"Kıpçak Türkleri" Kimdi, Nerede Yaşamışlardı !?

       "Kıpçak Türkleri" Kimdi, Nerede Yaşamışlardı !?

Bugün de size, kısa tarihlerinde büyük ün yapmış, özellikle 'Sarı Saçlı, Mavi Gözlü' çok güzel kadınlarıyla, komşu aşiretlerin, Arap erkeklerinin akıllarını başlarından almış hikâyeleriyle ünlü bir Türk kavminden bahsedeceğim!.. İki-üç yüzyıllık tarihleri sonunda geriye bir 'Türk Devleti' bırakamamışlar, diğer kavimler arasında soyları birbirine karışıp, yok olup gitmişlerdir!..

Kıpçak Türkleri olan "Kıpçaklar"; Moğol istilasından önce de Siriderya, İdil ve Don Nehri arasında, Kafkas ve Kırım dağlarında, Hazar'ın kuzey düzlüğü ile bugünkü Kazakistan'ın orta ve kuzeybatı kısmında yaşayıp, pek çok Türk kavmi ile karışmışlar;  İran, Suriye, Rusya, Doğu Avrupa ve Bizans ile askerî, ticarî ve iktisadî ilişkiler kurmuşlardır...

Kıpçaklar, tarih sahnesine 9-11. yüzyıllar arasında, İrtiş boylarında Kimeklerle iç içe çıkmışlardır. Bunlar daha 8-9. yüzyıl civarında Orta Asya'dan Urallara geçmiş ve burada üstünlük kurmuşlardır. Sonra onları Siriderya boylarında, Oğuzlarla yan yana ve Orta Asya'ya dağılmış hâlde görüyoruz. Kıpçaklar, Moğol istilasından önce de Siriderya, İdil ve Don Nehri arasında, Kafkas ve Kırım dağlarında, Hazar'ın kuzey düzlüğü ile bugünkü Kazakistan'ın orta ve kuzeybatı kısmında yaşayıp pek çok Türk kavmi ile karışmışlar ve İran, Suriye, Rusya, Doğu Avrupa ve Bizans ile askerî, ticarî ve iktisadî ilişkiler kurmuşlardır. Önceleri "Mafazat Al-guz" (Oğuz bozkırı) diye bilinen topraklar da, artık XIII. asırda 'Deşt-i Kıpçak' adıyla anılmaya başlanmıştır. Çin'den Don Nehrine, Ural'dan Karadeniz'e kadar olan alana yayılan Kıpçaklar, bu devirden sonra da büyük bir hareketlilik içindedirler...

Kıpçak Balbalı, 12.yy. (Lugansk):

Daha ziyade Macar tarihçilerinden edinilen bilgilere göre, 1020 civarında, Batı Sibirya'da büyük bir Kimek-Kıpçak Kavimler Birliği vardır. Kuman (Macarca Kun) kavim yapısının, Kunlar ve Sarıkların yanı sıra en önemli üçüncü halkı olan Kıpçaklar, bu devirde birleşmişler ve kaynaşmışlardır... Bölgeye Kumanlar'dan yadigar kalan bir isim de Kemençe'dir. Kemençe, Kumanlarda şahıs ismi olarak da kullanılmıştır. 1290'da Macar Kralı IV. Laszlo'yu öldüren Kumanlardan birinin adı Kemenche idi... Şimdilerde (Küçük Keman) denilen Kemençe önünde Horon tepen Karadenizlilerin değişmez çalgısının adı da, taa o zamanlardan günümüze gelmektedir!..

Bugün bu konuya ne diye girdim ?.. Biz Türkler, insanlık tarihinin var olduğu yıllardan beri "ÇİN" lilerle beraber tarih yazmış bir milletiz!.. Dünyanın her yerinde bir Çinli ve bir Türk bulmanız mümkündür!.. Ama bizler birlik olmayı bir türlü sağlayamadığımız için, bugünlerde ÇİN gibi bir 'Süper Devlet' olamadık, bölük-pörçük halde ve sadece 'Üçüncü Dünya Ülkeleri' kategorisinde yer alabilmekteyiz, bu da hepimizi çok üzüyor!..

İşte bugün size tanıtmaya çalıştığım 'Kıpçaklar' da Türk soyundan gelen, en büyük savaşçılar, tuttuğunu koparan insanlardı!.. Bu özellikleri yüzünden birçok devlet bu Türkleri kendi sınır boylarını korumakta kullanmıştır!.. En başta Bizans İmparatoru III. İonnis, Kıpçak Türklerini Trakya ve Makedonya sınırlarının korunmasında kullanmış,  işleri bitince de, kendi hallerine terk edivermişlerdir!.. Ancak bugün sadece o özellikleriyle değil; 'mavi gözlü, sarışın, çok güzel ve cesur kadınları' ile anılıyorlar, yazık!..

Neyse, arada bir verdiğimiz tarih dersi yeter, yazımızı şair Arif Karakoç'un, Dalamanlı 'sarışın bir dul kadın' için yazdığı şiirini okuyalım:

"Arılar peteklerini kurşuna dizdiler/ Itırları, kınakınayı, aysarıyı gezdiler/ Dalaman darısına mektup yazdılar/ Dediler ki; 'Dağa çıktık, bilesin!..'// Kilesi beş paraya inesi darı/ Değirmen kapısından dönesi darı/ Sevgilin olacak 'Sarı Çavdarı'/ Değirmenci un edecek, bilesin!..// Dalaman darısını 'kahpe' diye dövdüler/ Çuval çuval, kalsur kalbur sövdüler/ Götürüp, döner taşın üzerine eğdiler/ Dediler ki; 'Ağzımıza göresin!..'//"               Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI