KIRLANGIÇ İLE SERÇE
Bir sabah yine erken,
Kırlara uçtu kırlangıç.
Birkaç sinek kaptı,
Birkaç da böcek.
Karnı doymuştu ama
Yanmıştı kursağı susuzluktan.
Kanat vurup dereye
Soğuk su içmeliydi
Her zaman su içtiği pınardan.
O da ne?
Eğilmiş su içiyordu bir serçe
Tam da kendisinin su içtiği yerden
Durdu kırlangıç,
Ürkütmemek için serçeyi
Yüksek bir dala kondu sessizce.
Suyu yutmak için
Başını kaldırınca serçe,
Onu gördü, pırr etti yüreği.
Bu korkuyla,
Kaçmak istedi oradan.
Kaç gündür hastaydı,
Güçsüzdü kanatları.
Sendeledi, düşüverdi suya.
Bunu gören kırlangıç,
Hemen suya daldı,
Tutup kanatlarından
Onu kıyıya aldı.
"Korkma,
Benden zarar gelmez " dedi.
"Sen suyunu iç,
Ben sıramı beklerim."
Bu sözlere pek sevindi, serçe.
Dedi ki:
"Beni kurtardığınız için
Size teşekkür ederim.
Kabul ederseniz,
Dostunuz olmak isterim."
"Gel öyleyse,
Birlikte içelim suyumuzu"
Dedi kırlangıç
Sonra karşılıklı,
Gagalarını suya daldırarak
Başlarını gökyüzüne kaldırarak
Kana kana su içtiler.
Ne tüyleri aynıydı, ne ötüşleri.
Hatta uçuşları bile
Farklıydı ama
Saygıyı ve sevgiyi
İlke edinerek
Kanat kanada uçtular,
Pınarlardan su içip
Çatılarda söyleştiler.
İki can dosttu artık
Kırlangıçla serçe.
Güzel güzel geçerken yaz,
Bir gece soğuk esti rüzgâr.
Sabah uyanır uyanmaz
Hemen dostuna uçtu serçe
Kapısını çalıp
"Uyan, dostum" dedi.
"Haydi kırlara uçalım,
Tohum toplayıp, sinek kapalım.
Hem karnımız doysun
Hem içimiz ısınsın böylece."
Kırlangıç yuvasından çıkmadan
Titreyen bir sesle
"Biraz işim var,
Yol hazırlığı yapıyorum" deyince
Çok şaşırdı serçe.
"Hayrola, benden habersiz
Nereye gidiyorsun böyle?"
Diye sorunca:
"Ben bir göçmen kuşum.
Atalarım gibi ben de
Nerede başlıyorsa bahar
Oralara uçmalıyım."
Diyerek yanıtladı dostunu kırlangıç.
Serçe o an kendisini
Yapayalnız hissetti,
Dedi ki:
"Bunu bana daha önce söylemeliydin.
Şimdi ben kiminle oynar,
Kiminle ağlar gülerim."
Kırlangıç da üzgündü elbet:
"Senden ayrılmak zor geldiği için
Hiçbir şey diyemedim.
Ama gece serin esti rüzgâr;
Tutuldu bacaklarım, dondu bedenim.
Yakında hava daha da soğuyacak.
Bu yüzden
Tez elden buralardan gitmeliyim.
Burada kalırsam, inan ölebilirim."
Dedi, kekeleyerek.
Serçe,
"Kal, sana bakarım"
Demek istedi.
Ama birden, aklına geçen kış geldi:
Dağ taş, ova bayır,
Avlular, sokaklar kardı,
Dereler donmuş,
Çatılardan
Kılıç gibi buzlar sarkıyordu.
Kaç gün, kaç gece
Korka korka kedilerden,
Çöplükte yiyecek,
Baca diplerinde,
Sığınacak bir delik aramıştı.
"İstersen gel seni de götüreyim,
Yorulduğun yerde
Durup seni beklerim"
Deyince kırlangıç
Kibarca, olmaz, dedi serçe:
"Biliyorsun ki ben
Ne hızlı uçabilir
Ne denizler aşabilirim senin gibi.
Çaresiz iki dost
Sarılıp sarmaştılar.
Gelecek baharda
Buluşmak dileğiyle vedalaştılar.
Dediler ki
Her kuşun bir dünyası var,
Her kuş kendi kanatlarına göre uçar.
Kim saygı duyarsa buna
Dostluğu en çok o hak eder.