DOZUNDA FEDAKÂRLIK

                    

Merhabalar sevgili okurlarım, güzel insanlar. Bir başka köşe yazımla sizlerle olmak çok güzel. Her birinizi tek tek sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Sağlığınız ve huzurunuz yerinde olsun gerisi hiç mühim değil. Şimdi kendinize hemen bir kahve yapın ve arkanıza yaslanıp makalemi okuyun lütfen keyifle.

            Konu başlığımızdan da anlayacağınız gibi "dozunda fedakârlık" olacak temamız. Hepimizin çok yaptığı bir duygudur fedakârlık öyle değil mi? Genellikle de dozunu fazla abartırız. Maddi ve manevi kendimizden vermeyi milletçe çok seven insanlarız çoğunlukla. Bizler böyle yetiştirilen güzel nesillerin evlatlarıyız çünkü.

            Yeri gelir sevdiklerimiz için kendimizi hep ikinci plana atarız genellikle. İsteklerimizin önceliğinden çok evladımızı, eşimizi, dostumuzu, arkadaşımızı mutlu etmeye çalışırız. İşte burada uzun nokta koymam gerek.. Kendimizi sürekli erteleriz. Özellikle biz anneler bu konuda aşırı fedakârızdır. Fakat babaların da hakkı ödenmez asla sakın kırılmasınlar. Birçok fedakâr baba var kendi ihtiyaçlarından vazgeçen sevdikleri uğruna. Biz anneler daha çok cefayı çeken tarafızdır. Adı üstünde "anne" asla hakları ödenmez en kutsalımızdır. "Cennet annelerin ayakları altındadır" diyen peygamberimiz Hz. Muhammed ne güzel söylemiştir.

            İşte dozunda fedakârlık nasıl olmalı acaba? Neler yapmalıyız bunun için hep birlikte düşünelim sizinle.  Fedakârlık sadece maddi olan boyut değildir, manevi tarafı da vardır. Sevgimizde de çok aşırıya kaçıyoruz bazen bunu yapmayalım lütfen. Karşımızdaki eşimiz, dostumuz, evladımız vs.kimse farklı duygulara kapılabiliyorlar sonrasında. Sevgiden boğulmak denen şeyin anlamı belki de böyle bir şey.  İnsanın özünde var sevmek fakat üstüne çok düştükçe insanlar, sevginizi çok belli ettikçe farklı tavırlara girebiliyorlar. Hepsi için geçerli olmasa da genellikle durum hep böyledir. Hepimizin başına gelmiştir çünkü yazımı okurken evet dediğinizi duyar gibiyim. Çok canımızı yakan insanlar olmuştur yaşamımız boyunca.   Hayatımızdan çıktıklarında, ya da bizi üzdüklerinde yazıklar olsun tüm emeklerime demişizdir öyle değil mi? Acı günlerinde yanlarında olmuşuzdur. Hasta olduklarında arayıp sormuşuzdur. En sevdikleri yemekleri yapmışızdır, doğum günü, özel günlerde severek, karşılık beklemeden içimizden gelerek hediyeler almışızdır. Maddi sıkışıklıkları olmuştur kim bilir insanlık hali hepimizin başına gelebilir, hissederek sıkıntılarını rencide etmeden dostane destek olmuşuzdur dostumuza, arkadaşımıza, yakınımıza.Aşırı değer vermişizdir özellikle de çok iyi tanımadan dost dediğimiz o kişilere.  Ailemizin bireylerine yaptığımız fedakârlıklar asla zorumuza gitmez, onlar bizim canımız, kanımızdır çünkü. Sakın yanlış anlaşılmasın yazdıklarım, tüm fedakârlıkları o günün şartlarına göre insani olarak seve seve yapmışızdır elbette fakat öyle bir an gelir ki bakarsınız şöyle ardınıza, tüm yaptıklarınız hiç olmuş ve en kötü insanda siz oluvermişsinizdir o dost bildiğiniz kişilerin gözünde. Sizi yaptığınız iyiliklerle vururlar onlar çünkü. 40 defa sırtınızda taşırsınız bir kez indirdiğinizde menfaatleri hemen biter maalesef. Genellikle egolu kişilerdir bu kişiler çoğunlukla. Sözde dostlarımın, hemşerilerimin başarıları ile gurur duyuyorum derler ama hep egoları tavan yaptığından sizin başarılı olmanızı çekemezler. Bir de sizi egolu diye yansıtmaya çalışırlar insanlara. Böyle durumları gördüğüm ve hissettiğim an o kişilerden hep uzaklaşmışımdır. Saygımdan da asla kusur etmemişimdir. Sessiz kalmak en güzeli. Polemiklere girmeye hiç gerek yok. Herkes kendine yakışanı yapar çünkü. Sosyal medya üzerinde olan sanal dostluklarla da maalesef ego çok fazla.

