Yeni mezun 960 genç Teğmenlerin Yemin Töreni sırasında kılıçlarını çekip de; "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz!.." sloganı atmaları olayını artık hepiniz biliyorsunuz... Yine bu yıl; yaklaşık '2.200 Yıllık' geçmişi olan 'Şanlı Türk Ordusu' tarihinde ilk kez, Kara Harp Okulu, Deniz Harp Okulu ve Hava Harp Okullarında "Okul Birincisi Teğmenlerin" üçünün de 'Kız Öğrenciler' olması çok dikkat çekiciydi!.. Bu genç kız çocuklarımızın hepsiyle çok büyük gurur duyduk!..
Ancaakkk... Bu Atatürkçü kızlarımızın başarısına ve attıkları slogana tepki gösteren kara vicdanlı, art niyetli insanlar da vardı; hemen kirli maskelerinin altından burunlarını çıkarıp, bu genç çocuklarımıza demediklerini bırakmadılar!.. Yandaş medya ortamındaki adam kıtlığında 'Gazeteci' geçinen, kendileri "küçük" ama, göbeği ve bünyesi bir hayli 'büyük' arkadaşlar ilk tepkiyi gösterdiler; "Bu slogana nasıl müsaade edildi, kim buna izin verdi!? O kılıçlar çekildiğinde, ya sayın Cumhurbaşkanımıza bir suikast girişimi yapılsa ne olacak, kimi sorumlu tutacaktık!?" diye ortalığı yıktılar...
Ba ba baaa... Şu kafa yapısına, şu zihniyete bir bakar mısınız? Bu arkadaşların koca kafalarının almadığı bir şey var: Orada, 2.200 yıllık geçmişi olan 'Şanlı Türk Ordusu'nun gözbebeği ve başarılı subayları vardı!.. 960 yeni Teğmen mezun olmuş, her üç Harp Okulumuzun birincileri Atatürkçü kızlarımız olmuş, herkes gurur, sevinç ve umut içinde coşarken, şu adamların akıllarından geçenlere bir bakınız!? Hani bir halt bildiklerinden filân değil de; bu olayda bile kendilerinin varoluş sebebi olan 'büyüklerine' yağ çekmek, gözüne girmek, bu bahaneyle ne kadar 'Kraldan Çok Kralcı Olduğunu' dünya-âleme göstermek amacı dışında, kabul edilebilir hiçbir sebepleri yoktu bu sözlerinin!..
Ertesi günü daha beter bir tepki de, Yeni Akit Gazetesi haber müdürü 'Zekeriya Say'dan geldi... Kara Harp Okulu birincisi olan kızımız 'Teğmen Ebru Eroğlu' için aynen şunları yazdı; "Peygamber Ocağı'nda ne işi var bunun!? Tipe bak; gözleri resmen 'felfecir' okuyor!.. 900 Teğmeni kendisine oyuncak etmesinden belli nasıl bir şey olduğu!.. 'TSK İç Hizmet Kanunu'nda 'Laikliği Korumak' diye bir görev tanımı yokken; bu tıfıl Teğmen, durumdan kendine vazife çıkarıyor!.. Biz bu 'Şark Kurnazını' eleştirince de; 'tutuklayın!' goygoyu başlıyor!.. Ben ne demişim; 'Dilruba K. gibi beyni emcüklenmiş, geri zekâlı' filân mı demişim?" diye tepkisini gösteriyordu... Sonuçta hakkında soruşturma da açıldı, bakalım sonuç ne olacak!?
'Gazetenin Müdürü' olmuş şu adamın ifadelerine; okul birincisi olmuş, gözbebeğimiz Teğmen Kızımız hakkında neler söylüyor bir bakar mısınız!? Aynı Afganistan Talibanı gibi, peşinen 'kadın düşmanı' olan bu tipler, artık son yıllarda çizmeyi iyice aşmaya başlamadılar mı!? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin "laik, demokrat, insan haklarına saygılı bir hukuk devleti" olduğunu bu tipsizler hâlâ anlayamadılar mı, yoksa anlamak mı istemiyorlar!?
Bu aynı 'yandaş arkadaş'; 27 Şubat 2024 günü Sapanca'da tatil yaptıkları 'Bungalov' evde çıkan yangında hayatını kaybeden 22 yaşındaki 'Doğukan Kaya' ve 21 yaşındaki türbanlı kız 'Aleyna Songül Kara' için de şu skandal ifadeleri kullanmıştı: "...Öldüklerine mi yanarsın, yoksa başörtülü bir kızın, erkek arkadaşıyla küçücük evin içinde, bungalovda yatacak kadar yozlaştığına mı yanarsın!?" demişti... Yani, ahlâksızlık olarak gördüğü bu iki sevgili için demek istiyordu ki; "Bunu başı açık kızlar yapabilir de, başörtülü bir kız sevgilisiyle tatile gidemez, bu onlara yakışmaz, ayıptır, günahtır!" demek istiyor, bu bahaneyle de çağdaş kadın ve kızlara, o kıt aklıyla güya lâf çakıyordu...
Bütün bu olanlardan sonra bu tiplere diyeceğimiz tek şey şu olacaktır: "Burası Suudi Arabiyya, Katar, Afganistan değil efendiler!.. Burası, kurtarıcımız ve kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk'ün 1923'te kurduğu çağdaş, laik ve bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir!.. Sakın bir daha bizi Ortaçağ karanlığına geri götürmeye uğraşmayın, bu akılsızlığı yapmayın; kabul edemiyorsanız da, buyurun Afganistan'a doğru ikileyiniz, yolunuz ve bahtınız da sadece orada açık olacaktır zaar!? Sakin KOŞAR...