İşgalci ve çocuk katili siyonist İsrail'in, 12 Haziran 2025 günü İRAN'a başlattığı füze saldırısı ile başlayan 'füze savaşları' tam 12 gün sürdükten sonra; her iki ülkeden 700 kişinin ölmesi, 13.890 kişinin yaralanması, sayılamayacak kadar bina ve tesisin çökertilmesi sonucu, araya ABD'nin girmesiyle ateşkes sağlanabildi... Sizleri bilemem, ama benim bildiğim 'İşgalci ve Yayılmacı İsrail' bu ateşkesi yine ilk bozan ülke olacaktır diye düşünüyorum !?
Bu savaşın son günü ABD de çatışmaya müdahil olmuş, İran'ın nükleer tesislerine beton delici ve 'Sığınak Katili' denilen, radarlara yakalanmayan füzeleri, 'B-2 Bombardıman Uçakları' ile vurmuş, ateşkesi çabuklaştırmıştır!.. Hazırlanan ABD Raporu'na göre; artık İran'ın elinde nükleer bomba yapacak ne tesisi, ne de zenginleştirdikleri uranyumu kalmıştı... Ancak, 25 Haziran günü Hollanda'daki NATO toplantısı öncesinde kamuoyuna bir bilgi sızdı, bu raporda deniliyormuş ki; "İran'a atılan ABD bombalarının pek fazla etkisi olmadı, İran'ın nükleer bomba yapım faaliyeti bitmedi, sadece bu yapım çalışmalarını iki-üç ay kadar geciktirdi" deniliyormuş...
Tabii, bu sızıntı haberini iktidardaki Başkan Donald Trump çok kızmış, bu arada İsrail Başbakanı'y Netanyahu u da biraz haşladığı haberleri yayıldı!.. Bu arada Demokrat Partililerin Temsilciler Meclisi'ne sunulan bir kanun teklifiyle, "Başkan Trump'ın görevden azli" istenmiş, ama yapılan oylamada bu teklif reddedilmişti... Yani anlayacağınız, ateşkes sağlandı gibi görünüyor ama, halkın sokaklara indiği İsrail ile ABD'de ortalık darmaduman görünüyor!..
Bir de işin bu ülkelere getirdiği mali yükleri var tabii!.. 12 gün boyunca karşılıklı olarak, gece-gündüz binlerce çeşitli füzeler atıldı!.. Dronlar gönderildi, İsrail'in uçakları hiç durmadı, İran topraklarına bombalar yağdırdılar, bunların bazılarını da kaybettiler!.. İsrail'deki 'Demir Kubbe' ve İran'daki hava koruma sistemleri, bu füzelerin çoğunu havada imha etti, bazıları da şehirlerine düştü!.. Yıkılan binalar, yollar, köprüler, tahrip edilen hava limanları, iş yerleri, santraller ve barajlardaki hasarlar birkaç haftaya kadar tespit edilip, kamuoyuna nasılsa duyurulur!.. Ama bunların imarı, yenilenmesi, yeniden yapılması bu devletlerin bütçelerine 'Milyarlarca Dolarlık' yeni yükler getirecektir!..
Peki, bunlar sonuçta birçok ölü ve yaralıdan başka ne kazandılar !? Madem yine 'ateşkes ve barış' yapacak idiyseniz, siz ne diye günlerce en ağır masraflarla niye savaştınız !? Ne diye kapalı kaplar arkasında el-avuç ovuşturan silâh tüccarlarını sevindirdiniz ki !? Hiç 'Kara Savaşı' olmadan bir ülkenin savaş ve toprak kazanması mümkün müdür !? Bunlar 12 gün boyunca çocukların birbirlerine mantar tabancası veya havai fişek atmasından öte ne yaptılar, neyi başardılar ki !?
Bu çatışmalarla bir şey oldu: Hemen ertesi günü yapılan NATO toplantısında, bütün üye ülkeler, askerî harcamalarını, ülkelerinin GSMH'nın % 5'ine çıkartarak, Milyarlarca Dolarlık yeniden silahlanmalarını sağladı!.. Peki, yine kim kazandı? Amerika, Rusya, Çin, Almanya, İngiltere ve Fransa'nın 'Silâh ve Savaş Uçağı' üreten şirketleri kazandılar!.. Kendilerini 'Mazlum Ülkeler' olarak görüp de, halkına harcayacakları paraları, silâh ve mühimmat satın alarak eloğlunun şirketlerine verenler hiç akıllanmayacaklar dostlar!.. Bu ülkeler, olmadık sebeplerle birbirleriyle hemen kavga edeceklerine, bir orta yol bulup da, BARIŞ içinde yaşamayı bir öğrenseler, bunca masraflara gerek kalmaz, insanları de refah ve huzur içinde yaşamazlar mıydı !? Bu kafayla hep yazık oluyor 'Süleyman Efendilere' dostlar...
Neyse, yazımızı Orhan Veli üstadın 1938'de yazdığı bir şiirden alıntıyla bitirelim bari: "Hiçbir şeyden çekmedi dünyada/ Nasırdan çektiği kadar/ Hatta çirkin yaratıldığından bile/ O kadar müteessir değildi!../ Kundurası vurmadığı zamanlarda/ Anmazdı ama Allah'ın adını/ Günahkâr da sayılmazdı/ Yazık oldu Süleyman Efendi'ye !.." Sakin KOŞAR...