TURGAY MUTLU MUTLU KÖŞE
DEŞTİN ÇİMENTO FABRİKASINA KARŞIYIZ
Deştin Köyü sınırları içindeki yemyeşil zümrüt orman sahasına yapılması planlanan çimento fabrikasına Yatağanlılar olarak karşıyız. Sadece bizler değil, civar illerdeki çevreci dostlar, Muğla halkı, Bayır, Deştin, Şeref, Esenköy, Bozarmut, Gökpınar, Alaşar ve Suluyer köylüleri de haklı olarak karşılar. Vatandaşın elinden yıllar önce biz burada domuz çiftliği kurup üretim yapacağız diyerekten satın alınan orman arazisine yapılacak olan çimento fabrikasının yerini bilmeyenleriniz olabilir. Çevre dostu olarak gidip görmenizde fayda var. Çevreciler ve köylüler neden fabrikaya karşı sorusunun cevabını kendi gözlerinizle burayı gördükten sonra verebilirsiniz. Daha önce de gidip gördüğüm bu sahayı, bugün yine Deştin Çevre Platformu ve Muğla Çevre Platformu'nun düzenlemiş olduğu ''Köyümüze Sahip Çıkalım- Çimento Fabrikasına Hayır'' protesto mitinginde gördüm. Dev iş makinaları ve kamyonlar fabrika kurulacak alanı düzeltmişler ve temel atma aşamasına gelmiş çimento fabrikası. Haliyle üzüldük tabi. Basın açıklaması ve konuşmalar sonunda hüzünlü bir şekilde ayrıldık. Fakat içimizdeki umut sönmedi. ÇED raporunun ve yapı ruhsatının iptali için Muğlalı avukat arkadaşlarımızın dava açması bizler için umut ışığı oldu. Umarım başarırlar. Burada emeği geçen Muğla Kent Konseyi üyesi arkadaşlara da çok teşekkür ederiz. Platform üyesi tüm arkadaşlarımızın her daim yanındayız.
Yıllar önce Yatağan-Çırpı Ovası mevkiine kurulması planlanan çimento fabrikasına Yatağan Çevre Platformu (YAÇEV) adına başta avukat arkadaşımız Nuray Şahbudak olmak üzere karşı çıkmış ve ÇED raporu almalarına engel olmuştuk. Fabrikayı kurdurmadık. Burada biraz gecikme olmuşsa da aynı sonucun alınacağını umut ediyoruz. Keza yine ilçemiz sınırları içindeki Hacıyaka mevkiinde kurulması planlanan çamaşır yıkama fabrikasını yine halkla beraber bir olup kurdurmadık. Bu işler mücadele ister. Halkı yanınıza aldınız mı sonuç alırsınız.
Çimento fabrikası emisyonu hava kirliliğine, hava kirliliği de başta solunum sistemi hastalıkları olmak üzere, kanser, kalp hastalığı, ağır metal zehirlenmeleri, alerji ve enfeksiyon hastalıklarına neden olmaktadır. Bunlar bilindiği halde neden bu ısrar? Niye yemyeşil ormanın içinde Deştin köyüne ve Muğla'ya zarar? Çimento fabrikaları, çevreye en çok zarar veren sanayii kuruluşlarından biridir. Çimento fabrikasında bulunan filtreler, çevreye verilen zararları da maalesef önleyemiyor. Sülfür gazı bir yayıldı mı bir daha zor temizlenir. Fabrikanın etkisi sadece yerel düzeyde kalmayarak ekosistem değişiklikleri, küresel ısınma, asit yağmurları gibi küresel düzeyde de etkili olacaktır. Bölgede yaşayan bitki ve hayvan türlerinin yok olmasına ve verimin azalmasına yol açacaktır. Çimento fabrikası doğaya, tarıma zarar verdiği gibi tarihi dokuya da zarar verecektir. Karya uygarlığının beşiği olan bölgemize, güzelim kentimize, turizmin gözbebeği Muğla gibi güzide bir şehre bu reva mıdır? Yakışıyor mu? Tez bu yanlıştan dönülmelidir. Burada kül depolama alanları oluşturulacak, termik santralden getirilen küller kullanılacaktır. Ayrıca kireç taşı çıkartılması için patlatmalar yapılarak yer altı sularının da akışı değiştirilmesi söz konusu. Toprak, su ve hava kirliliğine neden olacaktır. Tüm bu sebeplerden dolayı Fransa, kendi ülkesindeki çimento fabrikalarını kapatıp geri kalmış Afrika ülkelerinden ve ülkemizden çimento fabrikalarını satın almaktadır. Yetkililer bunu da mı bilmiyorlar? Artık uyanalım. Burada bu fabrika olmaz. Karşıyız.
Deştin Çimento Fabrikasının ÇED raporunu onaylayan AKP İktidarı
Deştin Çimento Fabrikasının yapı ruhsatını veren CHP li Menteşe Belediyesi
Haydi buradan yak.
Topu niye ikide bir birbirinizin üzerine atıp duruyorsunuz? Her ikinizde hatalısınız. Bu konuda işbirliği yaptınız. Çevre konusunda kim daha duyarlı ve çevreci olduğunu ispat etmek isterse haydi beraberce iptal edin. Bizde görelim bu konudaki samimiyetinizi. Top çevirmenize gerek yok. Seçimlerde boyunuzun ölçüsü de belli olsun. Ayrıca halen daha aklım almıyor Menteşe Belediyesinin işgüzarlığına? ''Biz vermezsek bakanlık verecekti nasıl olsa ruhsatı'' açıklaması bana göre kaçamak bir cevaptır ve bu kabul edilemez. İnanın çok üzüldüm. Keşke ruhsatı bakanlık verseydi de sizler vebal altında kalmasaydınız. Umarım geri dönüş yaparsınız da Muğla'mız bir felaketten kurtulur. Ülkemizin çimento fabrikasına ihtiyacı olup olmadığa tartışılıyor. Yetkililer şu aşamada gerek yok diyorlar. Peki bu nedir? Deştin gibi güzelim bir yer feda edilir mi? Niye iyice araştırma yapmadınız? Havamızın, toprağımızın, suyumuzun kirlenmesini istemiyoruz. Ve buradan tekrar haykırıyoruz:
"Deştin Çimento Fabrikasına Karşıyız"