Bu ülke insanlarımızın yarattığı haberler, gün geçtikçe bizleri çıldırtmaya başladı artık!.. Gün geçmiyor ki, yeni nesil her inanılmaz habere; "Yok artık, bu kadarı da olamaz !" demekten kendimizi alamaz olduk !.. Bu Edebali, Nasrettin Hoca, Yunus Emre, Atatürk torunları olan topluma ne oldu, nereye gidiyoruz, kim bizleri bu hale getirdi, bu işe bir 'DUR!' deme zamanı gelmedi mi daha !?
Evet, tam da Cumhuriyetimizin 100. Yılını coşku-sevinç-umutla kutladığımız gün, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı günü, Bursa'dan bir haber geldi: Bursa'nın Osmangazi İlçesi-Dikkaldırım Mahallesindeki evlerinin yanındaki kaldırım kenarında oturan, daha 9 yaşındaki iki çocuğa, bisikletli bir 'İnsan Kılığındaki Yaratık' yaklaşır... Sırtında 'Trabzon Spor (TS)' forması olan çocuğa sorar; "Sen hangi takımdansın bakayım?" deyince, çocuk gülerek; "Trabzon Sporluyum amca!" deyince, insan kılığındaki bu yaratık, cebinden çıkarttığı biber gazını bu küçücük çocuğun gözlerine ve yüzüne uzunca süre gaz sıkar, çocuk fenalaşınca da oradan bisikletiyle hızla uzaklaşır!.. Gözleri gazdan tahriş olan ve nefes alamayan çocuk hemen hastaneye kaldırılır, iki gün yoğun bakımda tedavi edilerek çocuk hayata döndürülür!..
Ailesinin şikâyetçi olmasına rağmen, birkaç gün bu konuyla ilgilenmezler, ama olay Sosyal Medyada patlayınca ve tepkiler çığ gibi büyüyünce, adının "Veysel İ. (31)" olduğu anlaşılan bu yaratık gözaltına alınır ve sorgulanır, cebinden de hiç kullanılmadık üç tane daha biber gazı tüpü çıkar!.. Anlaşılır ki; bu yaratığın daha önce de gazlı saldırıları olmuş, yeni vukuatları için de hazırlık yapmış!? Daha 9 yaşındaki küçücük 'Yusuf Emir Bolat' ise hâlâ soruyormuş; "Ben o amcaya ne yaptım da, bana bu kötülüğü yaptı?" diyormuş...
Şimdi bu adamı ne yapmalı? Mevcut yasaları biliyorsunuz, bu çocuk düşmanlarına verilen cezalar kimseleri tatmin etmiyor artık!.. 'Çocuklara Karşı Suç' işleyen her kim olursa olsun; "Pişmanım!" dese de, odun boynuna kravat taksa da, aileden özür dilese de, asla 'Hafifletici Sebepler' bu suçlarda asla geçerli olmamalı!.. Savunmasız buldukları bu masumlarımıza kim kötülük ettiyse, burnundan fitil fitil getirecek cezalar verilmeli, bu suçu işleyenleri toplum da dışlamalı, bir daha suç işleyecek halleri ve mecalleri kalmamalıdır!.. Yeter ama yahu!..
Son yıllarda zengin ve ünlü olmuş bazı insanlarımıza da bir haller oldu: 1-Metin Akpınar'ın sonradan ortaya çıkan kayıt dışı çocukları ve bunları zorla kabullenme haberleri... 2-Türkiye'nin en zenginlerinden ve merhum Vehbi Koç'un damadı olan İnan Kıraç'ın; mal-mülk paylaşımı yüzünden, bebekken evlât edindiği kızını, 38 yaşına geldiğinde "Evlâtlıktan Ret Davası" açması, baba kızın adliyelik olması... 3-Bir şekilde yasal veya kanunsuz yollarla kısa sürede zengin olan, şımardıkça şımaran, 'sonradan görme' ve görgüsüzce görüntülerini sosyal medyadan sürekli paylaşarak, evine ekmek götürmekte zorlanan insanların nefretini kazanan Dilan-Engin Polat ailesi... Hani nerede biz Türklerin binlerce yıllık sağlam ve saygı duyulan geleneklerine ne oldu!? Bizi bu hale kimler getirdi!? Neden koca koca Üniversitelerin Sosyologları, Psikologları, unvan üstüne unvan verilen 'Uzmanları' neredeler!? Neden bu önemli konu araştırılıp da, ülkemizin 'Gazi Meclis'ine raporlarını sunmuyorlar!?
Dün Almanya'dan bir haber daha düştü, zamane gençlerimiz zevkten ve sevinçten neredeyse göbek atacak kadar sevindiler!.. Haber şuydu: "Almanya, artık biz Türklere kapılarını ardına kadar açarak, 'Mavi Kart' uygulaması ile birçok uzman meslek sahibi insanlarımızı ülkesine alacak!.." Yani; doktorlar, mimar-mühendisler, eğitimciler, iktisatçılar, matematikçiler... Eee? Bunun neresi sevinilecek haberdi!? Bu Türkiye Cumhuriyeti üniversiteler açsın, tonlarca masraf edip uzman yetiştirsin, Almanya da gelip, şu el kiri para yüzünden bizim geleceğimizi kökten sömürüp gitsin!.. Uyumayın artık, bu bizim geleceğimizin köküne dinamit koymaktır, bunun nesine sevineceğiz ki !? Binlerce doktorumuz oraya gitti, bizim bütün hastanelerimizin ve hastalarımızın hallerini görmüyor musunuz siz!? Artık biraz akıllı olun, biraz Milliyetçilik duygularınız kabarsın da, tehlikenin farkına varın artık, NOKTA !.. Sakin KOŞAR...