EN ACIMASIZ İMPARATORLARDAN BİRİYDİ !?


Bugün sizi bir tarih yolculuğuna çıkarmak istiyorum!.. Doğuda en büyük imparatorluklardan birini kuran, Hindistan'dan Orta Avrupa'ya kadar topraklarını genişleten, dünyanın en eli kanlı ve en acımasız komutanlarından birini anlatmaya çalışacağım!..

Evet, 1155 yılında doğup, 1206 yılında Moğol Hükümdarı olup, 1227 yılında ölen, hâlâ mezarının nerede olduğu bulunamayan ve yakında ölümünün 800'üncü yıldönümü bütün dünyada anılacak olan "Cengiz Han (Temuçin)" dan bahsedeceğim. Yüzbinlerce kişilik atlı ordusuyla 21 yıl hüküm süren, hayatında sadece bir defa Selçuklu Hükümdarı 'Celâleddin Harizmşah'a yenilen bu hükümdarın o yıllarda hep yürüyerek veya at sırtında gittiği yerlere, insanlar bugün uçaklarla bile gitmeye üşenir haldeler!.. Her gün at sırtında, kurutulmuş et yiyip, geceleri çadır kurup, gündüzleri bunları toplayarak süren bir hayat!..

Genç yaşta babası 'Yesügey Bahadır Han' ölünce, kendine bağlı kabileler dağılmış, ülkesi yağmalanmış ve dağılmanın eşiğine gelmişti!.. Cengiz Han'ın 50 yılı bu kabilelerle savaşmak ve onları bir araya toplamakla geçti!.. Belki çok acımasız biri olmasının en büyük sebeplerinden biri buydu!.. Kimseye güveni yoktu, yapacağı işleri önceden kimselere söylemez, yola çıktıktan sonra gidecekleri yerleri anlatırdı!.. Zapt ettiği yerleri yakıp-yıkar, yendiği orduları hep kılıçtan geçirirdi!.. Bu sebeple Orta Asya'nın Türk kronikleri, İbnü'l Esîr gibiler ve Rusya'nın letopisleri, bu komutanın; "Tanrı'nın, insanlığın günahları için gönderdiği bir ceza verici" olduğunu tasvir ederlerdi.

Öldüğünde, mezarı hakkında hiçbir kayıt tutulmadı, kimseye -en yakınlarına bile- nereye gömüleceği söylenmedi, cenazeyi defneden grubun, tabutu ile birlikte tüm hazinesini bir vadiye defnettiklerini, sonra da bunların hepsinin öldürüldüğünü biliyoruz, o kadar!.. Bugüne kadar da mezarı hiç bulunamadı!..

Ölümü üzerinden 800 yıla yakın bir zaman geçmesine rağmen, Cengiz Han'ın bir Moğol veya Türk olup olmadığı, askerî dehası, yaptığı acımasızca katliamlar ve hazinesinin büyüklüğü hep tartışma konusu olmuş, tarihçiler aralarında atışıp durmuşlardır!.. Evet, Cengiz Han bir Moğol'du, Türk kavimleriyle çok dayanışma içinde olmuş, özellikle Çin ile savaşlarında birbirlerine çok büyük destekler vermişlerdir!..

Ancak, bütün Türk kavimlerinin en büyük eksiklikleri, Cengiz Han İmparatorluğunda da vardı!.. Çinliler, Hintliler ve İngilizler gibi, İmparatorluklarının 'KALICI ve SÜREKLİ' olması için gerekli eğitim ve yatırımları hiç yapmamışlardır!.. Bu eksiklik daha sonraki Moğollarda, Timur'da, Selçuklularda, Büyük İskender ve 624 yıllık Osmanlılarda da devam etti!.. Tıpkı birer 'Bahar Otları' gibi bahar yağmurlarıyla doğdular-yeşerdiler-geliştiler ve mevsim sonunda toz olup gittiler!.. Özellikle İngilizler buna çok dikkat ettiler, kalıcı olmak için eğitime ve yatırıma devam ettiler, sonunda da isimleri; "Üzerinde Güneş Batmayan İmparatorluk" diye anılır oldu!.. Bunda da en önemli unsur; sürekli eğitim, kültür, değişim ve yenileşme idi. Biz sürekli 'Eğitim Şart' diye boşuna yazmıyoruz ki!..

Evet, bugün tarihi başka bir boyutu ile ele aldık, umarız siz de biraz kafanızı dinlemiş, geçmişten gelen bilgilerden zevk almışsınızdır!.. Yazımızı bir Orhan Veli şiiriyle bitirelim bari: 'Rönesans- (1939).'

"Yarın rıhtıma gitmeli/ Rönesans çıkacak vapurdan/ Bakalım nasıl şey Rönesans/ Kılığı, kıyafeti nasıl/ Şık mı, sünepe mi/ Siyasî mi, bastonu var mı elinde/ Yoksa kâküllü, bıyıklı/ Hokkabaza mı benziyor/ Ambardan mı çıkacak, kamaradan mı/ Yoksa ateşçi filân mı/ Çalışarak mı geliyor gemide!?"                          
YAZARIN DİĞER YAZILARI