İnsanlık dün gece vahşet yolunda bir eşiği daha aştı. Ne acıdır ki Yahudiler Kristal geceyi yaşamış bir halktı. Kendileri dayanılmaz bir acıyı yaşayan bir halkın torunlarının bir başka halka karşı böylesine acımasız olmasını anlamak olanaksız. Aşağıdaki şiiri 2002 Nisan'ında Ramallah'ta yaşanan vahşet üzerine yazmıştım. Bu sabah içimdeki acılar o günden daha yoğun...
ANNE FRANK EVİ'Nİ GEZERKEN
Yıl iki bin iki, nisandı aylardan
Anne Frank evini gezerken ben
Ramallah'tı kentin adı,
Savaş yorgunu bir adam
Mum ışığında
Ölümle bastırıyordu
Özgürlük açlığını.
Anne Frank evini gezerken ben
Bir çocuk masal anasıydı tarihin.
Şarkılar söylüyordu
"Kardeş olun ey insanlar!
Bunu ister tanrımız."
Bir çocuk yanıtsız sorular soruyordu
Kimdi babasını alıp götüren?
Gobels mi, Şaron muydu,
O göbekli adam?
Anne Frank evini gezerken ben
Yirmilik diş gibiydi ölüm
Beklemek yanmaktan da kötüydü
Henüz intihar sınırına varmadığı için
Ölümden kurtulanlar
Anne Frank'ın defterine
Yeni anılar ekliyorlardı.
Anne Frank evini gezerken
Yasını tutmuştum bir halkın
Berlin'de Kristal Gece'ydim
Amsterdam'da Bergen -Belsen'de
Eti kemiği korku bir kız
Auswichz'de, Belcez'de ölümün dibi
Şimdi Ramallah'ta, Cenin'de
Yüzünün bir yanı zifir kahramanlar
Ruhlarını arıtırken alkışlarla
Daha derin kesiğim
Ve kanlı kundaklara yazıyorum
Göğsü zincirli şiirleri.
Anne Frank anılarını okurken
Beytüllahim'de ben
Tanklar geçiyordu evlerin içinden
Acıyı anıtlaştıran balatlar,
Ve kırımlar cem oluyordu
Lejantlarında zamansız atlasların.
HAT
Tüy Ayaklı Zaman'dan