Korkusuz Gazetesi yazarı sayın Memduh Bayraktaroğlu, 15 Şubat 2024 tarihli ve "Umuda Yolculuk" adlı köşesinde soruyordu: "...Merkez Sağda siyaset yapan DYP'nin Genel Başkanı Danışmanlığı görevi sırasında bile o partiye üye olmayan, çünkü partili ve partici olmayan, son 21 yıldır Erdoğan'a muhalefet eden, 15 yıldır sevgilisiyle (yani eşiyle) Muğla'nın Ula İlçesine bağlı Akyaka Mahallesi'nde yaşayan biri olarak; arkadaşım ve başarılı olacağına inandığım, siyasi ve iktisadi görüşü görüşüme, yaşam tarzı da yaşam tarzıma; Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlılığı benimkine benzeyen 'Aydın Ayaydın'a oy verirsem, beni yadırgar mısınız?" diye soruyordu...
Bendeniz ve sayın Memduh Bayraktaroğlu aynı yaştayız (73)... O, yaygın gazete 'Korkusuz'da, ben ise yerel gazetelerde "Muğla Devrim, Yatağan Demeç ve Özgür Milâs"ta yazıyoruz... Uzun zamandır sürekli Korkusuz Gazetesi'ni satın alıyor, zevkle de okuyordum... Ama bundan sonra alacağımı ve zevkle okuyacağımı hiç sanmıyorum!? Neden? Madem kendiniz sordunuz, ben de yanıt veriyorum: Ben sizin gibi bir yazarın, gelip de Muğla'dan iktidar partisinin Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı olan birine oy vermesine ihtimal bile vermezdim!? Üstelik, gizli verilmesi gereken oyunuzu, böyle açıkça, -birilerine de adres göstermeniz-, beni ziyadesiyle rahatsız etti!.. Bendeniz de her gün köşe yazıları yazıyorum, ama okuyucularım da bilirler ki; tabii bazı partilere eleştirilerim olur, ama oyumu kime vereceğime bu yaşıma kadar sadece ben ve Yüce Allah dışında kimse bilmez, kimseye de telkinde bulunmam!.. Çünkü bilirim ki; Tanrı herkese bir akıl ve fikir vermiş, takdiri de sadece onun kendisine aittir, başkasının aklına da ihtiyaç yoktur!..
Aynı köşe yazınızın bir bölümünde de; "...9 madenciye mezar olan 'Anagold Madencilik' e 'Kapasite Artışı İzni' verdiği için, eski Şehircilik ve İklim Bakanı Murat Kurum'un, iktidar partisi İstanbul B.B. Başkanı Adaylığından, siyasi ahlâkı değil de 'İnsanî Ahlâkı' tercih ederek, adaylıktan çekilmeli mi?" diye soruyordunuz... Sizin şimdi oy vereceğinizi söylediğiniz parti de aynı parti değil mi? Peki, bunu içinize nasıl sindireceksiniz?
İktidarın 11 İlimizdeki deprem bölgelerindeki başarısızlığı, sık sık çıkardığı 'İmar Afları' yüzünden insan kayıplarımızın kat kat arttığı, 13 Şubat günkü Erzincan-İliç maden faciasındaki 9 kişinin kaybı sonrası, çevrede yaşanacak büyük zehirlenmelerin sorumluluğunu herkes tartışırken, Meclis'e yine bir 'Maden Yasası' ile getirme gafleti tartışılırken, bu iktidarın 31 Mart Yerel Seçimlerinde yine başarılı olacağına gerçekten inanıyor musunuz!?
Herkes ya göründüğü gibi olmalı, ya da olduğu gibi görünmeli, yazdıkları gazete köşelerinde de herkese akıl verip, yanlışlarını eleştirirken, aynı yanlışa da kendileri asla düşmemelidirler!.. Bizler birer Yerel Gazete yazarlarıyız, ama büyük ustalarımızdan böyle gördük, böyle davranmaya devam edeceğiz!.. Bu yalan dünyaya geldik, bir süre sonra da 'Sessiz Bir Gemi' ile çekip gideceğiz, 'tutarlı olmak' geride bırakacağımız en büyük eserimiz olarak kalmalıdır!..
Bugünkü yazımızı, Yahya Kemal Beyatlı'nın "Sessiz Gemi" şiiriyle bitirelim bari:
"Artık demir alma günü gelmişse zamandan/ Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan// Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol/ Sallanmaz o kalkışta, ne bir mendil, ne de bir kol// Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli/ Günlerce siyah ufka bakar, gözleri nemli!..//
Biçare gönüller, ne giden son gemidir bu/ Hicranlı hayatın, ne de son matemidir bu// Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler/ Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler// Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden/ Birçok seneler geçti, hiç dönen yok seferinden!.." Sakin KOŞAR...