MUHTEŞEM YÜZYIL!
Her ulus kendi değerleri için tutuculuk yapar. Versailles Sarayı'nın duvarlarında Fransa tarihiyle ilgili bir sürü tablo vardır; ama Waterloo savaşıyla ilgili tek resme rastlayamazsınız. Bunun tek nedeni vardır : Napolyon'un o savaşı kaybetmiştir.
Kabul edelim ki bizler de kendi doğrularımız üzerine inanılmaz tutucu bir toplumuz. Üstelik bunu dışa karşı da değil, biz bize yapıyoruz. Osmanlıcı mıyız, Osmanlı konusunda burnumuzdan kıl aldırmıyoruz. Atatürkçü müyüz, bu kez aynı tavrı onun için geliştiriyoruz.
"Muhteşem Yüzyıl" dizisi yayınlanmaya başladığından bu yana kendimizi yeni bir tartışma alanı içinde buluverdik.
Kimileri "Muhteşem Yüzyıl"ın bir belgesel bile olmadığını aklına bile getirmedi. İktidar partisinden yükselen hoşnutsuzluk hemen etkisini gösterdi ve RTÜK devreye giriverdi.
Kanuni Sultan Süleyman, kimilerine göre muhteşemdir, kimilerine göre de Osmanlı'nın çöküşünün başlangıcı. Çünkü yakamızı bir türlü kurtaramadığımız kapitülasyonları başımıza saran odur. Yine Hürrem Sultan'ın etkisinde kalarak dirayetli Şehzade Mustafa'yı, Beyazıt'ı öldürterek tahtı 2. Selim'in almasına yol açan da odur.
Kanuni, aynı zamanda iyi bir şairdir. Muhibbi mahlasıyla çok güzel şiirler yazmıştır. Bugün bir vecize haline gelmiş olan:
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi"
dizeleri onun iktidar düşkünlerine bir nasihati gibidir.
"İstanbul'um, Karaman'ım, Anadolu toprağım
Bedehşan'ım ve Kıpçak'ım ve Bağdat'ım, Horasan'ım
Güzel Saçlım, yay kaşlım, gözü fitne sevgilim, hastayım.
Ölürsem; kanım boynuna, medet, ey Müslüman olmayanım
Kapında övücünüm, daima överim seni
Yüreğim gam, gözüm nem yüklü, Muhibbi'yim ve halim hoş"
dizelerinde seslendiği Hürrem Sultan'dır. O Hürrem Sultan ki, sarayın en dirayetli, en zeki şehzadesi Mustafa'nın öldürülmesinin baş sorumlusudur.
Şehzade Mustafa'nın öldürülmesi, devrin birçok şairinin dizelerinde ağıt olmuştur. Taşlıcalı Yahya'nın şu dizeleri olayın vahametini özetler gibidir:
"Meded meded bu cihânun yıkıldı bir yanı
Ecel celâlileri aldı Mustafa Hân'ı,
Tutuldu mihr-i cemali bozuldu erkânı
Vebale koydular al ile Âl-i Osman'ı"
Stratonikeia'daki o ünlü aşkın kahramanlarından Kral Seleukos: " Kral asasının ne kadar ağır olduğunu bilen onu yolda bulsa, elini sürmez, geçer." der. Bu gerçek Kanuni için de gerçek olmalı.
Hürrem Sultan'ın Şehzade Mustafa'yı ortadan kaldırtmasının nedeni oğlu Şehzade Beyazıt'a saltanat yolunu açmaktır. Ancak Beyazıt, Lala Mustafa Paşa'nın kışkırtması sonucu, Kardeşi Selim (II.Selim)'le Konya'da savaşa tutuşur; ama savaşı kaybeder. İran'a kaçar. Bu olaydan dolayı babasına af dileyen mektuplar yazar, ama Lala Mustafa Paşa'nın adamları bunların padişaha ulaşmasını engeller. Babası gibi şair olan şehzadenin şu dizeleri "Muhteşem Yüzyıl"ın bir başka yüzünü aydınlatan bir ışık gibidir:
Ey seraser âleme Sultan Süleyman'ım baba
Tende canım, Canımın içinde cananım baba,
Bayezid'ine kıyar mısın benim canım baba,
Bigünahım, Hak bilür, devletlü sultanım baba.
Şehzadenin dileği babasının torunlarını babasız koymamasıdır.
Hak taâla, kim cihanın şahı etmiştir seni
Öldürüp ben kulunu, güldürme şahım düşmeni
Gözlerim nuru oğullarımdan ayırma beni
Bigünahım, Hak bilür devletlü sultanım baba
Kanuni oğluna şöyle yanıt verir:
Ey zaman zaman isyan eden oğul,
Boynuna fermanımı asla takmayan oğul,
Ben kıyar mıydım sana ey Bayezid Han'ım oğul.
Günahsızım deme bari, tövbe et canım oğul.
Şehzade Beyazıt, 25 Eylül 1561'de artık tahtın tek varisi olarak kalan II. Selim tarafından öldürtülür. Ancak bu da yeterli olmaz. Şehzadenin tüm çocuklarının da öldürülmesi tahtın selameti için gerekli görülür.
Şehzadenin kundakta bir bebesi vardır. Bebeğin boğdurulması için Bursa'ya cellat gönderilir. Cellat içeri girer, bebek uyumaktadır, kıyamaz öldürmeye. Dışarıdaki yedek cellat bir süre bekler, sonunda kurallar gereği hem bebeği, hem de celladı öldürür.
Ne dersiniz, dizinin ilerleyen bölümlerinde sizce bu gerçeklikleri seyretme şansımız var mıdır? Sanıyorum buna, tarihin gerçekleriyle yüzleşmeyelim diye ne Cumhuriyetin kurucularına veryansın edenler izin verir ne de diziyi çekenler cesaret edebilir.