            Böyle durumlarla karşılaşmamak için biraz daha mesafeli yaklaşmalıyız tüm ilişkilerimizde diye düşünüyorum. Yapı meselesi aslında birazda, mesela ben kolay kolay uygulayamıyorum size yazdığım gerçekleri. Kendimden çok ödün veriyorum sevdiklerim için seve seve ama. Fakat her gün farklı ders çıkartıyorum hayattan. Daha temkinli olmaya çalışıyorum en azından. Bana düşmanca davranılsa bile ben o şekilde karşılık veremiyorum, sadece sessiz kalmayı tercih ediyorum. "Her şerde hayır vardır" derler ya hani. Aslında o kadar doğru ki bu söz.   Hayatın acı gerçeklerinden asla kaçınılmaz. Yaşanması gerekli çünkü tekrar o hatalara dönmemek adına. Her şey biz insanlar için. İnsanları sadece insanlar üzer ve insanlar mutlu eder. Çok değer verdiğiniz insanların ruhsal durumlarını da çok iyi sergilemek lazım aslında. Öfkesine hâkim olamayan insanlar hep olumsuzluklar katar çünkü hayatımıza. Birkaç kez belli ederler aslında seslerini yükselterek ve olumsuz davranışlarıyla biz yine polyannacı ruhumuzla hemen ön yargılı olamayız. Affederiz hemencecik. İşte bu ilk affediş var ya aslında ileride gelecek olumsuzlukların kaç kez tekrarıdır. Çünkü o kişi ya da kişiler yine aynı huyuna devam edecektirler. Farklı bir olayda yine patlayacak ve sizi yine üzecektirler. Ya bu şekilde kabul etmek lazım, bu da bizi bir hayli yaralar. Ya da yavaş yavaş uzaklaşmak lazım çok polemiklere girmeden sessizce..

            Defalarca denemişsinizdir uzlaşmak için insanlarla belki ama maalesef olmazsa olmuyor bazen yapacak da pek bir şey yok o zaman. Hayatın akışına bırakmak lazım. Yorulursunuz ve pes edersiniz sonunda. Sizi yormayan arkadaşlıklara yönelirsiniz ve dostluklarına nail olduğunuz o güzel insanların da varlığına şükredersiniz. Daha çok kıymetlerini anlarsınız çünkü. İyi ki varsın dersiniz hatta onlara. Kötüyü görmeden iyinin kıymetini anlayamayız bazen işte.

            Yazımın sonlarına hiç istemeden geldim yine bugün de. Allah hepimizin karşısına vefalı ve hayırlı dostlar çıkartsın inşallah. İyi ve saf insanların dostluklarının kıymetini bilelim ne olur. O kişiler bulunmaz bir mücevherdir bizler için çünkü.  Güzel bir türkümüzün ilk girizgâhı ile bitirmek istiyorum yazımı. Hep birlikte mırıldanalım isterseniz sizlerle buyurunuz:

 

Bin cefalar etsen almam üstüme, oy (üstüme, oy)

Gayet şirin geldi dillerin dostum, oy (dillerin, oy)

Varıp yad ellere meyil verirsen, oy (verirsen, oy)

Kış ola bağlana yolların dostum, dostum dostum

Dostum, dostum dostum

Dostum gelsene canım

 

 

Bir başka yazımda tekrar görüşmek üzere hoş kalın hoşça kalın ve dostça kalın güzel insanlar. En derin sevgi ve saygılarımla. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI