'VALİ GÜNAYDIN'DAN DERS GİBİ CEZA !?
Sayın Şehmus Günaydın'ı bizim Yatağanlılar çok yakından tanırlar!.. Yatağan İlçemizde uzunca süre 'Kaymakam' olarak çalışan sayın Şehmus Günaydın, olumlu çabalarının mükâfatını görüp, şu anda Kayseri Valisi olarak görevine devam ediyor!..
Yatağan'da görev yaparken, bir basın mensubu olarak kendisiyle çok defa İlçe halkı için yaptığı olumlu çalışmalarda beraber olma fırsatı bulmuştuk!.. Hatta en son; Lagina (Turgut) Antik Kenti girişine mermer sütunlar üzerine meşhur 'Lagina Kapısı' ve sac levhalar üzerine de "Hekate Tapınağı" resimlerini koyarak, bu eşsiz tarihi kente turist akımını sağlamak için çalışmış, o zamanki Turgut Belediye Başkanı sayın Muammer Bahçeli arkadaşımız da bu çalışmaya maddi-manevi katkı sağlayacağına söz vermişti!.. Mermer sütunları bir mermer fabrikasında yaptırıp, Karayolları'na izin için müracaat yapılmıştı!.. Ancak Karayolları, "Sürücülerin dikkati dağılır, trafik kazaları artar!" diyerek bu girişimimize izin vermemiş, tayini çıkan Kaymakam Günaydın ve bizler çok üzgün ayrılmıştık!..
İşte bu bizim eski Kaymakamımız, yeni 'Kayseri Valimiz Şehmus Günaydın' ile ilgili bir haber basında geniş yer aldı... Deniliyordu ki; "Kayseri'de üç Milli Eğitim Müdürü bir kafede maskesiz ve sosyal mesafe kuralına uymadan oturmuş, bir de bu görüntülerini sosyal medya hesaplarından paylaşmışlar!.. Bunu gören Vali Şehmus Günaydın çok kızmış; 'Örnek olması gereken bu üç Milli Eğitim Müdürü cezayı hak etmiştir!' diyerek, kendilerine para cezası kestirmiştir" deniliyordu...
Her zaman, her konuda duyarlı olduğunu bildiğimiz sayın Şehmus Günaydın'ı bu vesileyle bir kere daha saygıyla anıyor, yeni çalışmalarında başarılar diliyoruz!..
Aynı gün bir haber daha çok dikkat çekiciydi... Haberde deniliyordu ki; "Sahte maskeler salgını tetikliyor!.. Piyasada 'Üç Katlı' diye satılan maskelerin çoğunda, asıl filtre görevi gören 'Meltblown' kumaşı çok pahalı olduğu için kullanılmadığı, vatandaşların hem aldatıldıkları ve hem de hayatlarıyla oynandığı ortaya çıktı!.." deniliyordu...
İyi de kardeşim, Mart-2020'den bu yana tam 6 ay geçti, bu eksiği bulmak, 'kâr etmek' amacıyla 83 Milyon insanımızın hayatıyla oynayan bu şerefsizlerin yaptıklarını ortaya çıkarmak şimdi mi aklınıza geldi!? Zaten ilk aylarda vatandaşa maske dağıtmayı bile beceremeyen yöneticilerimiz bu konuda da geç kalmadılar mı!? Milletin bunca parası, bunca canı, birkaç 'paragöz maske üreticisi' için feda mı edildi yani!? Artık biz de 'Sahipsiz Millet' olduğumuzu düşünmeye, sağlık çalışanlarımızın her platformda "Yönetemiyorsunuz!.. Tükeniyoruz!.." demelerine biz de aynen katılmaya başladık, bilesiniz!..
Ya Rize-Çayeli AKP İlçe Başkanının; "AKP'ye üye olun, Külliye'de bir gün geçirme fırsatını yakalayın!" ilânıyla partisine yeni üye kaydetme girişimine ne demeli!? Ya haberi olmadan aynı partiye üye yapılanlara ne buyurulur? CHP Milletvekili Mahmut Tanal diyordu ki; "Yapılan bu ayıplı iş, Anayasa'ya ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na da aykırıdır! Bu vatandaşlar hemen Savcılıklara suç duyurusunda bulunmalıdırlar!" diyordu...
Neyse, biz bu yazımızı da bir şiirle bitirelim; Arif Karakoç'tan 'Dalaman Darısı':
"Arılar peteklerini kurşuna dizdiler/ Itırları, kınakınayı, aysarıyı gezdiler/ Dalaman darısına mektup yazdılar/ Dediler ki; 'Dağa çıktık, bilesin!..'// Kilesi beş paraya inesi darı/ Değirmen kapısından dönesi darı/ Sevgilin olacak sarı çavdarı/ Değirmenci un edecek, bilesin!..// Dalaman darısını 'kahpe' diye dövdüler/ Çuval çuval, kalbur kalbur sövdüler/ Götürüp, döner taşın üzerine eğdiler/ Dediler ki; 'ağzımıza göresin!.." (Kaynak: Sarı Yasemin - 19. Sayfa... Hazırlayan; Prof. Dr. Şadan Gökovalı...) Sakin KOŞAR...