ise bu olayların açıklamasını yapan kişinin bunu "mükemmel ve çok başarılı" olarak göstermesiydi. Bu ölümler savaşta yaşanmadı. Bu ölümler aramıza sızmış düşmanlara karşı yapılan bir çatışmadan gelmedi. kendi vatandaşlarımız öldü burada. Bunu nasıl başarılı ve mükemmel örgütlenme olarak g2österibiliriz ki? Bunun nasıl olabildiğini önceki konu ile ilgili yazılarımızda açıklamıştık defalarca..
Bu olaylar Atatürk'ün Selanik'teki evine bomba atıldı gerekçesiyle çıkmıştı.. Akşam saatlerinde Özal Harp adına birilerinin Atatürk'ün evine bomba attığı haberi çok kısa sürede İstanbul'da İzmir'de Bursa ve bazı Anadolu şehirlerinde duyulabilmişti. O günün haberleşme olanakları bunu nasıl sağlıyordu sorusunu da sormak gerekmez mi? Akşam saatlerinde yaşanan olay anında İstanbul'da, dışarıdan getirtilen insanların Beyoğlu'nda dükkanlara saldırmasını getiriyordu. Sabaha dek süren olaylar ertesi gün öteki şehirlere sıçradı ve evlere yönlendirildi.
Neden yapıldığını anlayabilmek için bu olaydan kimlerin sorumlu tutulduğunu görmemiz gerekir. Pek çok aldınımız. Sosyalist olarak bilinenlerin tutuklanmasıyla solun sorumlu tutulduğunu görüyoruz zaten solu sorumlu göstermek için yaratılmıştı ama çoğu insan bunu göremiyordu o zamanları..
Elbette bunun da bir nedeni vardı. Emperyalizme güven vermek isteyen bir siyasetin ürünüydü çünkü. Bakınız biz solculara karşı nasıl mücadele veriyoruz imajını birilerinde sağlamak içindi bu olaylar..