Dün Akyaka Yücelen Otelde Prof. Dr. Şadan Gökovalı 3. Yücelen Şiir Günleri etkinliği vardı.
Şadan Ağabey benim de bazı yıllar katıldığım Zafer Keskiner'in belediye başkanlığı döneminde gerçekleştirilen Salihli Şiir İkindileri'nin de mimarıydı.
Can dostu Hamdi Yücel Gürsoy'dan Akyaka'da da böyle bir etkinlik gerçekleştirmesini çok istemiş. İlk etkinlikte birlikteydik. Bunun sürdürülmesi konusunda katkı koymamı istemişti. Ne yazık ki 2. etkinlikte aramızda değildi.
Bu tür etkinliklerin - hele bugünkü koşullarda - gerçekleştirilmesindeki zorlukları göz önüne alırsak değerli iş insanı Hamdi Yücel Gürsoy'u ayakta alkışlamak gerektiği açık.
Yücelen Otel, otel olmaktan ziyade Nail Çakırhan'ın mimari birikimlerinden süzülüp gelen bir sanat eseri. Konferans salonu ise gerçek bir sanat mabedi. İnsanı güdüleyen, coşturan bir havası var.
Değerli kardeşlerim Sadettin Özbek ve Nail Ongun'la birlikte gerçekleştirdiğimiz sunumda Stratokiea'dan - Lagina'ya, Gökbel üzerinden Myus'a indik. Bafa Gölünden Prieneli Bias'ı anarak Lade'ye, İassos'a derken Güllük'e uzandık. Biliyorum Şadan Ağabey yaşasaydı, ekleyeceği çok şeyler olurdu.
Keşke ölenlerin beyinlerindeki bilgileri boşaltıp gitmeleri mümkün olsa. Organ bağışlar gibi...
Şimdi çıkıp gelse. Beni bunları yazarken görse "Yazıyorsun ya!... Yazmak insanoğlunun mucizelerindendir. " diyeceğinden eminim.
Ruhu şad olsun.