HER ŞEY BİRDENBİRE Mİ OLUR?
Orhan Veli;
"Her şey birdenbire oldu;
Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;
Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.
Yemiş birdenbire oldu. "
dese de hiçbir şey birden bire olmaz. Tohum birdenbire çatlamaz; gül birdenbire açmaz. Zerrelerden küreye her şey için bir "oluş" ve "ölüş" süreci vardır. Ama biz fark ettiğimiz anın etkisiyle her şey birdenbire oldu sanırız.
Bugün Günbatımı Söyleşileri'nde " Termik Santrallerin İnsan ve Çevre Sağlığı Üzerine Etkileri"ni konuştuk. Prof. Dr. Ali Osman Karababa İzmir'den, uluslararası kuruluşlara danışmanlık hizmeti veren Milaslı hemşehrimiz çevre mühendisi Deniz Gümüşel Ankara'dan geldi. Bize içinde yaşadığımız; ama farkında olmadığımız sorunları bilimsel verilerle anlattılar.
Yok yok,korkmayın!
Yatağan ve Milas'taki santraller bizi hiç etkilemiyor. Onların yaydığı zehirli gazlar rüzgarların sırtında Fethiye'ye, Denizli'ye, Aydın'a Rodos'a Simi'ye Kos'a gidiyor; hatta Akdeniz'i aşıp ta İskendieriye'ye yağıyorlar.
Malum Bodrum, bir cam fanus içinde. Bodrum pazarında satılan sebze ve meyveler de Torba kontrol noktasında dezenfekte edildikleri için Bodrumlular rahatça yiyebilirler. Sularımızda da hiç sorun yok. Bulutlar Bodrum'a girerken radyasyon taramasından geçiyorlar.
Sanırım bundan olsa gerek geçmiş toplantılarda tıklım tıklım dolan salon bu kez boştu.
Öyle ya şimdilerde daha önemli işlerimiz var.
Örneğin, yerel seçimler, seller...
Hani derler ya "Denizden babam çıksa yerim."
Bir çipura ya da dilbalığı. Yanına da roka rakı...
Son zamanlarda kalp krizleri, inmeler, bunamalar, unutkanlıklar arttı mı dediniz?
Ya şu termik santrallerin kurulduklarından bu yana tepemizden 28 ton ton cıva yağdırdığını bilseydiniz ne yapardınız?
Rakamlarla kimsenin başını şişirmek değil niyetim.
Her şey birdenbire olmuyor. Ama kötü bir şeylerin olduğunu söylemek aydın olma sorumluluğu.
Çözüm mü dediniz?
Bana ne?
Yazıyorum, okunmuyor.
Ta nerelerden yıllarını bu işe harcamış uzmanlar getiriyoruz. Anlat hocam dinleyelim, diyoruz. Üç adım yürüyüp de bedavadan bilgi edinmeden de eriniyorsunuz.
Bu yaşta göbek atacak değiliz herhalde!
Lütfen, sularınız kesildiğinde ciyak ciyak bağırmayın.
Lütfen meyve vermeyen ağaçlarınızı suçlamayın.
Lütfen, nefes darlığı yaşarken, aksırıp tıksırırken sızlanmayın.
Hele hele kansere yakalanırsanız neden ben, demeyin.
Hiçbir şey birdenbire olmuyor.
Ne soluduğumuzu bilmiyorsak; ne yediğimizi, ne içtiğimizi sorgulamıyor; üstelik öğrenme gereği hissetmiyorsak
"Salıver yakasını gitsin balam!" demekten başka bir şey gelmiyor elden.
Aslında bu gibi etkinlikleri bizlerin değil; belediyelerin, odaların, derneklerin, kaymakamlıkların yapması gerekir.
Oysa bugün aramızda ne Bodrum'u yöneten ne de Bodrum'u yönetmeye talibim diyenlerden biri vardı.
Soru:
Yatağan ve Milas termik santrallerinin Bodrum'un havasına, suyuna ve denizine ve sofrasına koyduğu besinlere etkisi nedir?
Sayın Bodrum aşığı yönetici ve yönetici adayları önünüze konacak bilimsel veriler ışığında Bodrum için ne gibi çözümler düşünüyorsunuz?
Oyum, partisi ne olursa olsun, bu konuda beni ikna edecek adayındır.
İsteyen oyunu amca oğluna, bizim oğlana, yandaşa, candaşa versin... İsteyen yollara bakarak, isteyen gözünün üstünde kaşı var deyip versin.
Bölge, ülke hatta dünya sorunlarından soyutlanmış yerel yöneticilik devri çoktan tarihe karışmıştır.
İstediğiniz kadar kulaklarınızı tıkayın, istediğiniz kadar gözlerinizi kapayın nefes aldığınız müddetçe kendinizi çevrenizde olan bitenden soyutlayamazsınız.
Ha benim yerime başkası yapsın diyorsanız, dünyada kahramanlar devdi de ne yazık ki bitti.
Ya birlikte ayağa kalkacağız; ya birlikte yok olacağız.
Haydi derin bir nefes alın şimdi. Ve sorun kendinize:
İçime çektiğim ne?