Tam da Cumhuriyetin ve CHP'nin '100. Kuruluş Yıldönümünde', tam da Kurultaylarıyla ünlü CHP'nin 'Tarihi 38. Kurultayında' "7'nci Genel Başkan" sayın Kemal Kılıçdaroğlu; 13 yıldır oturduğu koltuğun, Kurtarıcımız ve Kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün koltuğu olduğunun bilincine bir türlü varamadan, partinin bütün avantajlarını sonuna kadar kullanmasına rağmen, girdiği Genel Başkanlık yarışını, '812 Oy' alan sayın Özgür Özel'e karşı kaybetti ve kendisine verilen '536 Oy' sonucunda, daha kesin sonuçlar açıklanmadan evine çekip gitti !..
Halbuki saatler öncesinden kendisine defalarca uyarılar yapıldı ve denildi ki; "Bu seçimde kayıptasın, 'İkinci Tur Oylama' yapılmadan sahneye çık, seçimden çekildiğini söyle, sahnede Özgür Özel'in elini havaya kaldırarak tebrik et, partinin her çalışmasında yanında olduğunu partililere ilân et, bu asırlık partililer de seni hiç unutmasınlar, ölene kadar sizi 'Onursal Başkan' olarak omuzlarında taşısınlar!.." demişlerdi... Ama Bay Kemal her zamanki gibi kimseyi dinlemedi, yanındaki Oğuz Kaan Salıcı, Faik Öztrak gibi yardımcıları ile sağdan devşirme Danışmanlarının söylediklerine kulak verdi, işte bu vahim sonuç ortaya çıktı, bütün olan-biten, esasen işin özü de sonu da budur arkadaşlar!..
Gerçekten CHP'liler, gerçek partililer hiçbir zaman Kılıçdaroğlu'na saygısızlık yapmadılar, her gerçeği açıkça söylediler, ama Bay Kemal bizim düşündüğümüz gibi olmadığını yine gösterdi; ne uyarılara kulak astı, ne de adaylıktan ve koltuğundan vazgeçti!.. Örneğin; İBB Başkanı sayın Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel ve birçok CHP Milletvekili aylardan beri "Değişim, Değişim!.." diye ortalığı yıktılar!.. Başta Uğur Dündar, Fatih Portakal ve İsmail Saymaz olmak üzere, partiden hiçbir beklentisi olmayan ünlü gazeteciler uyarılarda bulundular ve dediler ki; "Bunca seçim kaybı ve son seçimler zamanında kapı arkalarında tek başına verilen sözler nedeniyle sayın Kılıçdaroğlu'nun artık çekilmesi gerektiğini" defalarca haykırdılar!..
Ancak, dürüstlüğü ve devlet adamlığı konusunda hiç şüphe duymadığımız Bay Kemal, her ne hikmettense, o koltuktan bir türlü kalkmak istemedi ve kendisini bu hallere düşürdü!.. Daha seçim sonucu belli olmadan evine gidip, bizzat kazanan rakibini sahnede tebrik edeceğine, sosyal medyasından iki satır iletiyle tebrik etti ve partililerine böyle veda etti, yine ayıp etti!..
Bu son yaptıklarıyla bile, hani o meşhur şarkımız; "Kendim Ettim, Kendim Buldum, Gül Gibi Sararıp Soldum!" sözlerindeki gibi, sonuçta ne yaptıysa kendisi etti, kendisi buldu!.. 100 yıllık siyasi tarihimizde böyle bir şey ilk defa yaşanıyor; görev başında olan Genel Başkan, bir rakibi tarafından seçimle yeniliyor ve görevini bırakıyordu, bu da Bay Kemal'e nasip olmuş oldu!..
Kurultay öncesinde bir yazı yayımlamıştım, başlığı da; "Sayın Kılıçdaroğlu'ndan Siyasi Masallar!?" idi... Bugünlerde olabilecekleri ben o günlerde yazmıştım... Çok kişi tarafından kabul gören yazım için, bazı eleştiriler de gelmiş, onları da hoş görmüştük!.. Ama sayın Kılıçdaroğlu beni hiç yanıltmadı, tıpkı düşündüğüm ve yazdığım hataları aynen tekrarlayıp, sonuçta da tarihin tozlu sayfaları arasına girmeyi bizzat kendi elleriyle başardı, ne diyebiliriz ki? Zati siyaset böyle bir şeydir; hatır-gönül-vefa pek işe yaramaz; vakitsiz ölürseniz veya seçimde kaybederseniz hemen elden-yüzden düşer, unutulur gidersiniz!.. Baksanıza bizdeki 'Atatürk düşmanlarının' yaptıklarına; her yere başarılarından dolayı heykellerini diktiğimiz Atamıza yapmadıklarını bırakmıyorlar!.. Ya İngilizlere ne diyelim; II. Dünya Savaşı'nda kendilerini Hitler zulmünden kurtaran Winston Churchill'e yaptıklarını unuttunuz mu? Siyaset böyle bir şeydir işte; siz siz olunuz, ne içine giriniz, ne de ondan uzak durunuz!..
Peki, bundan sonra CHP'de ne gibi değişimler olacaktır? Nihayet yönetim kadrosu gençleşti, yeni isimlerin yeni umutlar getireceği, parti üyelerinde ve oylarında artışlar olacağı kesin de, iktidar olabilmek için çoookkk ama çok daha fazla çalışmaları gerekecektir, inşallah bu kadro onu da başarır diye umut ediyoruz!? Sakin KOŞAR...