HARF DEVRİMİNİ HAZIRLAYAN ETMENLER

 

      HARF DEVRİMİNİ HAZIRLAYAN ETMENLER

      İlk bakışta Doğu uygarlığından, Batı uygarlığına geçişten dolayı yapılmış bir eylem gibi gözüken Harf Devriminin asıl nedeni, Arap alfabesinin Türk diline uygun bir alfabe sistemi olmayışıdır. Bu nedenle, yüz yıla yakın bir zaman öncesinden Harf Devriminin tohumları atılmaya başlanmıştır.

      1750 yılında İbrahim Müteferrika'nın kurduğu basımevinde Holderman, Avrupalılar için Latin alfabeli, Türkçe bir eseri bastırmıştır.

     Latin harflerinin dilimizde yarı resmi bir uygulama alanı da telgraf haberleşmeleri olmuştur. Telgraf hatları memlekete yepyeni bir dil kapitülasyonuyla birlikte gelmişti.

       Simsarlar telgraf makinelerinin Türkçe haberleşmeye elverişli olmadığını ileri sürmüşler ve telgraflaşma dilini Fransızca olarak devlete kabul ettirmişlerdi. Böylece devlet telgrafhanelerini dolduran Fransız memurlarına ve genişleyen yabancı dil nüfuzuna karşı içten içe ayaklanan milli duygu, Mustafa Efendi adında bir zatta ilk kahramanını bulmuş ve Mustafa Efendi 16 Ağustos 1855' te Edirne telgrafhanesinin ilk açıldığı gün, kendi hazırladığı alfabesiyle ilk Türkçe telgrafı devlet merkezine çekmişti. Latin harfleri sistemine dayanan bu Türkçe ilk Mors Alfabesi, Harf Devrimine kadar Türkçe haberleşmelerinde kullanılmış, Türk haber merkezine Latin alfabesiyle yazılmış olarak verilen Türkçe metinlerin de tellenmesine imkân sağlanmış ve böylece Türkçe, Latin alfabeyi yarı resmi, fakat pek sönük bir şekilde bir kenarda yaşatmıştır. (1)

     Münif Paşa, 1862 yılında Cemiyyet-i İlmiyye-i Osmaniye'de verdiği bir konferansta, Arap harflerinin yetersizliğini anlatmış, Avrupalıların yazılarını övmüştür. Daha sonra Azerî Ozan Mirza Fethali Ahondzade bu konuyla ilgili görüşlerini devrin sadrazamı ve Cemiyet-i İlmiyye-i Osmaniye'ye sunmuşsa da bir sonuç alınamamıştır. (1863)

     1869 'da İran'ın Londra elçisi Melkon Han, Şeyh Sadi'nin Gülistan'ını kendi bulgusu harflerle bastırmış; fakat yadırganmıştır.

       Ali Suavi de, yazı için birçok fikirler ileri sürmüştür. İleride göreceğimiz tartışmaların önemli noktası olan din-yazı bağı diye bir sorunun olmadığını, yazının sağ veya soldan yazılmasının dinle ilgili olmadığını savunmuştur. (Ali Suavi aynı zamanda hocadır.)

           " İlk resmi teşebbüs olarak 1909 'da kurulan ve İmlâ Komisyonunu" , yarı resmi bir kuruluş olarak da Recaizade Ekrem tarafından 1911'de kurulmuş olan "Islah-ı Huruf Cemiyeti" adlı derneği kaydedebiliriz.

         1912' de "Islah-ı Huruf Encümeni"  adı altında Gazi Muhtar Paşa'nın başkanlığında resmi bir encümenin kurulduğu görülür. (2)

      Bu arada, Harbiye Nazırı Enver Paşa' nın yalnızca bitişik harf usulünü kaldırmaktan ve harfler üstüne bazı işaretler koymaktan başka bir yeniliği olmayan yazısını belirtmemiz gerekir. Bu yazı için Falih Rıfkı Atay şöyle diyor:

       "Eğer harp çıkmasaydı, bu yazı umumileşecek miydi? Hiç zannetmiyorum. Hepimiz gülüyorduk. Fakat Enver Paşa'yı da denemesinden alıkoymak mümkün değildi.

        Enver Paşa bir vatansever ve muhafazakâr tipte bir ıslahatçı idi. Bu yazıda, onun kabalığı nevinden bir icattır. Fakat ilk yenileşme ve garplileşme hareketinden beri duyulagelen bir ihtiyacın ne kadar derinleştiğini gösterir. Bu bir fantazya değildi. Ciddi bir şeydi." (3)

YAZARIN DİĞER YAZILARI