Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Temmuz ayı enflasyon rakamını, Haziran ayından '10 Puan' daha düşürerek, "% 61,78" olarak açıkladı ya? Aynı enflasyonu İTO '% 71' ve artık halkın en çok inandığı ve güvendiği ENAG ise '% 100,88' olarak açıkladılar ya? Sokakta ve sosyal medyada halkın, muhalefet partileri ve basında da ülkenin en ünlü ekonomistleri bu rakamları fena şekilde eleştirerek, ti'ye almaya başlamaları sonrası; herhalde biraz utanıp-sıkılmış olmalılardı ki, durduk yerde bir açıklama yaptılar, daha da gırgıra alınmaya başladılar!..
TÜİK açıklaması şöyleydi; "TÜİK; ülkemizin en şeffaf, en doğru istatistikleri yayınlayan kurumudur!" dediler iyi mi? Bu açıklama sonrasında ise, bu devlet kurumu daha çok eleştirilmeye ve daha çok alaya alınır oldu!.. Halk soruyordu: "Madem sizin rakamlarınız doğru ise, şu meşhur 'enflasyon sepeti' niye açıklanmıyor!? Bütün dünyada gıda, petrol ve doğalgaz fiyatları düşerken, neden bu ülke fiyatları 'dünyanın en pahalı' fiyatları!? Madem enflasyon bu ay '10 Puan' düştü ise, hangi mantıkla hem elektriğe, hem de doğalgaza '% 38 zam' yapıldı!? Mevcut fiyatın en az 10 Puan altına düşmesi gerekmez miydi!? Ne derseniz deyin, artık biz size inanmıyor, enflasyonu % 100,88 olarak açıklayan ENAG'a inanıyor ve güveniyoruz!.." diyorlardı...
Bütün bunların üzerine Merkez Bankası Başkanı çıkıp, hem Maliye Bakanı sayın Mehmet Şimşek'in açıklamalarını ve hem de TÜİK'i överek dedi ki; "Yaptığımız çalışmalarla enflasyonu düşürdük, bu sıkı duruşumuzu aynen muhafaza edeceğiz!" dedi, ya bu açıklama nasıldı? Yemin olsun o koltuklarınızda 'çok sıkı' duruyorsunuz, hiç de rahatsız olmuyorsunuz değil mi, bravo size!..
Sevgili dostlar, bu ülkede her şey yolundaysa, biz neden pahalılık ve enflasyonda 'dünya birincisi' bir ülkeyiz yahu!? Bu açıklamaları neyin nesi Allah aşkına !? Yıllardır emekli maaşlarının bu yanlı-yanlış hesapla düşük verilmesine sebep olduğunuz için, sadece emeklilerin günahları yüzünden ne aşağıda, ne yukarıda yatacak yeriniz kalmadı!..
---Ringde bir raunt boyunca dayak yiyen boksörün antrenörü, ikinci raunt için ara verildiğinde, eli-yüzü kan içindeki boksöre eğilip; "Çok iyi gidiyorsun, kesinlikle maçı sen kazanacaksın!" demiş... İkinci rauntta iki defa yediği dayaktan hakemin saydığı boksöre, yine ara verilince, gözünün biri görmez hale gelen boksörüne; "Vallahi bu raunt daha iyiydin, ha gayret, sen bu maçı kazanacaksın" deyince, artık sabrı kalmayan boksör; "Madem ben çok iyiysem, benim pestilimi çıkaran kim hocam!? Beni kandırmayı bırak, şu havluyu ringe at artık da, daha fazla hırpalanmayayım!.." demiş ya?
Bizi yönetenler de, tıpkı dayak yiyen boksörün antrenörü gibiler maşallah!.. Yıllardır bizi kandırıyorlar; "Oyunuzu bize verin, adalet, kalkınma '3-Y' nasıl ortadan kaldırılıyormuş gösterelim!" dediler, verdik oyları 'Yoksulluk-Yolsuzluk-Yalan' katlanarak arttı!.. "Verin bu kardeşinize yetkiyi, görün etkiyi!" dediler; verdik yetkiyi, gördük işsizlik, zam ve enflasyon etkisini... "Nass varken sana-bana ne oluyor? Faizi asla arttırmam, ben ekonomistim!" dediler, % 8,5 olan faizleri kısa sürede taa % 50'lerin üzerine çıkardılar, millet kredi kartlarının kendini parasını değil, artık 'Faizlerini' bile ödeyemez haldeler!.. O çok 'Şeffaf TÜİK' yöneticileri, ya bunlara ne diyecekler bakayım!?
Artık 'sunî gündemler' yaratarak bizleri başka konularla meşgul etmeyiniz, yemiyoruz artık!.. Gerçekte biz, sabah kalktığımızda ilk elimizi-yüzümüzü yıkadığımız suyun, ettiğimiz yoksul kahvaltının, bu sıcaklarda buzdolabımızın yaktığı elektriğin, ödeyeceğimiz tüm faturaların zamlı fiyatlarını düşünerek, akşam yataklarımıza giriyoruz!.. Tatili, gezmeyi, eğlenceyi, gazete-kitap okumaların yanında, gülmeyi bile unuttuk, gülmeyi!.. Geldiğiniz gibi, gideceğiniz günü sabırla bekliyoruz, başka umudumuz kalmadı çünkü!.. Sakin KOŞAR...