BAŞKA SEVGİSİ…

  

Nermi Uygur, o önemli “Başka Sevgisi” adlı deneme kitabındaki;

 

Başka – sevgisiz dünya: Dilsiz ağız,

Sevinçsiz bayram

Gençliksiz ülke…

Başka sevgisiz dünya:

Elsiz ayaksız gövde

Düşünmeyen beyin

Gönülsüz eylem…”

dizeleriyle, bize bizi anlatır gibidir.

İki gün önce Üsteğmen Emre Kargın’ın ateşi düştü Dalaman’ımıza. Ardından canım yeşilini ateşe verdik.

Ve her zaman olduğu gibi, sosyal medyayı, taziye ve “Geçmiş olsun” dilekleriyle doldurarak görevimizi tamamladık.

Düşündüğümü ne saklayayım:

Bu dileklerin çoğu mecliste görünme, yasak savma; bir kısmı da çaresizlik dilekleri.

İster gerçek, ister mecazi anlamda olsun “Ateş düştüğü yeri yakıyor.”

Kendi acımızda kavrulurken ne kadar yalnız ve çaresizsek başkalarının acılarında o kadar aldırmaz, vurdumduymazız.

Oysa bizi biz yapan en yüce değerlerden biri başka sevgisi.

Yeni acılar yaşanmaması için köklü çözümlerin bir parçası olmamamız başka sevgisizliğimizden.

Bir günde o cennetin 350 hektarı yanmış.

Bakan;

“Çok büyük değil.” diyor.

“Çok şükür can ve mal kaybı yok.” diyor.

Büyüktür sayan bakan büyük, mal ve can kaybı da çoktur.

Bir dağ gezimizde rehberimiz, yaşlı bir çamı göstererek;

“Bu çamı özellikle kesim dışı bıraktık. Onun böyle heybetli duruşu çevredeki çamlara örnek olsun istedik.” demişti. Bizlerin şaşkın bakışları arasında ekleyivermişti:

“Siz ağaçları dilsiz ve ruhsuz mu sanıyorsunuz?”

Yine bir orman mühendisi anlatmıştı:

“Şu çam tırtılları var ya, senden benden demokrattırlar. Eğer fırsatını bulursan dene. Dizi halinde giden tırtılların en önünde gideni al. Geride kalanlar gitmez, sırayı bozup bir top oluştururlar. Muhtemeldir ki aralarından yeni bir tırtılı öncü olarak seçip yola öyle devam ederler.”

Dalaman, Göcek yanıyor.

Peki geçen yıllarda Güvercinlik, Marmaris, Adrasan, Çanakkale, Özdere yanmamış mıydı?

Daha dün yakılan ormanların yerine yapılan rezidanslarda, otellerde tatil yapmayı içimize sindirebiliyorsak başka Dalaman – Göcek yangınları bizi bekliyor demektir.

Emre Kargın, onca umudunu, düşlerini yaşayamadan sonsuzluğa uçtu.

Peki, dile kolay 35 yıldır on binlerce Emre’yi toprağa vermemiş miydik biz?

Hele hele 74 Emre’nin katilinin TRT’ye çıkarılmasına ses çıkarmıyorsak gelecek günlerin geçmiş günlerden daha aydınlık olmasını boşa umarız biz.

“Başka şeyler yapmak gerek.

Başka şeyler…

Başka sevmek gerek

Başka sevgisini

Başka yüreklere nakışlamak gerek.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI