KİBARİYE HANIM; "ROMANLAR ALTIN ÇAĞINI YAŞIYORLAR" DEMİŞ !?

 

          KİBARİYE HANIM; "ROMANLAR ALTIN ÇAĞINI YAŞIYORLAR" DEMİŞ !?

Tam da bizim dert küpü gazeteci arkadaşlarımızın "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü" kutlamaları sırasında, tam da Bağ-Kur ve SSK emeklilerinin yalvar-yakar halde ücretlerine biraz daha zam istedikleri sırada, tam da Türk-İş üyesi birçok işçi ve sendikanın, Genel Başkan Ergün Atalay'a kızıp, 'kazan kaldırdıkları' bir zamanda ve tam da, ünlü komedyen 'Muhammed Nur Yahya'nın hazırladığı çok komik parodide; sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın sesini taklit ederek, İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı adayı aradığı zamanda, AKP'den aday olmak için güya Sinan Oğan ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun da müracaat edip, sırf kendi partilerinden intikam almak için AKP'den aday olmak istediklerini istedikleri parodisinin bizleri acı acı güldürdüğü bir zamanda; ünlü şarkıcı KİBARİYE çıkıp, sayın Erdoğan ve sayın Emine Hanımın ellerini havaya kaldırarak demiş ki; "Bizim Romanlar, sizin döneminizde altın çağlarını yaşıyorlar, çok sağolun efendim" diyesiymiş!? Ba ba baaa...   

Bu haber 10 Ocak 2024 günü akşam haberlerinde Sözcü Televizyonu sunucusu sayın Fatih Portakal tarafından duyuruldu... Sözcü TV muhabirleri hemen İzmir'deki Roman vatandaşlarla o gün yapılan röportajları da sundular!.. Genelde at arabası ve pedallı arabalarıyla 'karton, poşet, plâstik şişe, hurda' toplayarak geçimini sağlayan Romanların hemen hepsi de, Kibariye'nin sözlerine katılmadıklarını, aslında son yıllarda aç-bilâç halde sürünerek yaşadıklarını, çocuklarını iyi besleyemediklerini, her gün makarna-patates-çorba ile yaşamaya çalıştıklarını söylediler!.. Eee siz söyleyin bakalım; biz bir eli yağda, bir eli balda yaşayan Kibariye Hanıma mı inanacağız, yoksa gerçekten çile çeken, geçinemeyen Roman vatandaşlarımızın feryatlarına mı inanacağız!?

Şimdi size bir sır vermek istiyorum: Ben Bozüyük Köyü, yani son TV Dizileri söylemiyle "Güzel Köylü" bir yerel gazeteciyim!.. 1977-1978-1979 yıllarında bizim Bozüyük'ün meşhur mesire yeri olan 'PINARBAŞI' işletmeciliğini, Aydın'dan gelen "Otobüsçü Yaşar" adında biri yapmıştı!.. Karanlık bir adamdı, ama Pınarbaşı'nda yaptığı değişikliklerle, akşamları iki üç kadın şarkıcılar getirerek, konserler düzenleyerek, bu işletmenin geceleri dolup-taşmasını sağlamıştı!.. Köyün yerli ve Roman gençleri, o zamanlar meşhur olan tütüncülük işlerine, gündelik olarak '15 TL'den yevmiyeye gidiyor, akşam Pınarbaşı'na gelerek, tanesi 2,5 TL olan iki bira içiyor, 5 TL'ye de çerez alıp, köyün esnaflarıyla birlikte oradaki gece eğlencelerinde saatlerce iyi vakit geçiriyorlar, yevmiyeden 5 TL de ceplerinde kalıyordu!.. İşte 'Altın Çağ' da o günlerdi, ülkenin başında da merhum Ecevit ve Demirel gibi siyasiler vardı!..

O geçmişi 'KİBARİYE' kardeşimiz çok iyi bilir!.. Çünkü onu da Pınarbaşı'nı işleten Aydınlı "Otobüsçü Yaşar" bulup getirmiş, sahneye çıkarmıştı!.. O günlerde daha 16-17 yaşlarında, ufak tefek, cılız, kıpır kıpır bir kızdı, ama sesini herkes çok beğeniyordu!.. Köyden birçok genç ve oranın genç garsonları ona âşık olmuş, sürekli peşinden koşuyorlardı!.. Köyümüzün elektrik-su sorumlusu Necdet Usta ile Şoför Erol Çelik ağabeylerimiz, bu saf ve cahil Roman kızını çok iyi korudular, başına bir iş gelmeden köyden gitmesini sağladılar, bunları köyde herkes de biliyor!.. Ama, bugün sayın Kibariye'ye bunları sorsak, acaba hatırlamak ister mi acaba!? Ah benim saf kardeşim, işte güzel günler o günlerdi, hadi bugün bir yevmiye ile bırakın gece eğlencelerine gitmeyi de; bir öğün lokantada yemek yiyip, bir tane bile bira içebilecek misiniz acaba!?

Neyse... Böylesi bir günde 'çok desteksiz şekilde atılan' bu sözün bize hatırlattıklarını gördünüz mü!? Benim gibi bir ihtiyar dallamayı bile 50-55  yıl öncesinden bir nostalji yaşattı!.. Hay Allah senin iyiliğini versin Kibariye Hanım, sana bir ağabey tavsiyesi vereyim: Sakın bu sözlerin unutulmadan, çok fukara halde yaşayan Roman kardeşlerinin toplu yaşadıkları yerlere gitme, yoksa senin için TV muhabirlerine söyledikleri şeyler, hiç de hayra alâmet sözler gibi görünmüyor, biraz o sözünü unuttur da, oralara öyle git, e mi!?

Ne diyordu Şair Koca Ragıp Paşa; "Şecaat arz ederken, merd-i kıbtî sirkatin söyler" diyordu değil mi? Ben sana bu mevzuda başka ne diyeyim ki ???                 Sakin KOŞAR...

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI