DUA ETMEK DE 'SUÇ' MU OLDU !?

 

DUA ETMEK DE 'SUÇ' MU OLDU !?

Şu bir yıldır başımıza musallat olan 'Corona-19' virüsü salgınından mıdır bilinmez, insanlar bir garip davranmaya, yıllardır sürdürdükleri alışkanlıklarından vazgeçmeye, hayat hakkındaki düşünceleri de değişmeye başladılar!.. Bireysellik, bencillik, kişisel menfaatler biraz daha öne çıkmış gibi görünüyor!.. Herkesin kafasında; "Her Koyun Kendi Bacağından Asılır" düşüncesi biraz daha sıkça evrilmeye başladı sanki? Malûm salgın hastalıktan korunmak için "Maske, Mesafe, Hijyen" kuralındaki o "MESAFE" sözcüğü var ya, galiba insanlarımızı birbirinden, yani; 'sevgi-saygı-samimiyet' olarak bir hayli uzaklaştırdı, hısım-akraba bağlarını da bir miktar azalttı!.. Herkes birbirine potansiyel birer 'virüs taşıyıcı' veya 'öcü' gibi bakar oldu!..

Bunun yanında aramızdaki şakalar unutuldu, mizah anlayışımız hayli zayıfladı, tahammül ve sabır geleneklerimiz unutulup, manevi değerlerin yerini 'maddi' değerler almaya başladı!.. En küçük bir tartışmada birbirimize saldırır, yaralar, öldürür olduk!.. En küçük anlaşmazlıkta birbirimiz hakkında yıkıcı rakamlarla 'Tazminat Davaları' açmaya kalkışır olduk!.. Bizleri her gün yaratıcı fıkralarla ve karikatürlerle güldüren insanlarımız sanki buhar olup uçtular!.. Ne tiyatrolar kaldı, ne sinema salonları, ne yeni besteler çıkıyor, ne de yeni şiirler ve filmler!.. Yoksa insanlarımız hayallerinden sonra, umutlarını da mı toptan yitirdiler, ne!?

Aralık ayı başında Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Cuma hutbelerinde 'Yağmur Duası' başlatması üzerine, bazıları buna olumlu bakarken, bilimsel çevrelerden bazı eleştiriler de gelmişti, hatırladınız mı? İşte bu yağmur duasına özenip, Şanlıurfa İlimizin bir köyünde çok sık kesilen ve uzun süre gelmeyen elektrikler yüzünden sularının kesildiğini, öğrenci çocuklarının internetteki derslerini izleyemediklerini, süt inekçiliği yapanların hayvanlarını sağamadıklarını, buzdolapları çalışmadığı için yiyeceklerinin bozulduğunu söyleyip, onlar da elektriklerinin kesilmemesi için, köy erkekleri meydanda toplanıp, onlar da bir "Elektrik Duası" yapmışlar, görüntüleri bütün TV'lerde ilgiyle izlenmiş, insanlarımızı biraz olsun gülümsetmişlerdi...

Siz misiniz elektrik duası yapan; DEDAŞ hemen bu köylüler hakkında dava açıp, cezalandırılmalarını istemiş, iyi mi? Peki DEDAŞ mahkemede bu köylüleri neyle suçlayacak? Adamlar sadece dua etmişler, kimseye küfür etmemişler, hakaret yağdırmamışlar, silâhlı bir saldırıda bulunmamışlar, elektrik tellerine, direklere, trafolara bir zarar vermemişler, kimseyi hedef alıp da haksız iftiralar atmamışlar!.. Ne yapacaksınız? Yoksa son yıllarda moda olan 'Üyesi olmamakla birlikte FETÖCÜ' diye mi, 'PKK teröristi' diye mi suçlayacaksınız!?

Hani bu ülkede her şey "Özelleşince Güzelleşecekti?" Siz bu adamları dava edeceğinize, bu sorunlarını yerinde inceleyip de, gerekli tamirat-tadilâtları yapsaydınız, bu kesintiler olur muydu!? Kabahatin kökü sizdeyken, suçunuzu bastırmak için dua eden köylüleri dava ediyorsunuz, oh ne kestirme, ne zahmetsiz ve ne kadar ucuz bir yol bu!? "Korkut, Sustur, Zahmetsiz Kazanca Devam!" öyle mi? Size kolay gelsin de, adaleti ne yapacaksınız!? Yarın bu mahkemeyi kaybederseniz ne halt edeceksiniz!? Ya da, sadece dua eden köylüleri suçlu yaparsanız ne kazanacaksınız!?

Ben bunları yazarken, taa Amerika'dan ilginç bir haber geldi: Eski ABD Başkanı Barack Obama, şu karantina günlerinde kendi evlerinde kalan 22 yaşındaki kızı Malia'nın erkek arkadaşının çok fazla yemek yediğinden şikâyet edip, mutfak masraflarının birden % 30 oranında artmasından mızlanarak; "Kızımın erkek arkadaşından pek hoşlanmazdım ama, neticede iyi çocukmuş, fakat çok fazla yemek yiyor!" demiş, iyi mi? ABD gibi ülkede iki dönem Başkanlık etmiş bir adam, bir kişinin masrafından bu kadar yakınır mı yahu, çok yazık!.. Dedim ya, bu salgın tüm dünyanın huyunu değiştirdi!..       


 
YAZARIN DİĞER YAZILARI