Büyük Taarruz'un dahiyane stratijisinde düşmanın kaçış yollarının kesilmesi son derece önemlidir. Bu görev Fahrettin Altay'ındı. Bana göre Ahır Dağlarını aşma demirdağı delmekten farksız bir destandır.
Atların sağrıları ıslaktı
Yeleleri zafer gülü
Ta Ilgın'dan Akşehir'den gelmişlerdi
Umudu inançla harmanlayarak.
Tez ayaktı Fahrettin Paşa
Aklında İzmir
Ve deniz kokulu imbat
Maşatlık, Efsun Alayları
Ve Hasan Tahsin
Ve ana kokusu Karşıyaka'dan
Dudaklarında eşsiz bir duaydı sanki:
"Karışıp Murat dağlarının sularına
Gediz olmak,
Akmak viran köylerden
Bozuk bağlardan
Soluk soluğa Körfez'e ulaşmak.
25 Ağustos Sandıklı,
Güneş bugün de çekip gitmişti
Bozkırın rengini sırtlayıp
Toplar hazırdı
Tüfekler, kılıçlar hazır
Atlar hazırdı
Ve atlılar
Bölük bölük atlılar
Atlılar alay alay
Gecenin karanlığına karıştılar
Vakur, sessiz ve kararlı atlılar
Bir doğumu kutsar gibi
Kutsal bir kitabı yazar gibi
Ölüme en uzak
Sonsuzluğa en yakın andaydılar
Şayak kalpaklı bir paşa
Yol üstünde durmuş
Bir Kocatepe'ye
Bir kızıl tüle benzeyen ufka baktı
Uzun mu uzundu yol
Ayaz mı ayazdı gece
Kuru derelerden geçtiler
Atlarını suvardılar taş kuyulardan.
Aman verirse Ahır Dağları
Sabaha Sincanlı ovasındaydılar.
Fahrettin Paşa okşadı yelesini
Öptü akıtmasından doruyu
Albaylar Mürsel, Zeki, Suphi
Ve zabitler
Yükleri tarih
Yükleri anayurt
Yükleri bağımsızlık
Dayandılar Ahır dağlarına
Halleştiler fısıltıyla
Sen diyarsın biz yar
Yol ver inelim Sincanlı ovasına.
Düşman mekân tutmuştu
Kasabaları köyleri
Kol geziyordu ova bayır
Tokuşlarlı Haydar Ağa
Bir bir yazıyordu
Korkakları işbirlikçileri
Köşe bucak olup biteni.
Güz erken inmişti bozkıra
Yapraklar düşmeden daha
Bağlar bozulmuş
Yörükler göç düzmeye hazır
Yine bahara ertelenmişti umutlar.
Dağlar mahzundu
Ovalar yılgın dereler susuz
Tedirgindi Eşe analar Döne kızlar
Gün inmeden el ayak çekiliyordu sokaklardan
Ve kapanıyordu birbiri ardına kapılar.
Haber uçurdu Miralay Nazmi
Sevindi çocuklar gibi Haydar Ağa
Nihayet beklediği an gelmişti
Ben hazırım, dedi
Ve tek tek anlattı
Ahır Dağlarının kapızlarını
Belenlerini, cılgalarını, gediklerini.
Cılga dardı
Bir yanı sarp bir yanı uçurum
Sırattı cılga ki
Bu gece Ahır Dağlarını aşmak
Sonsuzca var olmaktı.
Aktı atlılar yakadan yakaya
Sarktılar arkasına düşmanın
Sincanlı Ovası'ndan Dumlupınar'a
Bir hilal çizdiler
Yıldızı Anıttepe'de parlar şimdi.
HAT